Mübarek Ramazan ayına veda ettik, bu oruç ve ibadet ayında Müslüman topraklarında yaşayan insanlar eşit olmasa da ikiye ayrıldı:
BİRİNCİ KESİM: Gücü nispetince orucunu tutan, tilavetini ve nafile ibadetlerini yapan, fakir fukaranın elinden tutan haramlardan içtinap etmeye çalışan insanlardır. Bu kesim bu yoğunluk içerisinde bir ay geçirdiler ve bu insanlar için de iki bayram vardır.
Hadisi şerifte Hz. Peygamberimiz:
"Oruçlu için iki sevinç ânı vardır: Biri, orucu açtığı anki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu anki sevincidir.'' (Buhârî, Savm 9)
1- Ramazan Bayramı: Müslümanlar iki ay öncesinden duaya başlamışlardı “Allah’ım Recebi ve Şabanı bize mübarek kıl ve bizi Ramazana eriştir” diye dualar ettik. Cenabı Allah da dualarımıza icabet edip bize bir Ramazan daha görmeyi nasip etti. Hasenat defterimize bir Ramazanı şerif daha eklendi ve bin aydan daha hayırlı bir günü kadir gecesini gündüzünde oruçlu gecesinde gücümüz nispetince ibadetle geçirdik. Ramazan bayramımız kutlu olsun
2- Bir ay oruç tutmanın asıl sevabı mahşerdedir. Bu kadar küçük bir açlığa bu kadar mı karşılık verilir bu kadar çok mu nimet verilir Rabbim. Sen bizi bağışlamak için dünyada sebepler aramışsın muhakkak ki sen merhametlilerin en merhametlisisin diyeceğimiz o mahşer günündeki sevinçtir.
Bir ay amel göndermekten dolayı iki bayram birden yaşayacağız dünyada ve ahirette inşallah.
“Hiç kimse, yapmakta olduklarına karşılık, ne kadar büyük bir neşe ve mutluluk beklediğini bilemez”. (Secde Suresi 17. Ayet)
Sadece tahmin ederiz ama verilecek karşılık tahminlerimizin ötesinde olacağı için kimse bilemez denilmektedir.
İKİNCİ KESİM: Allah’ın emirlerini hafife alanlar, yani ibadet etmede kibir edip nefsinin kendisine sunduğu mazeretleri ön plana çıkarıp ibadetlerden kaçanlar.
“Bizim ayetlerimizi asılsız sayanlar, büyüklenip onlardan yüz çevirenler var ya!, işte onlara göğün kapıları açılmayacak ve onlar deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete giremeyecekler. Suçluları işte böyle cezalandırırız.” (Araf Suresi 40. Ayet)
Nefsi emmarenin kibrinden Allah’ın hükmünü görmeyen kişi Ramazanı da kaçırmıştır. Şimdi böyle birine bayram gelse bu kişinin mutluluğu nedir ki? Bu kişi için cennette bir mutluluk olmayacak ise dünyada da orucun ve ibadetlerin hazzını alamamış ise kalan sadece bayramdaki en güzel şekerlerin tadıdır. Onun için bu güruhun bayramının adı da ŞEKER BAYRAMIDIR.
Onların da ağzı tatlansın ne diyelim bayram herkese bayramdır. Çocuklar da oruç tutmasalar bile bayramın sevincini yaşar. Onun için yazıya bayramları, Ramazan Bayramı olanları da Şeker Bayramı olanları da kutlayarak başladım.
İkinci kesimin önlerinde iki ihtimal vardır:
1. ihtimal: Tövbe ederler. Kutsi bir hadiste peygamberimiz Cenabı Allah’ın şöyle buyurduğunu ifade eder:
“Bir kul günah işledi ve “Yâ Rabbi günahımı affet!” dedi.
“Hak Teâlâ da: ‘Kulum bir günah işledi; ardından da bildi ki, günahları affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi vardır.’
“Sonra kul dönüp tekrar günah işledi ve ‘Ey Rabbim günahımı affet!’ dedi.
“Allah Teâlâ da, ‘Kulum bir günah işledi ve bildi ki, günahı affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi vardır’ dedi.
“Sonra kul dönüp tekrar günah işledi ve ‘Ey Rabbim beni affeyle!’ dedi.
“Allah Teâlâ da, ‘Kulum günah işledi ve bildi ki, günahı affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi olduğunu bildi. Ey kulum, dilediğini yap, ben seni affettim’ buyurdu.” (Buhari, Tevhid 35; Müslim, Tevbe 29)
Kullukta uyanık olup hataya düştüğünü bildiği sürece o kişiye pişmanlık ve tövbe kesinlikle fayda verir o da kendini kurtarmış olur. Ve bu insanlar için tövbe ettiği sürece bayramı Ramazan Bayramı olur. Ramazanın bereketinden ne alır ne almaz bilemeyiz.
2. ihtimal: Ben şekerimi yerim şeker bayramımı yaparım tövbe de etmem halimden memnunum diyen kişidir. Afiyet olsun şekerini ye ama işin zor Allah hidayet etsin deriz.
Velhasıl Bayram günleri güzeldir. Her haliyle güzeldir. Bayramınız mübarek olsun Rabbim sizlere daha nice Ramazanlar görmeyi ve bayram yapmayı nasip eylesin.
-Amin-. Hayırlı Bayramlar
ÖNEMLİ NOT: Bizi en kutsal günlerimizde haram ayımızda vuran alçak Yahudi sizi ve Mescid-i Aksaya yaptıklarınızı asla unutmadık –Rabbim unutturmasın- kardeşlerimizin ağızları oruçlu dilleri tilavetle meşgulken siz düğün gününü basan alçaklar gibi mazluma saldırdınız. Bugün bayram yapıyoruz ama Mescid-i Aksa evlat acısı gibi göğsümüzde düğümlenmiş haldedir. Bugün Mescidi Aksaya ve onun muhafızları Filistinli kardeşlerimize işgalci siyonist Yahudilerce kabul edemeyeceğimiz bir yıkım ve kıyım yapılmaktadır. Bu acılar bizi muhakkak kuvvetlendirecektir. Düşmanların zalimliği bizi gafletten uyandıracaktır.
“Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Sadece Allah onları, korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne kadar erteliyor.” (İbrahim Suresi 42. Ayet)