EDEBALİCE

ARİSTO’YU ANLAMAK

Ali İhsan TOSUN

www.edebalice.blogspot.com.tr

İnsanlar kendi düşüncelerini kolayca kabul ettirebilmek için; herkesçe sevilen düşünürlerin görüşlerinden alıntı yaparlar; “Bakın sadece ben değil, filan düşünür de böyle düşünüyor.” dercesine. Kıssalardan, kısa bir anıdan, fıkradan yararlanılır. Bu sık kullanılan ve istenilen bir yöntemdir.

Tartışmalar da çok işe yarar.

İstenilmeyen yöntem ise; söylemediği halde bu kişiler söylemiş gibi söz isnat etmektir. Tartışmada, bir söz söyleyip bu sözü bir düşünüre mal ederek insanların itiraz etmelerini engellemek oldukça çok kullanılan bir yöntemdir.

Bu düşünürlerden birisi de Aristo’dur.

@ @ @

Aristo herkesçe sevilen iyi bir düşünürdür. Yunan filozofu olan Aristo, MÖ 322 ile 384 yılları arasında Stageria’da dünyaya gelmiştir. İyonların kültürüne hâkim olduğu için İyon filozofu olarak da tanınmaktadır.

İyonya; eski çağlarda, Anadolu’nun Ege kıyılarına denirdi. İyonya doğuda Lidya’yla ve Kapadokya ile komşuydu. Aristo Anadolu’da dünyaya gelmiştir.

Yapmış olduğu çalışmalar ve düşünceler çağları aşarak günümüze kadar gelmiştir. Sağduyulu düşünme özelliğine de sahip olan Aristo Matematik, Metafizik ve Fizik alanlarında birçok gelişmeye öncü olmuştur.

18 yaşında Atina’ya giderek Platon’un kurmuş olduğu akademide öğrencilik olmuştur. Büyük İskender’e öğretmenlik yapmıştır.

Aristo, düşüncelerini çekinmeden söyleyen bir insandı.

@ @ @

Eski Yunanda bir hiyerarşi vardı. Alttakiler üsttekileri eleştiremezdi. Kölenin efendisini, efendinin kralını, kralın tanrılarını eleştirmesi mümkün değildi.

Köle sayısı özgür insan sayısından kat kat fazlaydı. İnsanlar söylemekten korktukları sözleri Aristo’ya mal ederek az da olsa söyleyebiliyorlardı. Düşünceleri yüzünden başlarına dert almıyorlardı. “Bunu ben söylemedim, Aristo söylemiş.” diyerek düşüncelerini açıklayabiliyorlardı.

@ @ @

Aristo’yu çok iyi anlıyoruz. Çünkü değerli olan herkes için aynı şey yapılmıştır.

Peygamber Efendimiz (SAV) için de tarih boyunca aynı şey yapılmadı mı? Kâinatın efendisi söylemediği halde O’nun adına binlerce hadis uydurulmadı mı? Kraldan çok kralcı geçinerek birçok sünnet, bid’at ve hurafe icat edilmedi mi? Bu yolla din yaşanamayacak hale gelmedi mi? Bugün İslam Âlemi’nin başına gelenler bu yüzden değil mi?

Seni çok iyi anlıyoruz Aristo!...