Şimdi son vedalara sarılacak kollarım
Yetim günaydınlarım alın yazım hoşçakal.
Vuslatsız bir sılaya bağlanacak yollarım
... Cam kenarı düşlerim, dalgın gözüm hoşçakal.
Zamanın yazgısında erken tükenen gücüm
Ağında büyüdüğüm zalim kader hoşçakal
Kula hibe ettiğim hiç almadığım öcüm
Güllerimi solduran ayaz keder hoşçakal
Umudu uyuttuğum yâr bildiği her gecem
Ay ışığım, yıldızım, rüzgâr yüzlüm hoşçakal
Bitimsiz cümlelerim kalbimde ki aşk ecem
İç titreten sevgili, amber sözlüm hoşçakal
Yağmur kokan yaprağım gözyaşı sığınağım
Sevgimin asaleti beyaz gülüm hoşçakal.
Bükülmeyen kalemim sadık tek dayanağım
Ağlayan şiirlerim, naif dilim hoşçakal.
Çocuk heyecanıyla her gün titreyen sinem
Misketlerim, bebeğim korkularım hoşçakal.
En değerli şiirim sevgi kokulu annem
Dilimden hiç düşmeyen, şarkılarım hoşçakal.
Simsiyah saçlarında yıldız büyüten melek
Yüreğimi titreten güzel sızım hoşçakal.
Rabbime el açarak şükür ettiğim dilek
Canımın can parçası, İrem kızım hoşça kal
Leyla USTA
Hüzünlerle ve sevinçlerle dolup dolup boşalan insanoğlunu sevgi ve inanç yaşatır. Sevgi ne kadar güçlüyse o gücünü inanmaya, güvenmeye ve sadakate borçludur. Ancak moral bulan bu devinimde kopukluklar, kırılganlıkları barındıran düşünceler zaman zaman yerini duyguya bırakır. Duygu veya duygusallık bizleri çoğu zaman çetrefilli hallerden çekip çıkarmasa da rahatlamamızı temin eder. Bazen düşünmeyi kısa süreliğine de olsa nadasa bırakmalı ve duygulara yer vermelidir. Fikirler duygulara genellikle hâkim olsa da bazen de duyguların düşüncelerin önüne geçtiği görülür. Şiirlerde de bu böyledir. Histen yoksun bir şiir, şiir olabilir mi? Şiir fikirle var olmasına karşılık duygusuz bir şiir, şiir olmaktan çok uzaktır. Bir evrenin bütün katmanları, bütün renkleri, bütün güzellikleri ve daim her şeyi… Ama kısa ve öz. Bu nedenle de nesir etkisinden uzak biçimli, ustaca söz dizimi…
Ağlayan şiir… Güldüreni olduğuna göre ağlayan şiiri de olur mu, olur. Mısralarında lirizmin etkisi daima görülen Leyla Usta “Ağlayan Şiir” de can özünden bir “Hoşça kal!” çekmiş. Ümitlerin gerçekleşmemesi acı üzerine acılar yaşanması karşısında bir hoşça kal diyebilmek! Pek kolay olmasa gerek. Zira insanlar yerinde diyebilecekleri bir hoşça kal ile çok şeyler kazanabilirler. İşte Leyla Usta’da acıları adeta bal eyleyerek candan bir hoşça kal diyor “Ağlayan Şiir”inde.
Şimdi son vedalara sarılacak kollarım
Yetim günaydınlarım alın yazım hoşçakal.
Vuslatsız bir sılaya bağlanacak yollarım
... Cam kenarı düşlerim, dalgın gözüm hoşçakal.
Vedalar adeta bir ukde bırakır bizlerde. Üstelik bu son bir veda ise sarılamayan kollar her ne kadar sarılmanın özlemiyle tutuşsa da… Artık bir alınyazısı olgusunda bir merhaba, bir günaydın diyebilmenin silikleştiği, yok olduğu bir mekânda vuslata mağlup olmak varsa… Her nedense sılaya çeker insanı bu yazgı; bir cam kenarında dalar gidersiniz.
Zamanın yazgısında erken tükenen gücüm
Ağında büyüdüğüm zalim kader hoşçakal
Kula hibe ettiğim hiç almadığım öcüm
Güllerimi solduran ayaz keder hoşçakal
Zaman insanın hayatını etkileyen önemli bir kavramdır. Zaman mevhumunu en iyi düşündüren şairlerimizden birisi Tanpınar’dır. Ancak her şairin mısraında zamanı görmek, zamana yenik düşmek vardır. İlk dörtlükte kendini doğrudan hissettirmese de Şair Leyla Usta ikinci dörtlüğe zamanın gücünü ne denli tükettiğine vurgu yapma ihtiyacını hisseder. Kader biz(i)leri her ne kadar oradan oraya atarak büyütse de bunu zalimce bir düşünceyle nitelendiririz. Ancak kadere zalimlik gibi bir niteleme mısrada her ne kadar yerli yerinde gibi dursa da bunun Saiklerini düşünmek daha gerçekçi olacaktır. Ama yine de neticeten insanın çektiği kaderi gibidir sanki zira öyle görür ve düşünür. “Kula hibe ettiğim hiç almadığım öcüm” mısrası da kendi kaderine razı olmaktan maada iyi niyete bağlanan bir durumdur. Şair, hayatın gülünü solduran bir alınyazısında kederlere bir soğuklukla hoşça kal demek yürekliliğini gerçekliğini yansıtır.
Umudu uyuttuğum yâr bildiği her gecem
Ay ışığım, yıldızım, rüzgâr yüzlüm hoşçakal
Bitimsiz cümlelerim kalbimde ki aşk ecem
İç titreten sevgili, amber sözlüm hoşçakal
Umut ve zaman birinci ve ikinci kıtlarda olduğu gibi bu kıtada da etkilidir. Geceyi yar bilerek bu umudu gerçekleştirememek; ay ışığı, yıldızlar gibi parlaktır ama insana hüzün ve soğukluk veren, içini üşüten bir rüzgâr kadar da gerçektir. Candan sevince yar için akan sular dururmuş. İstediğiniz kadar cümleler kurun ki aşk için yine de kelimeler kifayet etmeyecektir, yarım veya eksik kalacaktır. Bu aşk ki seveni de sevileni de titretir ama kokusu yüreklerde kaldığı kadar dudaklarda da iz bırakır.
Yağmur kokan yaprağım gözyaşı sığınağım
Sevgimin asaleti beyaz gülüm hoşçakal.
Bükülmeyen kalemim sadık tek dayanağım
Ağlayan şiirlerim, naif dilim hoşçakal.
Yağmur ve gözyaşı… İkisi de bir hamurdandır fakat sevginin asaleti ve şairin şiarında kendini bulan beyazgül! Saflığın ve güzelliğin ve asaletinde kendini bulan güzellik!... Ne çare ki şair buna da bir hoşça kal çekiyor! İnsanı asalette bile hoşça kal dedirtecek bir duygu ki mevzu o kadar derin mi derin ve bir o kadar da üzüntü verici. Dik, eğilmeyen bir baş, bükülmeyen bir kol gibi bir kalem sadık bir yar gibi tek dayanak ama sağlam bir dayanak! Leyla Usta’nın bütün şiirlerinde ve fikirlerinde var olan dayanak! Yürek ağlar, şiir ağlar, dil ağlar…
Çocuk heyecanıyla her gün titreyen sinem
Misketlerim, bebeğim korkularım hoşçakal.
En değerli şiirim sevgi kokulu annem
Dilimden hiç düşmeyen, şarkılarım hoşçakal.
Bütün mesele çocuklukla başlar ve belki de bu düğüm de burada çözülür. Bu nedenle de hep geriye çocukluğa dönüş vardır. Çocuklukla birlikte en kutsal ve güzel hoş kokulu yaratık olan anneye, anneleredir özlem. Bu sebeple de bir şarkı gibi ne dilerden ne de gönüllerden eksilir o yüce sevgi. Şair de altı kıtalık 14+14’erli olarak yazdığı bu şiirde anne ve kızına en güzel duygularla seslenir. Ancak bu son sesleniş diğer dörtlüklerle benzer gibi görünse de mana bakımından bir farklılık taşır. Son dörtlükteki hoşça kal bir bakıma vedadan öte bir anlam ifade eder. Cana can katan yüreğin üzerine titrediği kız(a)ına Rabbe dua edilerek duyulan bir güzel hoşçakaldır.
Simsiyah saçlarında yıldız büyüten melek
Yüreğimi titreten güzel sızım hoşçakal.
Rabbime el açarak şükür ettiğim dilek
Canımın can parçası, İrem kızım hoşça kal
Leyla Usta “Ağlayan Şiir” de bir kalbin yaşadığı bütün olumsuzluklara rağmen güzel bir hoşça kal demekte ve bütün güzel umutlarını sevgiyle diri tutmaktadır. Leyla UstaLeyla Usta