“En büyük askerlik, çeşitli varsayımları çok iyi hesap ederek, en iyi görüleni gecikmeden uygulamaktır.”

                Atatürk

@ @ @

Sarıkamış Harekatı Birinci Dünya Savaşı başlarında 22 Aralık 1914 yılında başlamış, 15 Ocak 1915 yılında bitirilmiş, Türk tarihinde derin izler bırakmıştır.

Kuzey ve Doğu Anadolu’da... 

@ @ @

Yıl 1920… 18 Ocak… henüz pandeminin başlamadığı bir dönemde… 

Ardahan, Kars, Şavşat gezimizde…

Nostaljik bir yolculuk yaptık dostum Hacı Urhan Bey ile.

İlave bir vagon eklenerek trenimiz hareket etti, homurdanarak Kars İstasyonu’ndan.

Sıcaklık eksi 24 derece…

Yaklaşık 2 bin 90 metre yükseklikte göz alabildiğince düz bir plato…

Her yer karla kaplı…

Tek renk var…

Beyaz ve beyazın tonları…

Tek tük görünen ağaçlar bile beyaz gelinliğini giymiş…

Beyaz gümüşten işlemelerle süslenmiş.

Zeminin hafif engebeleri, tipi ile doldurularak düzleşmiş.

Adeta tırmıklanmış yüz gibi derin çizgiler açılmış karın yüzeyinde.

Beyazın dışında, solda kalan Orman İşletmelerinin çamlığını görebilirsiniz. 

Tabanı kurumuş, turuncu-sarı iğne yaprakların dışında farklı renk göremezsiniz!...

Haa, bir de yol durumuna göre bir sağa, bir sola kıvrılan trenin at başını görebilirsiniz, kırmızı renkli.

Sonra uzun ve derin bir vadiye doğru inmeye başlarsınız Erzincan’a doğru…

Sarp kayalıkların arasında ilerlerken önce dere, sonra derelerin sularının birleştiği Murat Nehri ile yarış edercesine koşturur treniniz. 

@ @ @

Yıl 1914… 22 Aralık…

Sıcaklık eksi 39 derece…

Bizim gördüğümüz sıcaklığın yaklaşık iki katı!...

Beyazın dışında başka bir renk görecek ne bir tren, ne de çam ağaçları vardır. Ağaçların üzeri olduğu gibi, tabanları da karla kaplı.

Yemen’den, Süveyş Kanalından, Trablus’tan getirilmiş sıcak iklimi göre donatılmış asker…

Hatta donatılamamış…

Askerin ayağında sağlam yeri kalmamış çarık, sırtında dokuz yamalı yazlık elbise…

Çakaralmaz tüfek!…

Eşek, katır ve deve ile eksi 39 derecede Allahü Ekber dağlarına cephane taşımak!…

@ @ @

Enver Paşa’nın vatanseverliğinden zerre kadar şüphemiz yoktur. Enver Paşa, bir an önce neticeyi almak isteyen, savaş tecrübesi olmayan bir vatanseverdir. Ona göre Doğu’da Ruslar yenilirse askeri Çanakkale Cephesi’ne çekecektir.

Harekatın komutanı Hasan İzzet Paşa’ya bir an önce Ruslara saldırması için emir verir. Hasan İzzet Paşa, oyalama taktiği ile ilkbaharın beklenmesini ister. Görüş ayrılığına düşerler. Komutayı Enver paşa devralır. 

Sonuç hüsran!…

@ @ @

Herkes Atatürk Olamaz ki!...

@ @ @

Sıcak çöl hayvanları, katırlar, eşekler telef olur.

Cephe önüne toplar, tüfekler götürülemez.

İyimser bir tahminle 53 bin, bir başka görüşe göre 90 bin asker doğru dürüst çarpışmadan, kan dökmeden donarak ölür, sırtında kaput gömlekle.

@ @ @

Enver Paşa büyük bir vatanseverdir. Bütün Türkleri “birlik altında” toplamayı düşünüyordu. Türkistan’da yaptığı çalışmaları hepimiz biliyoruz.

Bugün böyle bir birliğe ne kadar ihtiyacımız var!...

Ama O, çeşitli varsayımları iyi hesap edemedi.

En iyi görüleni uygulayamadı.

Ve yenik düştü!...

“En büyük askerlik çeşitli varsayımları çok iyi hesap ederek en iyi görüleni gecikmeden uygulamaktır.”

                Atatürk

EDBALİCE

Ali İhsan TOSUN

[email protected]