Birkaç gün önce kitap almak için Kızılay´daki Atatürk Araştırma Merkezi kitap satış bürosuna gittim. Kıymetlili satış memuresiyle bir müddet sohbet ettim. Ardından aradığım kitabı aldıktan sonra diğer kitaplara bakarken “KÛTÜ´L-AMÂRE ZAFERİ I. Dünya Savaşı´nda IRAK CEPHESİ” bildiri kitabı dikkatimi çekti. Onu da aldım.
Ehlinin dışında birçoğumuzun bilmediği son derece önemli bir muharebedir Kûtü´l-Amâre.
I. Dünya Savaşı´nda mağrur ve mütekebbir İngilizleri Irak Cephesi´nde dünyaya rezil ettiğimiz en değerli zaferlerimizdendir Kûtü´l-Amâre.
Bir taburu komutanlarıyla beraber esir aldığımız en net zaferlerimizdendir. (13.500 kişi)
İngilizler için Bağdat´ın ele geçirilmesi çok önemliydi. Zira Irak Cephesi, sömürgeleri olan Hindistan´a hem karadan hem denizden ulaşımın sağlanması için gerekli olduğu gibi aynı zamanda dünya petrol rezervinin de yaklaşık %50 sinin o bölgede olması İngilizler için bu savaşı daha bir önemli kılıyordu. Dolayısıyla ne pahasına olursa olsun o bölge İngilizlerin kontrolünde olmalıydı. Bu düşünceyle geldiler eli boş döndüler.
Söylentilere göre İngilizler bu hezimetlerinden bahsedilmemesi için Türkiye´ye baskı yaptığı dahi söylenmektedir. Son yıllarda ise sıkça gündeme gelen bu zaferden, değil bahsetmemek okul kitaplarına dahi girmiştir.
Son günlerde sosyal medyada bahsedildiğine göre bu zaferin, ya filminin ya ad dizisinin çekileceği haberleri dolaşıyordu. Umarım güzel bir senaryoyla Türk ve dünya gündemine gelir.
Her şeye rağmen bilimsel anlamda Türkiye gündemine getirmede öncülük eden A. Araştırma Merkezine takdiri hak ediyor.
Sempozyum, Artuklu (Mardin) Üniversitesi, Bağcılar Belediyesi ve Atatürk Araştırma Merkezi iş birliği ile Mardin´de gerçekleştirilmiştir. Her üç kurumumuza da teşekkür ederim. Tarihin tozlu raflarındaki önemli bir zaferi gündeme getirdikleri için. Özellikle Araştırma Merkezi Başkanı M. Ali Beyhan ve Yrd. Nihat Büyükbaş´a hassaten teşekkür ederim.
Bu kitapta o zaferle ilgili yurt içinden ve yurt dışından 40 civarında bilim insanı değişik yönleriyle bu savaş hakkında tebliğ sunmuş. Eve gidince hemen bazı makaleleri okudum. Tarihi bilgisini ve yorumunu önemsediğim M. Ali Beyhan Bey´in giriş kısmındaki değerlendirme yazısı oldukça önemlidir. Beyhan orada Birinci Dünya Savaşı´na nasıl oldu bittiğiyle girdiğimizi/girmek zorunda kaldığımızı, Almanların nasıl pervasız hareket ettiklerini, Hükümetin talimatına rağmen Karadeniz´e geçip, geçmekle de kalmayıp gene Hükümete rağmen Rus sahil şehirlerini nasıl bombardımana tuttuklarını son derece güzel anlatmaktadır. Birbirinden güzel ve değerli bildiriler olmakla beraber sadece M. Ali Beyhan ve Ahmet Ağırakça´nın yazısı dahi birçok bilgiyi muhtevi olması itibariyle güzeldir.
Gene çok değer verdiğim ve muhtelif kitaplarını okuduğum Artuklu Üniversitesinin değerli Rektörü Ahmet Ağırakça´nın giriş yazısı da fevkalade önemlidir. Kendilerine tekrar çok teşekkür ederim.
Kitabın fihristine bakarken bir bildiri özellikle dikkatimi çekti. İmbat Muğlu´nun; “Birinci Dünya Savaşı Döneminde İngilizlerin Kürtlere Yönelik Politikaları” bildirisi.
Bildiri de İngilizlerin Ermenilerle beraber o bölgede bir devlet kurmak için gayret ettiklerini anlatıyor. Kürtlerin Ermenilerle anlaşamayacaklarının farkına varıyorlar. Ondan vaz geçerek Kürt devleti üzerinde duruyorlar. O dönemde Kürtler Milliyetçi ve Kuvay-ı Milliye´den (Osmanlı) yana olmak üzere iki kısma ayrıldığını belirtiyor. Kuvay-ı Milliyetçilerin Osmanlıdan ayrılmak istememeleri üzerine, Milliyetçi Kürtler üzerinde duruyorlar. Kürt aşiret reislerine maaş bağladılar, gazete çıkardılar, hatta Okul bile açıyorlar. Hulasa Milliyetçi Kürtler için yapabilecekleri ne varsa yapmaya çalışıyorlar. Bu işleri yürütmek için tıpkı Lavrens gibi Edward C. Noel isimli bir yetkiliyi görevlendiriyorlar. Milliyetçi Kürtleri temsil eden aşiretlerde birlik olmadığından, Diyarbakır, Musul ve Irak merkezli üç Kürt devleti kurmaya çalışıyorlar. Bu konuda da mesafe kat edemeyen İngilizler, sayısal çokluğu bulunan BERZENCİ aşireti Şeyhi Mahmut´un başkanlığında merkezi Süleymaniye olan bir devlet kuruyorlar. Onu da kimse tanımadığından İngilizlerin tüm çabaları boşa çıkıyor.
Mustafa Kemal Paşa 1919´da kongre kürsüsünden; İngilizlerin maksadını şöyle açıklıyor: “…bu İngilizlerin amacının, para ile memleketimizde propaganda yapmak ve Kürtlere Kürdistan sözü vererek aleyhimize ve bize karşı suikast düzenlemeye yöneltmek oldu anlaşılmış, karşı önlemler alınmıştır.”
Sadece bir makaleden bahsettim. I. Dünya Savaşı esnasında Irak Cephesi genelinde Kûtü´l-Amâre Zaferini merak eden okuyuculara bu bildiri kitabını tavsiye ederim.
Ahmet BELADA
TTK