İçimizde beslediğimiz hainler güruhu dışımızda da alenen ve münafık görünümlü müttefiklerimiz elbirliğiyle kuyumuzu kazmaya devam ediyorlar. Yerine göre girift yerine göre de girdap galini alan problemler yumağı bir anda çözülebilecek nitelikte değildir. Kaldı ki içimizdeki dışarıda olan düşmanlarımızın gafil ve hain iş işbirlikçilerinin yıllardır bizi bize getirmede hep ayak bağı oldular.
Temel bir mesele halini alan bu mevcut yapıda yani terör örgütlenmesine çanak tutan ayrılıkçı terör örgütleri kadar özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölge halkının da kendi içlerinden çıkan bu güruha açık ve net tavır alamaması bu müzmin yaranın daha zonklatan ağrıların oluşmasına zemin hazırlamıştır. Bu halde devletin o bölgelerimizde tam manasıyla bir hâkimiyet sağlayamaması, terör örgütüne karşı etkin mücadele edememesi kadar, yıllardır bölgenin pek çok açıdan ihmal edilememesi de önemli bir etkendir. Bu bölgelerimize atanan güvenlik kuvvetleri dışında alanlarda görev yapan memurların da örgüt sempazitanı olmaları da bugüne kadar dikkate alınmamıştır. Özellikler en sorunlu kurumlardan biri de eğitim kurumlarıdır. Alenen bölücü terör örgütü propagandası yapan kadrolu ve vekil öğretmenler halen devletimize karşı tehdit oluşturmaya devan ediyor.
Güzel vatanımıza kast eden harici ve dahili hainler ve alçakların varlığını gün geçtikçe daha da net bir halde görüyor ve anlayabiliyoruz. 15 Temmuz darbe girişimiyle başlayan F Tipi Örgütlenmenin sızma ve daha da önemlisi devletin birimlerine yerleştirilmesi zaman gösterdi ki ülkemizde derin yaraların açılmasına sebep olmuştur. Her şeye rağmen övünmeden bir başka gerçeği de görmeliyiz. O da vatan sathında birlik ve beraberlik fikrinin, vatanseverliğin en üst seviyelere çıkmasıdır.
Ülkemizde son yıllarda aile yapımızda başlayan bozulma/çözülme devam ediyor. Bu hal bizleri düşündürse de son yaşananlar gösterdi ki olan üstü hallerde bu yatanın evlatları dosta düşmana karşı iyi bir tutum takınarak mücadele etmiştir.
15 Temmuz darbe girişiminin Türk Milleti adına Milli İradeye sahip çıkılmasında;
1-Milletimiz, 2- Emniyet Güçlerimiz, 3-Askerimiz, 4- Basın Gücümüz çok iyi ve başarılı bir sınav vermişlerdir. Darbe girişiminde bulunan vatan hainleri bir avuç askerin bu melanetleri dolayısıyla Kahraman askerlerimiz de bir şekilde yıpranmış, moral seviyesi de düşmüştür.
Bundan sonra yapılacak şeylerden bazıları şunlar olmalıdır:
Askerlerimizin moral gücü en üst seviyeye çıkarılmalıdır. Askeri kurumlardaki bir bakıma temel değişikliklerin yapılması kanaatimce ve özellikle de konunun uzmanları tarafından uygun görülmese de bu husus Cumhurbaşkanı başta olmak üzere Hükümetimizin aldığı bir karardır. Burada önemli olan tavsiyedir. Kurumlarda istenildiği kadar değişiklik yapılsın askerimiz vatan sevgisiyle mücehhez hale gelmedikçe durumlarda bir değişiklik olmaz.
Askerlerimize, şehitlerimize, gazilerimize sahip çıkılmalıdır. Bu kalkışmada devletimizin ve siyasi partilerimizin şehit ve gazilerimizin yanında görmek bizleri mutlu etmiş ve umutlandırmıştır.
Devlet memurları alımında liyakat, dürüstlük, samimiyet ve ehil kişiler tercih edilmelidir. Torpil, rüşvet, iltimas, peşkeş çekilmesi gibi arızi haller bitirilmelidir.
İnsanlarımızı vatanperver ve insanlarımıza karşı insani olarak davranışlar içinde olmaları için eğitim verilmeli, seminer ve kurslar açılmalıdır.
F Tipi örgütlenmeye gösterilen duyarlılığın PKK illeti ve sempazitanı, yataklık edenlere ve yandaşlarına karşı da gösterilmelidir. Devlet kademelerinden bu alçaklar biran önce temizlenmelidir.
Bu illetin bir ayağı da parlamentodadır. Hangi siyasi parti olursa olsun FETO VE PKK´ya yalakalık eden ve destek olanlara da cezalar kesilmelidir. Devlet kademelerinden süratle ayıklanmalıdır.
Son sözümüz de istihbarat üzerine olsun. Yaşananlardan öyle anlaşılıyor ki devlet kademelerinden istihbarat zafiyeti var. İstihbarat alanında maalesef II.Abdulhamit döneminden dahi çok gerilerdeyiz. Güvenilir, bilgi ve birikim sahibi elemanlar iyi değerlendirilmelidir. Başta Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı ve en önemlisi de MİT olmak üzere istihbarat açısından çok dikkat edilmelidir.
Müslüman Türk insanı Suriyelilere veya başka milletlere benzemez. Başka Türkiye yok! Vatanımıza iyi sahip çıkalım. Milli birlik ve bütünlüğümüzü koruyalım. İktidar partisi ve muhalefet partileriyle iyi geçinilsin. Kayıkçı kavgası yapılmasın. Argo ve hakarete varan açıklamalar, demeçler bırakılsın. Şu anki partiler arası saygı ve nezaket ortamı muhafaza edilsin.
Bizim kaygımız Batıdan teknikler devşirmek yerine bilimsel çalışmalar, ilim, irfan olsun. Yeni icatlar yapalım. Daha da güçlenelim. Güçlü ve Milli, büyük düşünen ülkemiz her türlü badireleri atlatır. Bölgemizde söz sahibi olmak içte ve dıştaki düşmanları bertaraf etmek büyük düşünmek ve güçlenmekle olduğunu unutmayalım.