İnsanlar çevresindekilere yakınarak sevgi ve saygı ortamının kalmadığını söylüyorlar. Sadece sevgi ve saygı ile de sınırlı değil dile getirilenler. Yozlaşmanın insan hayatını sardığı gerçeği ifade ediliyor.

     Bizlerin yakınmaları dün de vardı, bugün de var, yarın da var olacaktır. Sürekli bir şeyler değişiyor, yenileşiyor. Değişim ve yenileşme hayata olumlu katkılar sunduğu sürece memnuniyet dereceleri artar. Ancak bu gelişimler insanlar arasındaki yakınlığı yok ediyor. Diğer yanda dünyada sürekli olumsuz gelişmelerin izleri rahatsız ediyor. Haklı olarak endişelere de sebep oluyor. Karamsarlıklar artıyor. Gelecek korkusu düşüncelerden kolay kolay silinmiyor.

    Değerler elimizden, gönlümüzden kaymaya devam ediyor. Yaşantımız kalabalık insanlar arasında köhneleşiyor. Haysiyet, merhamet, iyilik ve saygınlık gibi değerlerin eksilmesini daima şikâyet eden ve başkalarını suçlayanlar bu değerler için kılını dahi kıpırdatmıyor. Ancak insan içindeki iyilik de kötülük de yerleşebilir. Bu iki kavram daima bir mücadele içindedir. Bu sebeple ahlaki değerler taşıyanlar mizaç, kapris ve nefislerini kontrol ettikleri takdirde içlerindeki iyilik duyguları onları daha güzelleştirir, olgunlaştırır. Önemli olan kötü huyların terk edilmesidir.

    Her söylenene bakılırsa insanlar yoldan çıktılar. Kötü huylarının esiri olmaya başladılar. Gelecek pek karanlık ve meçhuldür. Endişelerin asıl kaynağı da buna benzer vehimler ve karamsarlıklardır. Nasıl yaşamak isterseniz hayata da öyle bakarsınız. Bu size bağlıdır. Sanıldığı kadar iyiler topyekûn kaybolmuş değildir.

    Bizler ufak da olsa iyilikleri görmüyor ve önemsemiyoruz Yapılan iyilikler hafızamızda fazla yer etmiyor. Bir iyilik yaptığımızda onu unutuyoruz. Yapılması gereken yapılan iyiliği bir hayat felsefesi haline getirebilmektir. O vakit unutulmayan iyiliklere yeni iyilikler eklenebilir. Böylelikler iyiliklerin etkisinde kalınmış olunur. Ancak yapılan kötülükler etkisini kaybetmediğinden hep hatırda kalıyor. Bu hal de insanları olumsuz etkileyebiliyor.

    Hayatımızın daha da güzel olması için iyilikler yapmalıyız. Küçük de olsa iyiliklerden mutluluklar çıkarmasını bilmeliyiz. İyilikler mutlu eder; kötülükler ise bedbaht…

    Küçük de olsa iyimser davranışlarla karşılaşıyorum. Geçen gün şehir içi otobüsünde yolculuk ederken bir bayan şoföre elini kaldırdı. Otobüs durdu. El kaldıran kadın elindeki küçük poşeti şoföre uzatarak dedi ki,

  -Şoför bey size toplamıştım…

  Yolumuza devam ettik. Belirtmeliyim ki; şoförümüz yolcularını iyi tanıyan kimin nerede inip bineceğini bilen ve daima yolculara yardımsever bir kalple davranan iyiliksever biridir.

    Yolumuza devam ederken yolculardan orta yaşlarda bir kadın dedi ki,

   -İnsanlık daha tükenmemiş!...

  Hakikatte öyledir aramızda kötü insanlardan fazla iyiler yaşıyor. Ancak o insanlar itidali elden bırakmayarak; biraz gurularından, biraz öfkelerinden, biraz kaprislerinden, biraz bencil davranışlarından taviz vermeleri gerekiyor. Göreceksiniz iyi insanlar hayatı çok çekici yapacaklardır.

   İnsanlar da insanlık da gerçekte tükenmedi; yaşayın göreceksiniz hem de mutlulukla!