27 Mayıs 1960 yılından itibaren yapılan darbeler, ihtilaller veya cuntacıların girişimleri ülkemizi geriye götürmektedir.

Eğitimli veya eğitimsiz her vatandaş bile gerçekleşsin veya gerçekleşmesin her darbe girişiminin ülkeyi en az on yıl geriye götürdüğüne inanmaktadır.

Sadece ülkenin geriye götürülüşü deyip de basit veya düz mantıkla olay geçiştirilemez.

Elbette ülkemiz sadece darbelerden zarar görmüş değildir. Balkan Harbi sırasında pek çok aydınımız şehit düşmüştür.

12 Eylül ihtilalini yaşayan bizler bu dönem ve öncesinde sağ ve sol cenahtan binlerce değerli insanını kaybetmiştir.

Sözde dini cemaatlere kanan veya kandırılan genç beyinler de maalesef kayıplarımız arasına katılmaktadır.

15 Temmuz darbe girişimine bakarsak bu kalkışma öncesinde FETÖ saflarına katılan binlerce insan ki bunlar arasında donanımlı olanlar oldukça fazladır bir şekilde heba olacaktır.

Kendi alanında yetişen insanların kaybı ülke için maalesef esef vericidir.Bir şekilde kandırılmışlardır. Bu veya diğer farklı nedenlere bağlı olarak birilerinin emrine girenler ve dolayısıyla memlekete hizmet yerine açık veya gizli örgütlerin pasif veya aktif elemanı olanlar memleket için maalesef önemli kayıptırlar.

Bütün mesele iktidarların yaptıkları hatalar sonucu kendisine muhalif olmanın ötesinde düşman yetiştirilen nesillerdir.

Adına iktidar veya devlet diyelim icrasını başı, milleti yönetenler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hak ve özgürlükler, adalet dağılımı, din ve vicdan hürriyeti, fırsat eşitliği, gibi vs. haklarda, eşitlikler konularında daima adil olmak mecburiyetindedirler.

Torpil, rüşvet, ahlaksızlık, uyuşturucu bağımlılığı, eşitsizlik ve verilen veya verilmesi gereken hizmetler gibi haller sebebiyle hem devletin hem de milletin yapısı bozulmakta ve yıpranmaktadır.

Umarız ki bu 15 Temmuz darbe girişim sonrası aylar sonra davalar sonuçlandığında ülkemiz temize çıkar. İslam Medeniyeti asli kimliğine bürünür.

Güzel ülkemize kasteden kim olursa olsun siyasi, ideolojik, dini, mezhep gibi etnik kimliklerine bakılmaksızın cezalarını bulur. Bunu umuyor ve bekliyoruz.

Etrafımızda, yakınımızda ve uzağımızda bizi fırkalara bölmek, parçalamak, birbirimize düşürmek, iç karışıklıklar, kargaşa, kaos çıkarmak, belirsizliğe sürüklemek, endişe oluşmasını, korku ve karamsarlık yaymasını bekleyen ve bu uğurda hevesli, tehditkar ve tahripkar kişiler, lobiler, teröristler ve küresel sömürgeci güçler vardır.

Bu toprakların sahibi, son yurdumuzun hamisi, koruyucusu ve kollayıcısı olan bizler daima uyanık olmak durumundayız. Vatanımıza göz diken hainler, gafiller ve düşmanlarımıza karşı bir ve beraber olmak mecburiyetindeyiz.

Milli birliğimizi muhafaza etmek ve her türlü tehlikelere de göğüs germenin şuurunda olmalı ve ülkemiz üzerine oynanan bütün oyunları el birliğiyle bozmalıyız.

Başka Türkiye yok!

Biz hiç bir Millete benzemeyiz. Suriyeliler gibi olamayız.

Yurdumun güzel insanları siyasi ikballeri bir yana bırakarak vatanımıza sahip çıkalım.

Yüce yaratanımız güzel Allah´ım ülkemizi korusun. Şer güçlere karşı bizleri muzaffer, düşmanlarımızı da mahv-ı perişan eylesin.Şehitlerimize Allah´tan rahmet, gazilerimize de sağlık diliyoruz

Amin.