Şort giyidi diye tekmeyi kızın ağzına indir, sonra polislerin kolunda sırıta sırıta mahkemeye çık. Bir insan bir suçtan yakalanınca niye sırıtır. Üç nedeni vardır; ya aklından zoru vardır, ya özürlüdür veya güvencesi vardır.
Mahkeme salonunda “Ahlaka mugayir esvap giydiği içün geçirdim tepiği” deyince “iyi yapmışın evladım” cevabını alıp çıkacağını biliyordu ki sırıtıyordu.
Sonradan delikanlı savcının ısrarıyla yeniden tutuklanması da daha acayip bir durum ya. Neyse.
Hadi bir özeleştiri de ben yapayım, bu tip vakalarda biraz da suç bizde çünkü bu herifleri kameralar karşısında adeta şov yapmalarına müsaade ediyoruz.
Adi suç kapsamına giriyor ya bu vakalar. Adamların korkusu yok en fazla birkaç ay yerim o da para cezasına çevrilir, iyi halden falan ertelenir falan filan.
Yani ceza korkutmuyor, yıldırmıyor.
Bakınız hemen bir örnek vereyim siz kıyaslayın.
Bir fuar nedeniyle Şikago´ya gitmiştik. Şikago´nun meşhur parklarından biri olan Milenyum parkta bir grup zenci güzel bir kızın etrafında onu rahatsız edecek türlü hareketler yapıyorlar, mimik ve hareketlerle dalga geçiyorlardı ama sadece bir tek şey yapmıyorlar, kıza dokunmuyorlar. Bu durumu merakla izlediğimi gören Şikago´da yaşayan bir arkadaşımız “merak etmeyin birazdan bırakırlar kendilerince eğleniyorlar ama ellerini dokunsalar kızın şikayetiyle doğruca hapse girerler ve burada girmek istemeyeceğiniz tek yer hapishanelerdir.” Dedi.
Hırsız kardeşlerimizle uzlaşacağız, Tehdit edenlerle barışıp kucaklaşacağız.
Bir çok pencereden baktım ama ben bu kararların ardına iyi niyetli bir çalışma bulamadım.
Suç cezasız kalırsa suçluyu cesaretlenir.
İşte bu nedenledir ki başkalarının yaşam hakkına fütursuzca müdahale edenlerin yakalandığında bile sırıtmasının ardındaki özgüven de buradan geliyor.