Önceki yazımızda “Allah için yapılması gereken işleri veya ibadetleri, kullara gösteriş olsun diye yapma işine ikiyüzlülük (riya) denir.” Şeklinde “iki yüzlülüğün” tanımını yapmıştık.
Hadiste belirtilen “ikiyüzlü şehitlerin” sorgusundan bahsetmiştik.
Müslim, Hüreyre’den şöyle rivayet etmiştir: "Resulullah’ın "Kıyamet gününde insanlar arasında aleyhine hüküm verilecek ilk kişi ‘şehid’ düşen bir kimse olacaktır.”
Bu sorguda, iki yüzlü şehitlerin sorgusuz sualsiz cennete giremeyeceklerini, cehenneme atılacağını açıklamıştık.
Hadisin devamında, Kur'an okuyan ikiyüzlü alimlerin de sorgusunun zor geçeceği ifade edilmektedir:
“... ilmi öğrenip öğreten, Kur'an okuyan kimsedir. Bu da Allah'ın huzuruna getirilecek, Allah onun üzerindeki nimetlerini ona sayıp dökecek, o da bunları itiraf edecektir.
Yüce Allah ona: “Sen bu nimetler ile ne yaptın”, diye sorunca o da diyecek ki: “İlmi öğrendim, öğrettim, senin uğrunda Kur'an okudum.”
Yüce Allah ona: “Yalan söyledin” diyecektir. “Sen ilmi, ‘alimdir’, denilsin diye öğrendin. ‘Güzel Kur'an okuyor’, denilsin diye Kur'an okudun. Bunlar senin hakkında söylendi.
Daha sonra emir verilecek ve cehenneme atılıncaya kadar yüzüstü sürüklenecektir.
Oysa Allah'ü Teâlâ, Kur’an-ı Kerim'de ilmi öğrenip öğreten, Kur’an okuyan alimleri birçok ayette övmüştür. Bu alimlerin “peygamberler, şehitler, sıddıklarla” beraber oldukları belirtilmiştir.
“Ey iman edenler! Size, "Meclislerde yer açın" denildiği zaman açın ki, Allah da size genişlik versin. Size, "Kalkın", denildiği zaman da kalkın ki, Allah içinizden inananların ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yükseltsin. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”
Bir başka Ayet-i Kerime’de: "Allah, içinizden iman edenlerle, kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yükseltir."
Hadis-i Şerif’te; Ebû'd-Derda (ra.) şöyle diyor: Peygamberimizden şöyle buyurulduğunu işittim:
"Her kim bilgi öğrenmek için yola çıkarsa, Allah Teala ona cennet yolunu kolaylaştırır. Şüphesiz melekler de ilme talip olanlara, hoşlandıklarından dolayı, kanat gererler. Göklerde ve yerde bulunan varlıklar, hatta sudaki balıklara varıncaya kadar, hepsi ilim sahipleri için Allah'tan “af” dilerler. Bir ilim sahibinin, bir ibadet eden üzerine üstünlüğü, ayın diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir.” buyurulmaktadır.
Bu kadar övgüyü hak eden Kur’an okuyan alimler içerisinde, “iki yüzlü olanların da” şehitler gibi doğrudan “cennete” giremeyecekleri, Yüce Allah ona: “Sen bu nimetler ile ne yaptın, diye sorduğunda, ilim öğrendim, öğrettim, Sen'in uğrunda Kur'an okudum.” dese de yalan söylediği, “iki yüzlü” olduğu için “cehenneme” gönderilecektir.
Kısacası herkes dünyada olumlu veya olumsuz yaşadıklarından sorgulanacak. Yaptıklarına göre öbür dünyadaki yerini belirleyecek. Bunu yine *kul” kendisi yapacak.
Ne ki; peygamberlerin, bilim adamlarının, malını yerinde kullanan zenginlerin sorguları kolay olacak. Eğer “İkiyüzlü” değillerse!
Öyleyse dürüst olalım. Göz açıp kapanacak kadar kısa olan “dünyalık” için ebedi yaşanacak ahiretimizi yaşanmaz hale getirmeyelim!..
Bunu, çoluğumuz çocuğumuz için bile yapmayalım!
Ramazan'da, bir perşembe günü, öğle namazında, Tandoğan Topaç Hoca, “riya” konusunu işlerken bu sahih hadisten bahsetti. Ricam üzerine hadisi bana da gönderdi.
Kendisine teşekkür ederim!
Bizler de böyle bir hadisten yola çıkarak köşe yazısı yazma bahtiyarlığına ulaştık.
Tandoğan Hoca; Ağrı İli’nde müftülük yapmış. Rahatsızlanınca “müftülüğün” zor şartlarından “vaizliğe” dönmüş. Şu anda “Kayseri Müftülüğünde vaiz” olarak görev yapmaktadır.
Hadisin son bölümünde, malını yerinde kullanmayan “ikiyüzlü” zenginlerin de sorgusunun zor geçeceği ifade edilmektedir.
İleriki yazımızda bu konuya değineceğiz.
Bekleyin…