Dünya hayatı sürekli bir çaba gerektirir. Mücadele olmadan hiçbir şey elde edemezsiniz. İyi, sağlıklı ve huzurlu bir yaşam sürmek için çeşitli merhalelerden geçeriz. Kendi evini yapan insanoğlu bir bina inşa ederken temelinden çatısına kadar imkânını zorlayarak nitelikli malzeme kullanır. Planını da yerinde yaparsa evinde huzur içinde ikamet edebilir.

      Hayatımız da binalar gibidir. Temeli sağlam olmalıdır. İnsan önce kendisini yetiştirmelidir, eğitmelidir. Eksiklikler bitmez. Daima eksikliklerini gidermeye yönelik olmalıdır. Çünkü çevremizde, yurdumuzda ve dünyada sürekli yenileşme olur. Elde edilen bilgilere yenileri eklenmeli ki zamana değil ama çağa ayak uydurulmuş olsun.

     İşte ailede böyledir. Eğitime, kültüre önem veren aileler toplum içinde de önemli bir yere sahip olurlar. Saygıyla anılırlar. Etrafı ışıl ışıldır. Ancak insan ne kadar uygarlık için kendine dikkat etse, iyi bir yaşantı içinde olmaya gayret etse de insanın bir başka yönü daha vardır.

    Bütün mesele insanların hayatını çok önemli düzeyde etkileyen ve belirleyen din olgusudur. İnsan ahlaksız yaşayamaz. Yaşarsa insan ile hayvan arasındaki fark kaybolur.

      Hayata iyi bakmanın en öncelikli yolu yaratıcımız Allah´a inanmak ve teslim olmaktır. Sadece inanmak yetmez. Bu sebeple hayatta işlerimiz sürekli iyi gitmeyebilir. Allah´ın rahmeti her şeyi kuşatmıştır. Kalp ve beyin birlikteliğinden hidayete vasıl olan insan hiçbir zaman Allah´tan ümidini kesmez.

Secde.16:”Onlar korkarak ve ümit ederek rablerine dua ederler.” Bu minval üzere olunduğunda bir insanın bir gün içinde işleri ters gitse de bunun o kadar bir önemi yoktur.

Bir günde üst üste beş altı olay üzerinize üzerinize gelebilir. Eğer siz bu tersliklerin, yolunda gitmeyen işlerin düzelmeyeceğini sanıyorsanız şüphesiz aldananlardan olursunuz.

Sabretmeli ve Yüce Yaratıcımız Allah´tan rahmet, sağlık, huzur, iyilikler dilemeli, kalpten dua etmeliyiz. Şüphesiz Allah duaları işiten ve kabul edendir. Amenna!