Televizyon kanallarında yayınlanan diziler genel olarak; zengin kız - fakir oğlan, zengin oğlan-fakir kız. Avukatlar, doktorlar, savcılar-hakimler, iş insanları/zengin-fakir ayrımı, az da olsa köylü -şehirli, doğrudan veya dolaylı mafya, gayr-ı meşru çapraşık ilişkiler, sokak çocuklar-kimsesizler, kabadayılar, yasadışı işler, aile içi geçimsizlikler-çatışmalar, miras davaları, soygunculuk-hırsızlık-kalpazanlık... Vs.

Diziler ve filim sektörünün alt yapısını; sinemada rol alan oyuncular ile tiyatro sanatçıları oluşturuyor. Sektör büyük bir alan. Emekçisi de oldukça kalabalık.

Örneğin bir dizide ortalama altmış civarında sanatçı varsa bunun iki katı ve daha da fazlası dizi film ve tiyatroların arka planında, yani mutfağında görev alan emekçileri var.

Sektör sanatçılarının büyük bir kısmı "mektepli" ve bir kısmı da "alaylı"dır. Alaylıların çoğunluğu ise şarkıcı-türkücü-popcu ve mankenlerdir. Bir kısmı da fenomen olmuş, ülke genelinde tanınmış kişilerdir.

Alaylı olup da sektörde yer alan oyunculardan kariyer ve yeteneğini geliştirmek üzere daha sonra eğim de almaktadırlar.

DİZİLER AİLEYE - TOPLUMA NEREDEN BAKIYOR?

Türk sinemasında 80'li yıllara kadar filimlerin temasında aile ve toplumsal çevre ön planda idi. Mahalleninin kendi insanlarına sahip çıktığı kadar mahalle baskısı da o denli belirgindi.

Türk sineması 1980 sonrasında;ülkemizde değişen siyasal, ekonomik ve toplumsal yapı, değişen zenginlik olgusu ve zenginliği somut olarak gösteren yaşam tarzlarının temsil edildiği görülür.

Örneğin yapılan araştırmaya göre, 1980 - 2015 yılları arasında 2375 filimden 560 kadarında zenginlik temalarının işlendiği tespit edilmiştir.

Yine 1980 sonrası dönemde çekilen film ve dizilerde zenginlik temsillerinin dönemin ekonomik, toplumsal ve kültürel yapılardaki değişmelerden etkilendiği söylenebilir.

Aile yapısını dönüştüren, çekirdek aileye alternatif yaşam seçenekleri üreten toplumsal dönüşüm yapısı bir dizi aileyi itibarsızlaştırma olgusuyla var olduğu görülür. Bu durum toplumsal yapıdaki değişimlerle birlikte dizi sektöründe de etkili olmuştur.

Ailenin çözülmesinde film ve diziler önemli bir faktör olduğundan geleneksel aile değerlerinin sahipleniş günden güne zayıflamaktadır. Bunun nedeni de aile bireyleri üzerinde etkili olan kültürel yozlaşmanın yansımalarıdır.

Film ve dizilerde evlilik teması en çok işlenen konulardır veya konuların içindedir. Evliliklerin bireyleri sıktığını savunan ve evlilik dışı aşktan yana görüşlerin filim ve dizilerde etkili olduğu görülmektedir.

Dizilerde konular her ne kadar çeşitlense de; aile damları, evlilik etrafında dönen çatışmaları merkeze almaktadır. Çatışmalardan beslenen, ajitasyon, dram, gözyaşı, hırçınlık, öfke, kin, husumet gibi duygulara bir de sinemada önceden beri vitrin objesi olarak kullanılan cinsellik de eklenince Türk sinemasında ve dizilerden ne beklenir ki?

Pek az film ve diziler bu anlamın dışında kalsa da aile kavramı diziler sayesinde de yara almaya devam ediyor.

Film ve diziler de iyi aile kavramı, başarılı aileler ve toplum içindeki bu yönde çıkışlara yönelik temalar işlenmelidir. Bu tür temaların işlenmeyişin ana nedenlerinden biri reyting kaygısıdır.

Bütün kanallar iyi aile üzerine diziler çekseler ve rekabet bu alanda olsa nasıl olur? Geçmişte Türk sinemasında bunun az da olsa örnekleri bulunmaktadır.

Türk sinemasının geleneksel aile yapısını temel alan filim çalışmalarında Millî Sinema üzerine emekler verilen ve üretilen filmler dikkate alınmalıdır.

İnsan yaşamının her alanında doğru ve iyi olarak görülen çok örnekler olduğu unutulmamalıdır!

Kötüler genelde iyileri kullanarak amacına ulaşır. İyiler de kötülerden ibret alarak güzel bir hayat sürmenin yollarını aramalılar