Uzaylılardan Öğütler, adlı yazımızın ikincisini yayınlamaya devam ediyoruz.

Abdullah Ayata Bey’in kurguladığı romana göre Uzaylılar Talas’a geldiler mi bilmiyoruz ama dünyanın insan eliyle yaşanmaz hale getirildiğini çok iyi biliyoruz.

“Nüfusumuz oldukça fazla. Yaşadığınız dünyanızı yıpratıp yaşlandırmışsınız. Dengesini bozmuşsunuz.  Bunu düzeltmemiz imkansızdı. Böyle giderse bizim hesabımıza göre en geç yüz seksen sene sonra gezegeniniz tamamen yaşanmaz hâle gelecek.”

İnsan eliyle ozon tabakasının delinmesi, küresel ısınmaya neden olmuştur. Dünya alışılmadık atmosfer olaylarına sebep olmaktadır. Buzullara hapsedilen, yüzyıllar öncesi mikrobiyolojik unsurlar ortaya çıkacak, insanlığın mahvına neden olacaktır.

“Yazın aşırı sıcaklar, kışın benzeri soğuklarla karşılaşacaksınız. Eriyen buzullar toprağınızı azaltacak. Felaketler üst üste gelecek. Hastalık ve açlık sebebiyle toplu ölümler başlayacak. Dünyanızı kendiniz batıracaksınız. Hani diyorsunuz ya, 'Yalan Dünya' diye aslında yalan olan Dünya değil, sizlersiniz, bizleriz. Biz tekrar galaksimize dönüyoruz.

Sizin yaşantınızda anlayamadığımız iki hususa bir türlü akıl erdiremedik. Birincisi, düşüncelerinizi sözlerinize yansıtmıyorsunuz. Yalan denilen hiç de hoş olmayan konuşma biçimine çok başvuruyorsunuz.”

Dürüst insan olmayı salık vermektedirler. Oysa bugünün insanı, özü sözü bir değildir. İç okumayı bilen uzaylılar, insanların bu ikiyüzlülüğünü bir türlü kabullenememişlerdir. Yüzüne gülerken geriden fesatlık düşünen insanlığı benimseyememişlerdir.

 “İkincisi ise öleceğinizi bilerek son zamanlarınıza kadar mal, mülk biriktirmeye çalışıyorsunuz. Üstelik bazı zamanlar bunu yapabilmek için başkalarının emeğini, hakkını gasp ki dünyanız sadece sizin yaralanıp nimetlerinden faydalanmanız için yaratılmadı. Üzerinde hayvanların hakları var. Bu durum sizin sorumluluğunuzdur. Özellikle onları koruyup gözetmelisiniz.

Bizleri bilmeyerek de olsa aranıza uzun bir süre konuk ettiğiniz için teşekkür ediyoruz. Hoşça kalınız!..

Dünya Arglılar İletişim ve Dayanışma Merkezi."

Dünyamıza sahip çıkmazsak dünyamızdan, vatanımıza sahip çıkmazsak vatanımızdan olacağımız vurgulanmaktadır. Üstelik dünya sadece bizim değil bütün insanlığın, vatan sadece bizim değil tüm milletimizin!

Mal kazanma hırsından vazgeçmeliyiz. Makul ölçülerde mal kazanmalıyız. Mal hırsı yüzünden “kul hakkı, miras hakkı” yememeliyiz. Dürüst olmalıyız, içimiz dışımız bir olmalı. En iyisi, gelin biz Arglıların yaşadıkları yere gidelim!  Onlar bozulmamış insanlar. Allah'ın emrettiği şekilde yaşıyorlardır!