Dünya kurulduğundan beri “soykırım” yapılmıştır. Bugün Filistin’de hala soykırım yapılmaktadır. Buna hiçbir ses çıkarılmamaktadır. Afrika’da zenciler, Amerika’da Kızılderililer… Dünyanın hemen her tarafında Müslümanlar ve Türkler…
Onlardan birisi de Rusların Çerkezlere uyguladığı ‘Çerkez katliamı’dır.
Özellikle de soykırımın etkisi, “travma” derecesinde çocuklarda daha fazladır. Bir Çerkez kız; konuyla ilgili duygularını “ÇERKES Mİ? O DA NE?” adlı yazısında şu şekilde dile getirmiş:
“Bi' Çerkes kızı olarak bazı konulara değinmek istiyorum.
“Evet birçok kez ben dahil çoğu soydaşımın da maruz kaldığını düşündüğüm o malum soru... " Çerkes mi? O da ne?"
“Bizlerin kim olduğunu anlatmaya en başından başlayayım:
“Hikayemiz, 21 Mayıs 1864 Çerkes Soykırımı ile başlıyor. Rusya'nın Çerkesya'yı işgalinin ardından, 21 Mayıs 1864 tarihinden sonrasına yoğunlaşırsak, Rus İmparatorluğu'nun zalimce Çerkes Halkı’na yönelik uyguladığı her türlü şiddet sonrası vatanından sürülmesi...
“Bahsederken bile tüylerimizin diken olduğu bir çok hikaye var.
“Örneğin; ölü çocuğunun cesedini günlerce kucağında ninnilerle uyutur gibi yapan fakat kokan çocuk kucağından sökülüp denize atılınca bir an bile düşünmeden kendini ardından azgın dalgalara fırlatan Kafkasyalı anne...
“Hatta, Karadeniz'deki limanlarda Rus ve İngiliz gemilerine bi' hiç gibi istiflenmiş halkın çoğunun Osmanlı kıyılarına dökülerek can vermesi... Ve ne acı ki "Akrabalarını denizde balıklar yedi" diye sağ kurtulup Anadolu'nun köylerinde yaşayan Çerkeslerin birçoğu hayatları boyunca bir kez bile balık yemediler...
“Vesaire vesaire.. Kim bilir bilmediğimiz daha neler neler var.
“Soykırıma direnişin ardından, Soykırımı yapan ve pişmanlık duyan Yüzbaşı Alexander Zyatov mektubunda şöyle bahsetmiş:
"Çerkeslerin köyünü yaktık, hayvanlarını öldürdük, ekinlerinin üstünde atlarımızı sürdük. Çocuklarını acımasızca öldürdük... Ve Çar bize bu katliamları yaptık diye bu onur madalyasını verdi.
“Hangi onur?
“Hangi onurlu insan bunları yapar?
“Ben Tanrıya beni affetmesi için her gün yalvarıyorum.
“Onlar vatanlarını savunan yiğit insanlardı.
“Biz ise insanlıktan çıkmış birer ucubeden farksızdık. Elimize esir düşen Çerkeslerle yan yana geldiğimizde sanki biz onların esiri gibi duruyorduk, onlar ise dimdik vakur duruşlarından taviz vermiyorlardı.
“Tanrı beni affetsin. "
“Evet bizler, ‘Onur candan önce gelir.’ diyen ataların torunlarıyız ve Çerkes halkı olarak soykırımın bile yok edemediği ve ilelebet devam edeceğine inandığımız asil bir güce sahibiz.”
Ayşe Nur Ergin, 20 06 2021 tarihli yazısında duygularını bu şekilde dile getirmiş. Ayşe Nur henüz 16 yaşında genç bir Çerkez kızı. Ataları bu zulümden kaçmak için Türkiye’ye sığınmış. Türkiye; dün Çerkezlere, Ahıskalılara, Boşnaklara bugün Suriyelilere, Iraklılara, Filistinlilere kucak açmış!...