Batı; edebiyat ve sanatın her türlüsünü kullanarak, önce kendi halkını sonra da tüm “İslamsız insanlar” “Algı yöntemiyle” her türlü katliamı kolayca gerçekleştiriyorlar.
Bilim ve hepsini de elinde bulunduran Batı, genişleyenliğine devam etmektedir.
Filistin'deki katliamın sebebi durmamasının nedeni budur!
ÖYKÜ VE ROMAN TEKNİĞİ
Pek çok öykü ve romanlarda İslam Öğeler küçültülmektedir.
Özellikle çok düzenli listede birçok öykü ve romana odaklanarak hizmet vermektedir.
“Metal Fırtına” adlı romanda Türkiye - İsrail Savaşı yürütülmektedir. Romana göre böyle bir savaşın yaşanacağı öykülendirilmiştir.
Türkiye - İsrail Savaşı'nın 2007 yılında yaşanacağı öngörülmüştü.
Çok zaman önce 2050 adlı bir roman okumuştum. Romanda Türkiye yine - İsrail Savaşı'ndan bahsediliyor. Yanlış hatırlamıyorsam, savaş 2028 yılında ortaya çıkacaktı. Kitabı bulamıyorum. Bulursam gerekli bilgileri paylaşırım.
İsveçli Ortadoğu uzmanı, diplomat ve yazar İngmar Karlsson, Leon Uris'in “Hacı” adlı romanını değerlendirmiş, “İslam ve Avrupa” adlı muayene II.
Gerçeği bütün çıplaklığı ile ortaya koyduğunu gösteriyor:
Bu kitap büyük satışlarıyla sadece Amerika'da değil, tüm dünyada Arap ve İslam imajı hakkında önemli bir rol oynamıştır. Kudüs Postası'na göre, kitapta Araplar, "en ekstrem bir Yahudi'nin kopyası, Meir Kahane'nin bile çıkışıtacak şekildedir." Roman kahramanlarından biri, "bağımsızlık" için şöyle der: "bağımsızlık hiçbir zaman düşmediğimiz bir hayaldir." (Siyonistlerin, Osmanlı toprağı olan Filistin'de bağımsızlığını düşünmediklerini, söylüyorlar.) Yine kitapta, genç gerillalar aileleri tarafından satılırlar ve kutsal savaştan dönmediklerini istenmediği de "uyuşturucu madde ile uyuşturularak, sınırın parçalanan köpeğe fırlatılan bir et parçası gibi atılırlar. Çünkü Fedai sadece "şehitler" istememektedir.
Uris, romanda akla gelebilecek her türlü basmakalp önyargıyı kullanmıştır. Kitaptaki Filistinliler fakir, bilgisiz ve girişim yeteneğinden yoksun kişilerdir. Doğuştan kavgacı, şiddetten yana, şehvetli ve farklı insanlardır. Uris, Arapları genel olarak emirler veren, kendini beğenmiş birkaç subay dışında "ahlaken çökmüş, din tarafından her türlü ihtiraslarından arındırılmış, onun kontrolünde bireyler olarak görüyor ve onlar zamanlanmış bir toplumdur." Der.
Uris'e göre, Menachem Begin'in 1948'de Deir Yassin köyünde Filistinlilere karşı mücadele veren toplu kıyıma Filistinlilerin kendileri neden olmuştur. Saldırının nedeni, "İslam dünyasının zarar görmesi ve kötülüktür".
İsrailli kahramanı "yaşayabilmek amacıyla her türlü eyleme zorlandık" acıya duyarlı ve "Arapları öldürdükleri için bağışlayabilirim ama bizi onların çocuklarını öldürmeye zorladıkları için affedemem", der.
Hatta İsrailli öğrenciler ve önde gelen gazeteciler, Arap Sami Yeğenlerine karşı, açıkça ırkçı davranmaktan çekindiler.
Begin, Filistinlilerden "iki ayaklı hayvan" olarak bahsetmişti...."
Meşhur ve ciddi gazetelerden Kudüs Postası'nın çalışma yazarlarının kalemleri "cani Arap dünyasının ilkel başlangıcı" gibi ifadeler kullanılabildiler.
Buna göre, Zebra ve Çatila kamplarında yapılan katliamı İsrail gerçekleştirmemiş, Araplar iç boğuşmaları sonucunu birbirlerinin kafalarını kesmişlerdi.
Genel Kurmay Başkanı Eitan da, İsrail Parlamentosu Knessett'de Araplardan hamam böcekleri şeklinde söz yapmayı doğal bulmuştu. Komünizmin detayları ile Batılı bileşimler ve basın, İslam'ın piyasa değeri tehdit senaryoları şeklinde yeniden keşfedildiler. Kitaplar, makaleler ve televizyon programları sürekli "Allah'ın kılıcı", "yeşil tehlike", "fundamentalist enternasyonal", "İslam'ın modernizme karşı savaşı", "küresel intifada" ve benzeri temalarla Müslümanları bir ordu gibi bitmiyordu.
Bugün, Güneydoğu Asya'dan, Batı Afrika'ya kadar uzanan dev devlette çoğunluk oluşturan Müslümanların güvenilir bir milyarı aşmasına rağmen, İslam, tek vücutlu bir cephe gibi tanımlanarak, dolaylı veya dolaysız "gerçek İslam" olarak mevcut, köktencilik ve bağnazlık ile eş şekilde gösteriliyor.”
İşte Batı gözüyle İslam ve Müslümanlar!