Bakın burada beş yıldır yazıyorum. Özellikle Kapadokya Bölgesi ve bölgenin Turizm’e yönelik hassasiyetlerini kamu yararlığı gözeterek ferdileştirmeden ifade etmeye gündeme taşımaya gayret ediyorum.

Hatta geçtiğimiz yıl tam da bu aylarda Nevşehir Kültür Turizm İl Müdürlüğü’nü benzeri bir konu için aradım “ Bölgedeki imar uygunsuzluğu” konuyu Çimer’e yazdım.

Konu şu ki:

Nevşehir/Gülşehir’ de iki katlı (St John Church) kilisesi var. Kilise”nin hemen yüz metre yakınana ve Fatih mah. İstikametine yönelen yol boyu araziye ki “ burası sit alanı” geçtiğimiz yıllar da güncel Belediye Başkanlığından önce araziye imar parsel işlemi yapılmış..

Arsa sahibi Kilise’nin hemen dibine satılık arsa diye yazmış.

Bu konuyla ilgili önce Nevşehir İl Kültür’ü aradım “ Çimer’i arayın “ dediler..

Sonra Cimer ‘i aradım ilgili bilgilendirmeyi yaptım.

Çimer, Nevşehir İl Kültür Turizim Md. aramış, konuya ilaveten göstermelik bir soruşturma, dosya açmak kapatmak görev tamamlandı..

Sonuç: bürokrasinin birbirinden bağımsız sorumluluk alanlarında, yetki karmaşası..

Bir kurumun Sit Alanı ilan ettiği araziye diğer kurum, imar izni veriyor.. böyle olunca da diğer kurumun yaptırım güçü etkisizleşiyor.

•••

Diğer yan da kamu çalışanı devlet dairesini kendisine mülk ediniyor, Tapusu yok ancak, psikolojik olarak burası benim bana, kimse bir şey yapamaz, kimsenin güçü yetmez diye düşünüyor.

Hata etsem de biz biziz, biz birbirimizin ayıbını kapatırız haydi, olmadı yukardan bir fırça yeriz mantığı çalışanın genlerine işlemiş.. kamu çalışanı olmayı kendisine ayrıcalık dokunulmazlık atfetiyor.

Geçtiğimiz günler de Savunma Bakanı Meclis konuşmasın da bir soruya, şöyle karşılık verdi. “ ben bu devlete şu kadar yıl hizmet ettim, Askerlik yaptım” dedi..

İyi de sayın Bakan bu işi karşılıksız, hiç bir bireysel yararlılık gözetmeksizin mi yaptınız? Bak bugün kariyerine Bakanlık yapmayı da kattın..

Diğer yaka da bu memleketin rütbesiz Asker’i , Polis’i bu memleket için canını veriyor, şehit oluyor. Çocuğu yetim, Ailesi. ..bakın devamını yazamıyorum. “ Tüm şehitlerimizi rahmetle anar, minnet ve şükranlarımı sunarım. Yakınlarına selam olsun.”

Aklımızı başımıza devşirelim..duygularımızla değil aklımız, idealler ve bilimsel tanımların doğruluğunda eylem ve söylemler belirleyelim.

Şimdi, Nevşehir/Göreme bölgesinde Peribacalarının dibinde yapılan Otel, konut inşatı ruhsatlandırılmış. Bu gafletin bir geçmişi birde, ileriye yönelik yanı var..

Peki sorumluluk sahibi kim? ve neden istifa etmiyor, görevden neden alınmıyor..

Bu Bakanlığın başındaki Bakan nasıl orda durabiliyor ve ben Türkiye için şunları yapacam “demagoji “ edeceğim diyerek yetersizliği, donanımsızlığı açık olduğu halde orda oturmaya devam ediyor..

Bunun bir de Çevre Şehircilik ve Yapı Denetim ayağı var.. Şantiye Şefliği denetimi hiç çalışmıyor. Şantiye Şefliği görevini üslenen ilgili mühendis, projeyi hiç görmeden inşaatın nerde yapıldığını bilmeden yönetmenlik gereği imza atıp parasını mütahit’ten alıyor.

Bu da başka bir konu. Ayrıca bu Göreme’de ki yapılan ahlaksız yapının yapı denetim görevini hangisi firma yüklendi.. bu ahlaksız yapıya eli bulaşanların hiç bir etik değeri, kamu yararlılığı, çevre bilinci yok “ aslında var ama, nasıl bir ferdi çıkar bu değerleri hiç etmiş o da araştırılınca çıkacak “ tabi bunlar küçük medyaya yansıyan örnekler, asıl buzdağına vakıf değiliz..

•••

Burası Türkiye, burda en büyük sorun meşruiyetin mülkiyet hakkına dönüşmesi..

“ Diğer yan da siyasetin, politik yol haritasının mezhepselleşmesi veya ideolojik kaynaklı olması.. politika yapan insanlara dava mülkiyeti, dava vizyonu, dava liderliği meşruiyet i kazandırıyor.. dava, aidiyet’i demokratik kamu çıkarının önüne geçiyor.. ya tam siyah veya tam beyazlık atfediliyor.

Yani “ hırsız bizim hırsız” düşüncesi..

Politik düşünceye hakim oluyor..

Oysa günümüzün çağdaş demokratik yönetim algısı hiç bir ideoloji, din, inanç kaynaklı politika üretmek bu yönlü siyaset yapmayı bunu yönetime yansıtmayı kabul etmemektedir.

•••

Bu konuya atfen daha vahim örnek yani, imar affı ve İstanbul/ Kartal’da, ayak seslerinden yıkılan binalar tarafı var..

Şimdi, imar affıyla bu yapılar devletin resmî kurumlarınca meşrulaştırılıp ruhsatlandırıldı, vergisi alındı.

Şimdi yurttaş ruhsatlandırılmış yapıların kullanılamaz raporuyla karşı karşıya kalmak gibi bir durum söz konusu.

Söz ettiğimiz binlerce konut bina için önümüzdeki günlerde yıkım kararı da çıkabilir, çıkmalıdır da..

Bu durum neyi gösteriyor? İlgili Bakanlığın ilgili politikalarını alelacele, popülist yaklaşımla aldığını..

Geçen gün bir Üniversite’nin Rektör’üne sordum.. Hükümet’le iletişimdemisiniz? Eşgüdümlü ortak geliştirdiğiniz projeleriniz var mı? Gibi sorular yönettim umarım ileriki günler de yayınlarız.

Bu yapılar “ AK Parti yönetiminden önce” geçtiğimiz dönem de yapı denetimsiz inşaatlar. Ancak, devlet yönetimin de devamlılık esas alınmaktadır.

AK Partinin yanlışı, bu tür yapıları revizyona sokmak, denetim altına almak, kentsel dönüşüm de öncelik sağlamak yerine imar affı, tanımıyla yasallaştırması olmuştur..

ÜSTÜ KAPALI SERZENİŞ

Yaşadığımız kentler de, ilçelerimiz de, Yüksek Öğrenim kurumu olan beldelerimiz de dışardan öğrenim için gelen konuk öğrencilere yönelik, olumsuz gelişmeler olduğu yönlü ikili görüşmeler yaptım. toplumsal etik kaide ve kuralları içinde hoş görülmeyen kabul edilmez davranış, tutum , eylem ve rahatsız veren gelişmeler yaşanıldığına yönelik anlatımlara tanık oldum.

Birincisi- Yani, yazılı basın, görsel medya da konu olmaktan çıkan bağnazlık, yobazlık, tacize varan eylemler..

İkincisi- Şehir içi toplu taşıma araçlarının güzergahı gereği son durağa varmadan geri dönmüş olmaları yolcuların, öğrencilerin mağdur edilmesi..

Öğrenci servislerinin kendi öngörülerine göre taşıma yapması.. “ ben oraya gitmem, şuraya kadar gider diğer istikamete servis yapmayız” gibi..

•••

İLETİŞİM LİSANI ÜZERİNE

Yaşadığımız toplumun sosyal, siyasal iletişim lisanı malum..

Toplumun iletişim lisanının alfabesinin oluşmasında siyasi liderlerin katkısı şüphesiz kaçınılmaz.

Toplumun büyük bölümü Liderleri örnek almakta onların, çoğu konudaki tanımlarını ilke edinmektedir.

Konuya bu açıdan bakınca Siyasi Liderlerin hitabet üslubu, politik lisanı çok önem arzetmektedir.

•••

Şöyle bir konu daha var ki; gerekli gereksiz devlet büyüklerinin kent ziyaretleri gerektiğinden çok abartılıyor. kamu yararlılığının dışına çıkıyor.. konuğun, karşılanması, yolların trafiğe kapatılması ve benzeri bir çok “ kısmen haklı gerekçeleri olan geleneğe dönüşmüş devlet protokolü “ yapılmakta. Ve büyük iş ve enerji kayıbına neden olmaktadır.

Dün yine İstanbul’da bu konuya binaen trafiğe kapanan yol da hastaneye ulaşmak isteyen Ambulans aracı engellenmiştir..

Bireysellik kamu yararlılığının önüne geçmemeli, geçirilmemeli. Kamu yararlılığı toplum, millet olmanın devlet olmanın omurgası hukukun temel kaidesidir.