Nevşehir´in Hacıbektaş İlçesinde 53. Ulusal, 27. Uluslararası ‘Hacı Bektaş-ı Veli´yi Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri düzenlendi. Etkinliklere binlerce alevi vatandaşın yanında Sünni vatandaş da katıldı. Şenlik havasında geçen festivalde ilginç görüntüler de ortaya çıktı. Onlardan bir tanesi de ‘Delikli Taş´ hadisesi!...

***

Tasavvuf; ‘Vahdet-i Vücud´ prensibine dayalı bir sistemdir. Buna göre kâinatta gerçek olan tek bir varlık vardır. O da kâinatın yaratıcısıAllah´ın (cc) tâ kendisidir. Onun dışındaki varlıklar Allah´ın birer gölgesidir.

***

Tasavvufta 7 mertebe vardır. 7. Mertebe Fenâfillah (Allah´ın içinde yok olma) mertebesidir. İnsan Allah´tan gelir, yine Allah´a döner. Bu prensibe ‘Devriye´ adı da verilir.

Fenâfillah mertebesine ulaşan insana İnsan-ı Kâmil (olgun insan) denir. Bu mertebedeki insan hiç günah işlemeyen mükemmel bir insandır.

***

Tarih boyunca, özellikle okullaşmanın yetersiz olduğu dönemlerde ‘tasavvuf´  insanların eğitiminde önemli bir işlevi yerine getirmiştir, ‘ mükemmel insan´ yetiştirerek.. Ahmet Yesevîler, Mevlanalar, Hacı Bektaş-ı Veliler, Hacı Bayram-ı Veliler, Yunus Emreler gibi…

***

Tasavvufa göre dünya nimetleri gelip geçicidir. Tasavvuf ehli, dünya nimetlerine hiç değer vermez. Dünya onlar için ahireti kazanma yolundan başka bir şey değildir!...

Bu yüzden dünya nimetlerini zorunlu olmadıktan sonra asla kullanmazlar. Ölmeyecek kadar yer içerler. Etliye, tatlıya aldırmazlar. Bir kuru ekmek bile onlara fazladır.

Tasavvuf ehlinin elinde bir âsâsı, sırtında temiz ama gösterişli olmayan, belki de yamalı bir cübbesi vardır. Bütün varlıkları bundan ibarettir. ‘Yarın ne yiyeceğim, ne giyineceğim?´ diye düşünmezler. Bütün düşünceleri kalplerinde Allah sevgisini yaşatmaktır. Sürekli ibadetle meşgul olmak, ‘zikir´ yapmaktır.

***

Bazı yörelerde de olduğu gibi Hacıbektaş´ta yaşanan  ‘Delikli Taş´ hadisesi!... Tasavvuf inancına göre kaya arasındaki ‘Delikli Taş´´tan geçenin ‘günahsız, geçemeyenin ise ‘günahkâr´ olduğuna inanılır. Oysa bu bir espridir. ‘Delikli Taş´´tan geçip geçmemesi bir insanın ‘günahsız´ ya da günahkâr´ olduğunu göstermez. Burada ince bir düşünce vardır.  Hani demiştik ya ‘dünya nimetlerini mümkün olduğu kadar az kullanmak´ esastır, tasavvufta.

***

Ölmeyecek kadar yiyip içen insanlar, herhangi bir rahatsızlığa sahip değillerse ‘zayıf, incecik´ bir yapıya sahip olan insanlardır. Dolayısıyla ‘Delikli Taş´tan kolaylıkla geçerler. Bu da onların ‘günahsız´ olduğunu gösterir, ‘Delikli Taş´tan geçmek.