Dönemlerinin en güçlü silahı olan fillere de sahip oldukları halde o dönemin inananları neden yenildi?
Fil suresi bahsi geçtiğinde herkes yenen taraftaki müşrik Arapların yanına geçer ve sahneyi oradan izler. Düşman, filleri ile gelir ve Allah’ın yardımı ile ebabil kuşları düşmanı tarumar eder. Allah bize yardım etmiştir?
Savaşın tarihi: Fil vakası peygamber efendimiz doğmadan elli iki gün önce vuku bulmuş bir savaştır.
Taraflar: Hıristiyan olan Ebrehe ve fillerden oluşan ordusu karşısında çok tanrılı Müşrik Araplar.
Ebrehe: Hıristiyan bir kavmin lideri.
Araplar: Çok tanrılı müşrik bir sistem
Son din olan İslam dini daha gelmemiş, hatta İslam dininin peygamberi hazreti Muhammed aleyhisselam da daha doğmamış, böylece son dinin gelmesine daha 40 sene vardı. O tarihte hak din olan Allah’ın dini Hıristiyanlık idi yani o günün Müslümanları Hıristiyanlardı. Karşı tarafta ise çok tanrılı, kız çocuklarını öldüren, zina çadırları olan, bir sürü putları olan İslam ile terbiye olmamış müşrik Araplar vardı.
Taraf olmamız gerekiyor mu bilmiyorum ama madem olacak isek
Biz hangi taraftayız?
Olayın vuku bulma şekli: Müşrik Araplardan bir grup Hıristiyanlara ait Yemen şehrindeki kiliseye giderler ve kilisenin içerisine büyük tuvaletlerini yaparlar, bunu hakaret olarak algılayan inanan insanlar “Biz de gidelim müşrik Arapların puthanelerini (o gün için Kâbe, içinde putların olduğu bir puthane olarak işlev görüyor idi) yıkalım” derler.
İnananların Filleri hazırlanır ve yola çıkılır ama Allah karşı tarafta beklemektedir. Sure bu açıdan çok ilginçtir. (Yani yaşananlar; Hıristiyanlar bütün putları yıkar, Kâbe’yi harap ederler sonra son İslam peygamberi gelir, Kâbe’yi onarır, yeni vahiyle beraber Allah’ın dini başlamış olur şeklinde olmamıştır.) Allah azze ve celle ordusu ile karşıda beklemektedir.
FİL SURESİNİ ANLAMAK
Olayın daha iyi anlaşılabilmesi için o tarihte yapılan bir konuşma bugüne kadar gelir, bu sözün tarihte korunarak intikal etmesi belki de bu sureyi anlamak için anahtardır diye düşünüyorum.
Peygamberimizin dedesi Abdulmuttalip Ebrehe’ye: “Develerime dokunma ey Ebrehe! Der. Ebrehe şaşkındır niyeti Kâbe’yi yıkmaktır ve Arapların buna karşı çıkacağını düşünür. Ben Kâbe’yi yıkacağım, sen devem dersin” der. Abdulmuttalip develerin sahibi kendisi olduğu için bunun kendi mesuliyetinde olduğunu ama Kâbe’nin yani evin bir sahibi vardır, O Allah’tır, Allah evini korur der. Evin Allah’ın olduğuna tamamen inanmış ve gücü sadece Allah’a teslim etmiş O’na inanmış ve teslim olmuştur.
Arap toplumu müşrik oldukları dönemde de Allah’ın var olduğuna inanan bir topluluktu. Hatta peygamberimizin babasının adı Abdullah’tır yani Allah’ın kulu demektir. Onlar, Allah var ama onun yanında, onun izniyle bazı güçler de var gibi bir anlayışla müşrik olmuşlardır. Peygamberimiz bu inancın yanlış kısımlarını düzeltmek için gelmiştir.
ALLAH BİR MÜŞRİĞE YARDIM EDER Mİ?
Unutmayalım ki: Allah sadece Müslümanların rabbi değildir. Allah âlemlerin rabbidir. Bir müşrik, bir inançsız, bir Hıristiyan, bir Yahudi, herhangi bir insan bir meselede kayıtsız şartsız Allah’a güvenir ise Allah bütün âlemlerin rabbi olduğunun göstergesi olarak ona da meselesinde yardım eder. Herkes için Rezzak olması gibidir. Ama her kim inandığını söylediği halde gücüne, parasına, çevresine, aklına güvenir de bir güç oluşturur ve meselesini ben bu güç ile hallederim der ise Allah onu meselesi ve inandığı güç ile baş başa bırakabilir.
Ayetlerde Savaşta “zafer yalnız Allah’tandır” (Enfâl Suresi 10. Ayet) denilmektedir. Allah kendisine güvenenin yanındadır. Onun için dünya savaşlarına bakın birçoğunu zayıflar almıştır. Allah Tevrat’ta bir kişi ile ve sadece bir sapan taşı ile bir orduyu dize getiren Câlut’u öldürüp mağlup eden Davut aleyhisselamdan bahseder. Bakara suresinde de kısmen Tâlut ve Câlut hikâyesi olarak bahsedilir.
Güçlüler genelde güçlüyüz diye Allah’a yalvarmazlar, güçlerine güvenirler.
Güçlü olanları güçlü gösteren tüm özellikler aynı zamanda zayıflıklarından kaynaklanır, Allah’ın yardımı ile küçük bir strateji ile çok kolay devrilebilirler.
Modern dünya silah sanayi ile çok büyük gelişmeler kaydetti sonra güç bendedir diyerek kendince haddi aşan herkesi idam etme sevdası ile tanrılığa hazırlandı ama “Muhakkak ki insan kendini yeterli gördüğünde haddini aşar” (Alak suresi 6-7. Ayetler.) buyruğunu anlayamadı.
Biz olmazsak İslam dini nasıl yayılacak, biz biz diye kendini müstağni görenler artık yoklar. Hiçbir şey de olmadı, din de aynen durmaktadır. Müslümanlar yenildi diye Allah yenilmiş olmaz. Kimse ama hiç kimse hatta hiçbir kuruluş, devlet kendini müstağni görmemelidir. Yoksa hızla helâke doğru giderler.
Müşrik Araplar savaşta gücü sadece Allah’a teslim ettikleri ve Allah’a güvendikleri için o zaman ki inançlı kesim olan Ebrehe de fillerine güvendiği için savaşta yenilmiştir.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle
Görmedin mi Rabbin ne yaptı fil sahiplerine!
Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?
Üzerlerine sürü sürü kuşlar saldı.
Onlara balçıktan pişirilmiş sert taşlar atıyorlardı.
Derken onları, yenilmiş ekin yaprağı gibi kılıverdi(Fil Suresi),
1967 ARAP İSRAİL SAVAŞI
Tarih 1967 İsrail-Arap harbinde fil olayının benzerini görmedik mi?
Bütün Araplar birleşti, bu sefer Araplar sayıca çok idi ve Müslümandılar. Ürdün, Mısır, Suriye ve Suudi Arabistan karşıda Yahudi olan İsrail’e karşı bir savaştı.
Müslümanlar kalabalıklarına bakıp şöyle diyorlardı: “Bombaya gerek yok her Müslüman İsrail tarafına doğru tükürse Yahudiler zaten boğulurlar” dediler ve sayılarına güvendiler. Allah’tan hakkıyla yardım istemediler. Altı günde İsrail, Arapları yendi ve Yahudiler Filistin’in sokaklarına Bakara suresinden bir ayeti Müslümanların görmesi için yazdılar “Nice az topluluklar nice çok toplulukları Allah’a güvendikleri için yenmişlerdir, Allah sabredenlerin (kendine güvenenlerin ) yanındadır.” (Bakara : 249)
EY MÜSLÜMAN FİL OLAYINI GÖRMEDİN Mİ?
Galiba onun için fil suresi sureye başlarken duymadın mı değil de görmedin mi diye başlar. Fil olayını duymadınız mı demiş olsa idi duyduk ya rabbi diyebilirdik. Ama peygamberimizin dahi doğmadan önceki olan bir olayı görmedin mi diye sormuş olması bu olayın ayet olmasında görsel bir obje olduğunu, görülebileceğini gösteriyor olabilir. İnsanlar kıyamete kadar savaşın içerisinde olacaktır. Ve bu görülecek bir ayettir. Savaşlar da her zaman gücüne, silahına, sayısına güvenenlerin değil Allah’a hakkıyla güvenenlerin olacaktır. Görmedi isen gör!
Bu ifade ettiğim şeyler birer yorumdur, konu hakkındaki mütalaamdan çıkan bir yorumdur. Bize ayetler hakkında düşünmek düşer, yanlışlar bana aittir. En iyiyi hakkıyla Allah bilir.
Savaşta zafer sadece ve sadece Allah’tandır. Vesselam.