Bozulmamış insanın özelliklerini, “uzaylıların dünyalılara verdikleri öğütlerden” anlayabiliriz.
Bunu Kayseri'nin en büyük kurgu bilim romancısı Abdullah Ayata Beyin “Uzaylılar Kayseri'de” adlı romanından öğreniyoruz. Her ne kadar kurgulanmış olsa da “ideal insan tipini” bize veriyor.
“Keşke bütün insanlık böyle olsa, uzaylıların öğütlediği gibi insan olabilsek” dedirtiyor. Böyle bir durumda dünyada ne kötülük, ne savaş, ne katliam olur.
Bugün Dünyanın pek çok yerinde savaşlar, katliamlar, canilikler, cinayetler yaşanıyor.
Sayın Ayata’nın “Uzaylılar Kayseri'de” adlı romanının 25. bölümünden “Dünya Arglılar İletişim ve Dayanışma Merkezi’nden” Dünyalılara verilen öğütler ve Dünyayı düzeltmeye çalıştıkları uğraşlar anlatılıyor:
"Sayın dünyalılar, bizler altı yıl kadar önce yaşamakta olduğumuz Arg isimli galaksiden yaşam alanınız Dünya'ya zorunlu yerleşim yapmak zorunda kalan canlılarız. O zaman bulunduğumuz yere yörüngesinden çıkan başka bir galaksinin çarpma ve hepimizin yok olma ihtimali oldukça yüksek görünüyordu. Bu durumda 1.200 000 olan nüfusumuz tamamen yok olacak, neslimiz evrenden silinecekti. Bu sebepten uzayda kendimize, bünyemize uygun barınabileceğimiz, hayatımızı sürdürebileceğimiz yerler aramaya başladık. En uygun yer olarak Dünya'yı bulduk. Öncülerimizi gönderip sisteminizi, yaşama tarzınızı inceledik. Bedenlerimizi, organlarımızı tamamen sizlere göre değiştirip uyarladık. Yeryüzünde bulunan 195 ayrı ülkeye nüfus ve alan genişliğine göre dağılıp aranıza karıştık. Her devlet içerisinde de ayrıca şehirlere taksimatımızı yaptık. Bu işleri yapmak bizler için zor olaylar olmadı. Zira size göre genellikle bazı özellik ve yeteneklerimiz yirmi altı kat daha fazla. Anlama, algılama, öğrenme, hareket yeteneklerimiz üstün seviyede. Ayrıca karşıdaki canlının düşüncesini okuma, bir yerden başka yere anında ışınlanma gibi özelliklerimiz de bulunmaktadır. Bizden korkup çekinmenize gerek yok. İyi niyetli canlılarız. Öteki canlılar olan hayvanları ve bitkileri de korumaktayız. Kimseyi öldüremeyiz. Kin tutmayız. Bencil değiliz. Sizler gibi faniyiz. Zamanı geldiğinde Tanrı'nın huzuruna hesap vermeye gideceğimizi biliyoruz.”
“Maksadımız nimetinden yararlandığımız yeryüzüne katkı yapabilmek, yıpranmış, eskimiş Dünya'nızı biraz olsun düzene sokabilmekti. Bu sebepten galaksimize çarpma tehlikesi geçince hemen geri dönmedik. Üç yıl daha uğraşıp sizlere örnek olmaya çalıştık ama fazla etkili olamadık. Savaşları önlemek için silah fabrikalarına suikastları biz düzenledik. Balık neslini korumak için denizlerdeki ağları çürüttük. Toprakları eşeleyip maden arayan makinaları bozduk. Doğanın dengesini bozan baraj ve nükleer santral inşaatlarının yapımını engellemeye çalıştık. Fakat biz uğraştıkça sizler yeni yöntemlerle yine aynı olumsuzluklara çareler bulmaya çalıştınız.
Nükleer denemeleri durdurmadınız. Ormanları kesmeye, hayvanları öldürmeye devam ettiniz.
Böyle bir yazıyı yazmamıza vesile olan, kitabı yazan Abdullah Ayata Bey’e; kitabın basımını sağlayan Talas Belediyesi Başkanı Mustafa Yalçın Bey’e; kitabın editörlüğünü yapan, kitabı bize veren hemşehrimiz Hacıbektaş - Barak Köyünden, Kayseri'de doğup büyümüş, Talas Belediyesi İletişim Müdürü Sayın Uğur Yurt Bey’e teşekkürlerimizi bir borç biliriz.
Yazımızı bir seri şeklinde Muşkara Haber gazetesinde yayınlayacağız. Mutlaka okumanızı istiyorum. Çok şey kazanacaksınız!