Helal olsun en güzel dersi verdiler.

İtibarsızlaştırdılar.

Ne yaptılar.

Bütün ülke liderlerine kırmızı halı sererken, en üst düzeyde temsilci ile karşılarken, saygı olsun diye uçağına yürüyen merdiven koyarken, ABD başkanına hiç birini yapmadılar. Buna tepki göstermeye çalışan ABD´li yetkililere tokat gibi bir de cevap yapıştırdılar.

“Burası benim ülkem, burası da benim hava alanım.”

Gidip gözlerinden öpesim geldi.

Bunlar şatafat gibi görünse de ülkeler arası protokollerde uyulması ve yapılması gereken bazı davranışlar vardır. Dışardan bakıldığında gereksiz ve abartılı gibi görünen bu törenler aslıda ülkelerin gücünü simgeler, bu nedenle hangi ülke olursa olsun törenlerinde azami heybete dikkat eder.

Almanya şansölyesi hanım, 15 temmuz direnişini yapan Almanya´daki Türklere telekonferansla bağlanmak isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın konuşmasına izin vermedi. Gerekçesi yasalar.

Aynı Almanya PKKlıların mitinginde telekonferansla bağlanan Cemil Bayık´a nasıl izin verdi. O zaman aynı yasa nasıl devreden çıktı. Sorulduğunda cevap “gak guk”

İşte bu yüzden iki yüzlü dedim.

Amerika´nın dünya üzerindeki güttüğü kaypak siyasete bu güne kadar her yerden tepki gelmiştir ama son zamanlarda ders gibi bir tepkiyi ilk kez Çinliler verdi.

Bu davranışı bize karşı yapsalardı, bence muhtemelen iki şık vardı;

1- Cumhurbaşkanımız “bir daha Pekin´e gitmem” derdi.

2- İncili Kaftan hikayesindeki bir örneği ikinci kez yaşardık.

Ömer Seyfettin´in meşhur Pembe İncili Kafan hikayesini bilirsiniz. Şah İsmail´e bir elçi gönderilecektir, bunun içinde gözü pek bir yiğit aranır ve Muhsin Çelebi adında zengin ve yiğit bir kişi seçilir, yalnız bir şartı vardır Muhsin Çelebi´nin, her Masrafı kendi karşılayacaktır.

Kabul edilir, O da tüm parasıyla hediye etmek için pembe incilerden oluşan çok pahalı bir kaftan yaptırır ve Şah İsmail´in sarayına gider. Huzura çıkarılır ama o el etek öpmeden Yavuz Sultan Selim´in fermanını uzatır. Bu pervasızlığa çok sinirlenir Şah İsmail.

Üstelik ona oturması için yer de gösterilmeyince o da hediye için getirdiği kaftanı çıkarıp yere serer ve üzerine oturur. Çıkarken de bu çok değerli kaftanı yerde bırakır gider.

Kısaca böyle. Yani bizim için çok pahalı olan şeyler aslında üstüne serip oturacak kadar da değersiz anlamında

Kıssadan hisse.

Eğer ki bu davranış bize yapılsaydı. Hediye için götürülen en değerli ipek dokuma Hereke halıları o yollara serilir, paspas niyetine üzerinden geçilir dönüp bakılmazdı bile.

Barrack Obama ne dedi.

“Büyütülecek bir şey yok” dedi.

Amerikan anlayışına göre büyütülecek tek şey kaybedilen paradır. Gerisi boş.

Haa bu arada Türkiye ve Rusya arasındaki görüşmeler sırasında Türk heyeti içerisinde MİT müsteşarı Hakan Fidan´ın da olduğunu öğrenen Putin´in “Hımm istihbarat şefiniz buradaysa konuşacaklarımız zaten daha önceden öğrenilmiştir” şeklindeki ironisine o anda oradaki herkes gülüp geçti ama…….