EDEBALİCE
BİTMEMİŞ ROMAN;
YAĞIŞOĞLU YAŞAR
Ali İhsan TOSUN
Henüz bitmemiş bir roman; “Kapadokya kahramanı Yağışoğlu Yaşar!...”
Ortahisar’da başlayıp Nevşehir Herikli Mahallesi’nde sona eren bir aşk ve kahramanlık hikâyesi…
İlginçtir ki olay İstanbul’un işgal yıllarında başlar, Çanakkale Savaşı’ndan sonra, 1916 yılında askeri mektepte okumak üzere İstanbul’a gelir. İstanbul’un işgalini içine sindiremez. Yağışoğlu bir gün Balat’ta iki İngiliz askerini döğer ve silahını alır. Takibata uğrar. İstanbul’da duramayacağını anlayınca Maraş’ın ve Antep’in kurtuluşu için arkadaşlarıyla birlikte Güneydoğu’ya gider. Şahin Bey’in ekibine karışır. Fransızlara karşı birlikte mücadele eder.
Kendisi de Ortahisarlı olan yazar, Mustafa Şimşek, romanın kahramanı için; “Yağışoğlu Yaşar Kapadokya’da şirin bir kasaba olan Ortahisar’da dünyaya gelmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun son yılları ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında yaşamıştır. Kurtuluş Savaşı’nda ön saflarda yer almış, Atatürk İlkeleri’ni benimsemiştir. Vatanına ve özgürlüğüne düşkün, dürüst, gözünü budaktan sakınmayan ve bir o kadar da mütevazı olan kişiliğiyle çevresinde tanınan bir gençtir.” eleştirisinde bulunur. Romanda “İşgal Yılları” ile “Kurtuluş Savaşı” yıllarına az yer verilmiş. Keşke daha çok yer verilse idi roman daha ilginç olurdu.
@ @ @
Romanın yazarı Mustafa Şimşek; ilkokuldan sonra okuma imkânı bulamaz. O da Ortahisar’da geçerli mesleklerden birini seçer. Bir berber dükkânına çırak olarak girer. Sonra usta olur. Ortahisar dar gelmeye başlar, İstanbul’a gider. Önce erkek berberliği yapar. Bir yaz gecesi evinde yaptığımız bir sohbette –ki sohbeti yeğeni Uğur Bey ayarlamıştır- kendi ifadesiyle erkek berberliğinden pek bir şey anlamaz, kadın berberliğini seçer.
Kibar, nazik biridir Mustafa Şimşek Amca!... Kadın ruhundan iyi anlar.
Konuşmaları, kibarlığı bir hanım müşterisi olan Dr. Eda Hanım’ın dikkatini çeker. Mustafa Amca’ya; “Kadın ruhunu anlatın bir kitap yazar mısın?... Senin duyguların çok önemli.” der.
“Ben mektup bile yazamam, değil ki kitap!...”
“Konuştuğun gibi yaz, senin her sözün bir kitaptır!...” der Dr.Eda Hanım.
@ @ @
Turizm işletmecisi Nazmi Gürel; “Mustafa Abi, siyasete dönsen! Etrafındaki gördüklerini, düşündüklerini bir kitap olarak yazar mısın?” ricasında bulunur.
“Ben gerçek ne ise aynını yazarım, eğip bükemem. O da başımıza iş açar!...” diye siyasete dönme işini kibarca geri çevirir.
@ @ @
Yaşar Över, Ankara’da yaşayan kitap kurdu birisi; “Şimşek, bir şeyler yazsan…”
@ @ @
Bütün bunlardan sonra çocukluğundan beri duyup onunla büyüdüğü, örnek almak istediği “Yağışoğlu Yaşar’ı” yazar.
İlk baskısından sonra Kasabası’ndaki olayı bilen –Mustafa Tombak gibi- bazı arkadaşları; “Şurası eksik kalmış. Onu da yazsaydın.” derler. Yazarımız arkadaşlarından öğrendiği, eksik kalan olayları da ekleyerek yeni bir baskı daha yapar. İkinci baskıdan sonra da yeni ilaveler yaparak “Erdemin Bedeli” olarak üçüncü baskısı yapılır.
Bu günlerde dördüncü baskısı yapılacak. Belki de senaryosunun da yapılabileceğini müjdesini vedi Mustafa Amca!...
İşte bunun için romana “Bitmemiş roman” diyoruz.
@ @ @
Roman ilginçliklerle dolu. Son dönem tarihimizi hatırlatıyor. İşgal yılları İstanbul’unu; Maraş ve Antep’in kurtuluşunu; Kurtuluş Savaşını; haksızlığa, zorbalığa direnişi; hukuksuzluğa karşı koyuşu…
@ @ @
Mustafa Amca’yı tanımak için ya Oryahisar’a gelip sohbetine katılacaksınız ya da internette “mustafa şimşek 118. bölüm” yazarak belgeselini seyredeksiniz. Siz en iyisi Ortahisar’a gelin!...
@ @ @
Bir eylül gecesi, Ortahisar’ın tarihini araştıran Turizmci Ali Kaptan, yazarın yeğeni Uğur Bey, evini bize açan Mustafa Amca’nın sevimli eşi ile yaptığımız sohbetimiz unutulmaz bir anı bırakarak sona erdi!...