Çağdaş ve medeni bir toplum olmanın ön şartı; tertipli, düzenli, sistemli ve çevresel, sosyal faktörlere duyarlılık kazanmak, kazandırılmak, bu işin ABC’si bu olmadan olmaz.
Ne zaman Ürgüp’e gitsem coğrafi farklılığı hissettiğim kadar çevresel farkındalık da kendini gösteriyor. Ürgüp’te cadde, sokak her yer pırıl pırıl çöp namına en küçük parça yok.
Ürgüp, sanki Türkiye coğrafyasının dışında bir yer, çok yönlü gelişmiş. Ürgüp insanı sosyal, çevresel faktörlerin etkin bilincine ulaşmış dolayısıyla Ürgüp’de zaman geçirirken bir Avrupa kentinde olduğunuz hissiyatı oluşuyor. Geniş kaldırımları, iletişimi gayet yüksek halkı, esnafı ile Ürgüp’te geçirdiğiniz o kısa anın tadına varıyor, yaşamınızın o anı anlam kazanıyor.
Aslında amacım Ürgüp’ü anlatmak, tanıtmak değil.. Ürgüp’de öne çıkan çevre temizliğini insanının, iletişim lisanının gelişmişliğini Türkiye, sathın da örnek göstermek.
Türkiye genelinde çevre temizliği etkili bir sorun olduğu gibi artarak da devam etmekte.
İnsanımız, insan olmanın ön şartından yoksun, eline geçen her şeyi aldığı gibi neresi olursa atıyor. İki metre yakınında çöp kovası var elindeki atık çöpü uzanıp oraya bırakmıyor. Park ve sosyal alanlarımız istenmeyen çevresel kirliliğe maruz kalmakta.
Bu sorunun çözümünün %20’si kamu kurumlarına %80’i halka, yurttaşa ait. Durum böyle olmakla insanımız diğer birçok konuda olduğu gibi çevre temizliği hakkında da kamu kurumlarını, Belediye’yi, devleti suçlayıp sorumlu tutmakta.
Günümüzün Barbar, bağnaz toplumu, halkı, şehri, ilçesi yaşadığımız çağda çevresini kirleten çevresel ve sosyal faktörlerin gelişmemişliği, seviyesizliği olarak tanımlarız.
Yoksa, günümüzden Barbarlık tanımı; beşyüz yıl öncesinde olduğu gibi elinde, savaş baltalarıyla yerleşik şehirlere saldıran, göçebe, ormanda yaşayan kavimleri kast edemeyiz, böyle bir durum yok.
Düşünen insan, değerler yaratan, kurallara, sisteme bağlayan ve bu kurallara uyan insan, toplum.
Kural tanımayan, kafasına göre takılan, işine geldiği gibi davranan, insani öğeleri gelişmemiş, ilkel insan modeli;
Günümüzde her halde elinde savaş baltalarıyla bir şehire saldıramaz, gelişmiş medeniyetler için böyle bir durum bahis konusu değil...
Günümüz Barbar, bağnaz toplumları ne yapıyor; yerleşik şehirlere ellerinde balta ile saldıramayınca, çevresini kirletiyor, iletişim lisanı da barbarca olunca birbirini öldürüyor, bana yan baktın diyor öldürüyor dövüyor, ölmeyince arkasında öldürmek için Hastaneye gidiyor sıkıyor, kurşunu çevresine.
Medeni, çağdaş çevrede, şehir de yaşamak istiyor ve çevremiz ile her türden iletişimimizi modern insan profili seviyesine çıkartmak istiyor isek;
Medeni insan tanımı kazanılmadan medeniyet yaratılamaz. Medeni insan olmanın ABC’si, çevre temizliği, fiziki temizlik, düzenli tertipli olmak, kuralcı ve sistemli olmak, işini iyi yapmak, sorumluluk üslenmek gibi işin sıfır başlangıç noktasını tanımlaya biliriz.