KUDRET
Hikmetli hikayeler 2
Allah’ın günleri farklı farklıdır ve aramızda döner, bir gün kar yağar bir gün güneş açar.
“Men dakka dukka” çalma kapını çalarlar kapını
Dilediğini şereflendiren, hesapsız veren, dilediğinden mülkü alan! Helalinle yetinmemizi nasip eyle. -Amin.
Hikâye: Hesap Döner İşler Karışır
Tahran’da yemeği tuzsuz yapmış diye üç paraya kölesini satan gaddar adamdan kurtulan köle, zengin gönlü merhamet dolu bir sahibe denk gelmiş.
Şer zannettiğimiz şeylerde gizli hayırlar olur.
Hiç evladı olmayan toprak zengini adam onu kendine evlat- lık yapar, gözünün yaşını siler, merhamet kanadını üzerinden hiç eksik etmez. Köleye devlet kuşu konmuştur. Zaman geçer efendisinin vefatı ile başka iyali olmayan adamın bütün mal varlığı, bu köleye kalır.
Gün gelir, köle eski sahibinin vefat eden efendisine olan borcu için eski sahibi gaddar adama ulak gönderir.
Devranı rüzgâr gibi çeviren Allah, rüzgârı istediği yönden estirir.
Boynu yere düşük, eteği telaşlı eski sahip ödeyemediği borçları için diz çöküp kısık sesle af ve mühlet istemiş, etek öpmüş. Bir de kafayı kaldırıp bakmış ki, ne görsün! Eski kölesi karşısında.
Fakire merhametli davran. Bir gün malın asıl sahibi sana vermeyi bırakıp ona vermeye başlarsa belki fakir sana senin ona merhamet etmediğin gibi o da sana merhamet etmez. Taht- taki itibarını inince de bulmak istiyorsan malı kendin kazandın zannetme ve etrafına kol kanat ger.
İsnat
“Şüphesiz senin Rabbin, rızkı dilediğine genişletir- ya- yar ve daraltır. Gerçekten O, kullarından haberi olandır, görendir.”
(İsra, 30)
“De ki: Ey mülkün sahibi Allah’ım! Sen mülkü diledi- ğine verirsin, mülkü dilediğinden çekip alırsın. Dilediğini aziz, dilediğini zelil edersin. Hayır, senin elindedir. Kuşku- suz sen, her şeye güç yetirensin.”
(Ali İmran,)
İSTİKAMET
Kaplumbağa ve tavşan hikâyesini bilir misin? O halde anlatmaya gerek yok, azimle yol alan mesafe kat eder.
Hikâye: Suda Yürüyen Adam
İsfehanî anlatır: Birkaç öğrencim ile Hazar Denizi’nde kayık sefası yaparken birden Ebu’l Ma deniz üzerinde yürüyerek hayran bakışlarımız arasında yanımızdan geçti ve bizim hayran bakışlarımıza aldırmadan:
- Ey üstat! Öğrencilerine iyi anlat ki keramet meraklısı olmasınlar. Küreğini sağlam çek, istikamet kerametten daha iyidir. Ben her an batabilirim ama sen batmazsın, dedi.
İsnat
“Allah katında amellerin en makbul olanı hangisidir?” diye sorulunca Peygamber Efendimiz (asm):
“Az bile olsa devamlı olanıdır” buyurmuşlar.
(Buharî, İman 32)
FERAGAT
Sevgili için yapılan işler maddi bir karşılığı için değil, sadece onun da sevgisiyle lütufkâr olmak için yapılır.
Para için yapılmayan işler sevgi için yapılır, Görmez misin Mecnun sadece sevgisi için çöller aşmıştır!
Hikâye: Hizmette Gafil Olmamak
Şiraz’ın bahçelerinde meyvelerin olgunlaştığı bir dönemde efendi köleleri ile birlikte bahçeye giderler, her tür meyve; ki- razlar, üzümler, incirler... O kadar nimet içindelerdir. Efendi kölelerine işaret eder:
-“İstediğinizden istediğiniz kadar alınız.” der. Köleler el- lerinde sepetlerle bahçelere dalarlar en güzellerini seçmeye başlarlar. Efendi bir de bakar ki Ebu Sıddık bahçeye gitmemiş herkes gibi meyve toplama sevdasında değil, hemen kendisinin arkasında bekliyor.
-Evladım sen neden bir şeyler toplamaya gitmedin? der.
-Efendim! Ben hizmet için varım, üç beş nimet için hizmetimden ve sizden gafil olmam, der. Adam derin bir düşünüşe dalmış ve “Biz de Allah’a kul olduğumuzu iddia ediyoruz, ama dünya peşinde koşmaktan, onu anmaktan gafil oluyoruz. Seni konuşturan Allah aslında bana bir şey öğretti. Artık hürsün evladım, sen bana kul köle olmak için değil; hatta ben de Allah’a kul olmak için yaratıldım ne gafil davrandım.” demiş.
İsnat
“Öyle erler vardır ki onları ne ticaret ne alım satım, Allah’ı anmaktan ve namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoyar. Onlar, gönüllerin ve gözlerin döneceği günden korkar onlar.”
(Nur, 37)