İki karşıt anlayış biçimi: alaturka ve alafranga... 
Alaturka: eski Türk töresini, yaşama biçimini benimsemiş ve buna uygun yaşam süren kimse demektir. Alafranga ise: frenklerin (Avrupa) eğitimiyle yetişmiş, batı uygarlığını benimsemiş kimse anlamını taşır.
Alaturka ve alafranga, 1920'li ve 1930'lu yıllarda, Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasıyla birlikte Cumhuriyet döneminde bu iki müzik türleri arasında yarışlar olduğu görülür. Alaturka Osmanlı'nın klâsik Müziği ile ilişkiliyken, alafranga Avrupa klâsik müziği ile birlikte ve diğer batı müziği formlarıyla  ilişkiliydi.
19.yüzyılda geriye dönük olarak gelenekçilik olarak alaturka anılırken, bunun zıddı olarak da İtalyanca kökenden gelen alafranga görülüyordu.
Günümüzde müzik başta olmak üzere özellikle de insan hayatında bir alafrangalık yaygınlaşmaktadır. Geçmiş yıllarda başlayan ve bu alanda anlayışlar önemli boyutlarda özenti hâline geldi ve bunun hayata etkileri artarak da devam etmektedir.
Doğu toplumunda özellikle Türkiye'de bu alandaki bozulmalar geleneksel Türk aile hayatında çözülmeleri de beraberinde getirmektedir.

DOĞU-BATI TOPLUMUNDA FARKLILIKLAR

Doğu toplumlarındaki insanlar daha misafirperver, daha da aile bağlarına önem verirler ve samimidirler.
Batı insanı ilişkilerde daha mesafelidir.
Doğu; duygularıyla, batı; mantığıyla hareket eder. Farklarda böylelikle çoğalır gider.
Doğu-batı toplumlarında bu tür farklılıklara karşılık önemli bir diğer  etkili hususlar da Boğu'da biat kültürü egemendir. Şartsız evetçidir.
Batı'da mantık vardır, akılcılık vardır. Doğu'da yaratıcıya teslimiyet ve tevekkül anlamında kadercilik vardır.
Bütün bu farklılıklar iki toplum arasında önemli faktörlerdir.
Doğu-batı toplumlarında her alanda olduğu gibi ahlâk açısından bakıldığında da farklılıklar vardır. Doğu toplumlarının kültürü, ahlâk ve onur, utanç üzerine kuruludur. Bir şey kültürüne onur getiriyorsa, iyidir. Aşağılamaya neden oluyorsa kötüdür.
Batı toplumlarında ahlâk sıkı bir şekilde hukukun üstünlüğüne dayanır. Her hangi bir şey yasaya uyduğunda doğru kabul edilir, bir şey yasayı ihlal ettiğinde ise yanlış olarak kabul edilir.
Doğu ve batı toplumlarının anlayış ve yaşayış olarak farklılıkları, uyuşmazlıkları  vardır.
Alaturka ile alafranga bir yaşam içinde mutlak iki farklı kültürlerin de olumlu ve olumsuz yanları vardır. Türk toplumu töresinden ve geleneğinden beslenip, millî ve manevi değerlerine sahip çıktığında yolunu iyi bir hâl içinde devam edebilir. Ancak, batıdan etkilenme doğulu bir kimlikle, batılı gibi yaşama beraberinde Kültürel çözülmeyi de getirmekte, aile bağları gevşemektedir.
Türk Milleti alaturka bir geçmişiyle geleneksel çizgiden sapmadan, bilim ve aydınlanmaya, yeniliklere de önem vererek hayatını güzelleştirmelidir.
Nerede hata yaptık sorusunu her fert kendine sormalıdır! 
Türk aile yapısındaki çözülmelerine engel olunmalıdır! Zira Türk aile yapısı büyük yara almaktadır. Unutulmamalıdır ki her alanda kendini gösteren moda ve özentiler toplumu fena hâlde bozmaya devam ediyor. 
İnsanların giyim kuşamları, yeme içmeleri, konuşmaları, üslupları bir kültürün de parçasıdır. Türk kültürü millî ve dini vecibelerden, değerlerinden, kutsallarından gittikçe uzaklaşmaktadır. Bu bakımdan ilgili bakanlıklara önemli görevler düşüyor. Devlet milletin bozulmakta olan kültürüne de sahip çıkmalıdır!