Maya YILMAZ, 3-B
29.10.1881 tarihinde bir gün herkes yine işine gitmişti. Mahmut adında bir genç araştırmayı, yeni şeyler öğrenmeyi ve öğretmeyi çok severmiş. 29.10.1881 tarihinde birkaç harf birleştirmiş, bazı harflerin yerlerini değiştirmiş ve ilk defa kulağına güzel gelen bir kelime oluşturmuş. Bu kelimenin adı ‘cumhuriyet’ kelimesiymiş.
Sonra ailesine bu cumhuriyet adlı kelimeyi söylemiş ve ailesi çok şaşırmış. Çünkü böyle bir kelimeyi daha önce hiç duymamışlardı ama kulaklarına güzel geldiğini de söylemişti ailesi. Mahmut bunu meydanda herkese söyleyeceğini duyurarak bir afiş hazırlamaya koyuldu. Afişi başka kâğıtlara da yazarak çoğalttı ve sokaklara astı. Afişte şöyle yazıyordu: ‘Duyduk duymadık demeyin! Herkes saat 12.00’da meydanda olsun, bir duyuru yapılacaktır.
30.10.1881!’
30.10.1881 tarihinde herkes saat 12.00’da meydanda toplandı. Ne olacağından haberleri olmadıkları için sustular ve konuşmacıyı dinlediler.
Mahmut: - Merhaba, nasılsınız?
Halk: - İyiyiz.
Mahmut: - Evet, ne olduğundan haberiniz yok. İşte o yüzden buradayım. Geçenlerde
kulağıma güzel gelen bir kelime buldum. Bu kelimenin adı da ‘cumhuriyet’.
Halk: - Peki bu kelimenin anlamı ne?
Mahmut: - Ben de bilmiyorum ama birlikte araştırıp anlamını biz bulabiliriz.
Halk: - Evet! diye coşkuyla karşılık vermiş.
Mahmut: - Hadi o zaman, işe koyulma vakti geldi mi?
Halk: - Bizce de… Çabuk işe koyulalım.
Mahmut: - Şimdi herkes işine gitsin. İşinizi yaparken de cumhuriyetin anlamını da lütfen düşünün.
Sonra millet işe gidince Mahmut da işine yürümüş. Yürürken annesini görmüş ve annesine ‘Anne, bekler misin?’ demiş ve annesi durmuş. Annesi, ‘Tebrikler, çok güzel bir konuşmaydı ve şu an herkes hem işini yapıyor hem de cumhuriyetin anlamını araştırıyor. Çok çaba sarf ediyorlar ve sen onları ikna ettin.’
Mahmut: - Teşekkür ederim ama ikna etmek kolaydı ve istediğim sözcükleri söyleyerek anlattım. Anlamayan biri yoktu, yani çok kolaydı.
Annesi: - Görüşürüz. diyerek vedalaştı. Mahmut da işine gitti ve Ayşe Hanım geldi.
Ayşe Hanım: - Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama ben kelimenin anlamı olarak giyilen bir şey olabileceğini düşünmüştüm.
Mahmut: - Geri dönüş yapacağım; fakat önce bu fikri halka söylemeliyim.
Ayşe Hanım: - Tamadır, bekleyeceğim.
Daha sonra Mahmut meydana giderek bu fikri halkla paylaşmış.
Halk: - Hayır! Bu anlam olmamalı.
Mahmut da Ayşe Hanım’a şu şekilde dönüş yapmış.
Mahmut: - Ayşe Hanım, halk ‘Bu kelimenin anlamı bence böyle olmamalı.’ dedi.
Ayşe Hanım: - Peki o zaman. Ben biraz daha düşüneyim.
Mahmut da tamam diyerek gitmiş. Mahmut tam yemek yiyecekken Yavuz Bey yanına koşarak gelmiş ve
Yavuz Bey: - Mahmut Bey, ben düşündüm de cumhuriyetin anlamı bir müzik aleti olabilir.
Mahmut: - Bu anlamı meydanda bildirmem lazım.
Yavuz Bey: - Tamadır, geri dönüşünüzü bekleyeceğim.
Mahmut bir afiş hazırlamıştı. Afişte şöyle yazıyordu: ‘Lütfen 30.11.1881 tarihinde saat 15.30’da meydanda olun. Cumhuriyet kelimesinin bir anlamı daha açıklanacaktır.’ 30.11.1881 tarihinde saat 15.30 olunca
Mahmut: - Herkes geldiğine göre başlayabilirim. Yavuz Bey kelime için yeni bir anlam bulmuş ve bu anlam cumhuriyet adında bir müzik aleti olmasıymış. Sizce de uygun mudur?
Halk: - Hayır! Bu kelimenin anlamı bir müzik aleti de olmamalıdır.
Tam o an Mahmut Yavuz Bey’i görmüş ve şöyle demiş:
Mahmut: - Yavuz Bey, halk bu anlamı olumlu karşılamadığı için bence siz biraz daha düşünün.
Yavuz Bey: - Tamam, ben biraz daha düşüneyim. demiş ve Mahmut’un yanından ayrılmış.
Yıl 03.01.1899 olmuş ve Mahmut 28 yaşına girmiş. Mahmut doğum günü hediyelerini açıyormuş. Tam o sırada Şükran Hanım yanına gelmiş ve
Şükran Hanım: - Erken saatte geldiğim için özür dilerim ama yeni yılın başında yeni bir hediyeyle geldim ve bu hediye cumhuriyetin yeni anlamıdır. Bu anlam bence bir parfüm markası olabilir.
Mahmut: - Yine bir afiş hazırlamalıyım. Sonrasında da size halkın fikirlerini bildirip birlikte yine konuşalım, olur mu?
Şükran Hanım: - Tamamdır o zaman. Halkın fikirlerini öğrendikten sonra yeniden konuşuruz.
Hemen sonrasında afişte ‘Dikkat! Cumhuriyetin anlamının bir parfüm markası olmasının sizin için uygun olup olmadığını yanıma gelip lütfen söyleyin.’ yazıyordu. Ahmet Bey Mahmut’u görüp ona doğru yürüdü ve şunları söyledi:
Ahmet Bey: - Mahmut Bey, halkın görüşü cumhuriyetin anlamının parfüm markası olmaması yönündedir.
Mahmut: - Anlaşıldı Ahmet Bey, teşekkür ederim. diyerek Ahmet Bey’den uzaklaştı.
Hemen Şükran Hanım’ın yanına gitti ve şöyle dedi:
Mahmut: - Şükran Hanım, halk olumlu karşılamadığı için bence siz biraz daha düşünün.
Şükran Hanım: - Pekâlâ, ben en iyisi biraz daha düşüneyim.
Cumhuriyet kelimesinin anlamını düşünmeye o kadar dalmışlar ki tarih 08.09.1900 olmuş. Sonbaharın sonları yaklaşıyor ve herkes üşüyordu. Kimse Mahmut’a geri dönüş yapmamıştı. Mahmur birilerinin gelmesini beklerken yurtlarını kurtarmaya başlayan Mustafa Kemal Mahmut’un yanına geldi ve şöyle dedi:
Mustafa Kemal: - Merhaba, benim adım Mustafa Kemal. Cumhuriyet kelimesinin anlamı bence özgürlük, serbestlik ve halkın istekleri olabilir.
Mahmut: - Ben yine halka danışayım Paşam. diyerek işe koyulmuş. Saat 14.30’da meydanda olmayı planlamış ve saat tam 14.30’da Mahmut milleti yanına toplamış.
Mahmut: - Merhaba, cumhuriyetin anlamı özgürlük, serbestlik ve halkın istekleri olabilir mi?
Halk: - Evet, kesinlikle cumhuriyetin anlamı bu olmalı. demiş coşkuyla ve sevinçle.
Yıllar öyle akıp geçmiş. Sanki herkes gözünü açıp kapamış ve tarih 28.10.1923 olmuş.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk mecliste demiş ki: ‘Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz! 29.10.1923’ü halkıma bayram olarak ilan ediyorum.’ Herkes cumhuriyeti kutlamak için hazırlıklar yapmış.
CUMHURİYET
Cumhuriyeti el ele vermeden bulamazdık.
Ulu Önder,
Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyet Bayramını bizlere
Hediye etti.
Umarız ki herkes bu Cumhuriyet Bayramını öğrenir.
Ramazan Bayramı gibi dini bayram değil, milli bayramdır.
İyi ki varsın cumhuriyet.
Yaşasın cumhuriyet.
Emeklerimizle kuruldu cumhuriyet.
Tanımadan olmaz seni cumhuriyet!