Evde uzun süre kalıp değişik değişik kanallara bakma fırsatım olunca, milletin niye kafasının bulanık olduğunu anladım. Bizde “kalem kavgası” yani polemik konusu gırıla. Hemen her gün bir tane ortaya atılıyor içlerinden baskın gelen üzerinde günlerce konuşuluyor. Konuşanlar da belli kişiler zaten. Onların da sanki amaçları –sözleşmiş gibi- meseleyi netleştirmek değil de adeta daha karmaşık hale getirmekmiş gibi öyle bir anlatıyorlar ki program bittiğinde eminim pek çok kişi -aynen bende olduğu gibi- Far tutulmuş tavşan misali boş boş bakıp kalıyoruz. Ne dedi bu adamlar diye.
On ayrı kanalda aynı konu konuşuluyor, konuşmacılardan yüzde sekseni eğer ortaya atılan konu iktidarın lehineyse hararetle savunurken, aleyhineyse hararetle reddediyor. Karşısındaki akademisyen, uzman, konunun ehli, profesör de olsa ne derse desin boş. Adam anlamıyor yahut anlamak istemiyor veyahut anlamamazlıktan geliyor.
Bir de zoraki destek gurubu var ki bunların hali hepten tuhaf.
Meselenin ne olduğunun onlar için hiç önemi yok. Konu ile alakası bile olmayan örneklerle sırf taraf olmak için beyhude çırpınmaları bana çok komik de geliyor aslında.
Konuyla sadece ufak bir ilişkisi var ama geçenlerde bir kanaldaki tartışmadan söz edeyim. Konu bayram. Efendim Ramazan bayramı mı, şeker bayramı mı?
Birileri; şeker bayramının uydurma olduğunu, aslının Ramazan bayramı olduğunu, şeker bayramı adının Cumhuriyetten sonra kasıtlı olarak ortaya atıldığını falan söyledi. Bir katılımcı da kısaca değindi ama esasen konu çok daha öncelerde İzzet Akyol tarafından tartışmaya nokta konacak kadar net biçimde açıklanmış olmasına rağmen niye hala tartışma konusu olduğunu merak ediyorum doğrusu.
Kısaca ben de yazayım da bitsin artık vallahi sakızın orucu bozup bozmayacağı kadar gereksiz bir tartışma bence. Çözüm: çiğneme olsun bitsin yahu.
Bu da öyle.
İzzet Akyol, bu konuyu özetle;
“Ramazan ayının sonunda kutlanan bayram –fitre, fıtır- kavramından yola çıkılarak, yapılan ibadetin başarıyla eda edilmesine duyulan “şükür” ün ifadesidir. Yani şükür bayramıdır. Şükür Arapça olarak yazıldığında “şkr” harfleriyle ifade edilir ki bu da okuyanlarca “şükür veya şeker” olarak çevrilmesine sebebiyet verir. Konu bundan ibarettir.”
Yani bunu “bir takım mahfillerin İslam dini üzerindeki tahrifatı” şekline sokmak… en hafifi ile kelimeyle insafsızlık olur.
Konular sadece futbol takımı tutar gibi “benim fikrimden” ziyade “benim siyasi partimin firi” çerçevesinden bakarak tahlile kalkınca böyle oluyor işte.
Tek bilgi alma kaynağı televizyon olanların vay haline. Allah yardımcıları olsun işleri zor.