Beden mi bizi geleceğe götüren,spor mu hayallere sürükleyen?
Kaynak l Yazar: Gamze Özen
Beden eğitimi okuyorum,yaşım 21.
6 yıldır sporla iç içeyim. Şu an düşüyorum beden eğitimi ve spor arasında ki farkı yakalamaya.. Düşünüyorum düşünmesine de,sahiden pek bir fark yok.
Beden eğitimi bilimsel olarak kişinin,bireyin belli zaman dilimleri içerisin de kendine fiziksel olarak ayırdığı zaman dilimi,spor ise yetenek bakımından üst seviyeye erişen birey kendini göstermek için mülakat ve ya müsabakalar da gösterdiği farklı antrenman tipleri,dereceleri ve psikolojik olarak gösterdiği savaştır.
Tabi şöyle bir durum var ülkemiz de beden eğitimi aa vücut geliştirme,aa hoplayıp zıplama. Öyle bir şey yok kesinlikle. Okulunu okuyorum ve tıp okuyanlar ile aynı dersleri bire bir görüyorum. Elbette hoplayıp zıpladığımız seçmeli derslerimiz var lakin sözel derslerimiz daha fazla.
Bu bakış açısını öncelikle bir değiştirmek gerekiyor. Son yıllar da bu alana yoğunluk artıyor,bu bizi sevindiriyor mu ? Evet hemde çok. Ama beni sevindirmesinin asıl nedeni ; Beden olmadan hayatın olmayacağıdır.
Yaşlılarımız şöyle dile getirir bunu; sağlık olduktan sonra her şey olur. İnsanımız aldığı kilolardan ona zarar gelince vazgeçmeyi düşünüyor, insanımız içtiği sigaradan nefes yetmezliğini öğrenince vazgeçiyor,insanımız koşmanın sadece kilo verdirmekten yana olduğunu düşünüyor, insanımız sadece erkekler kas yapsın etrafta üçgen vücut olarak gezsin aman efendim görsellik güzel tabi olarak düşünüyor,mide yanması yaşayınca yediğine içtiğine dikkat etmeye başlıyor. Yok biz insanoğlu gerçekten doyumsuz,umursamaz bir hal almışız gidiyoruz.
Kilo alın almayın diye bir şey yok,yemekte yiyebilirsiniz dilediğiniz kadar lakin,neden yeyip oturuyoruz a dostlar? Sigara içiyoruz iyi hoşta tıkandığınız da dönüp nereye kadar devam edecek bu nefessizlik diye neden sormuyoruz kendimize? Koşmak sadece kilo vermek değildir. Koşmak metabolizmanın çalışması,koşmak kasların yenilenmesi,koşmak sosyallik,koşmak yalnızlıktır,koşmak temiz havadır. Peki ya sadece görsellik için yapılan o kaslar? alınan o tozlar,enjekte edilen proteinler? gerek var mı buna? doğal kaslarınız sizi harekete geçmek için beklerken? İlla reflü mü olmak gerek ?
Metabolizmayı hızlandıran,kalp atışını düzenleyen limonlu suyu,her sabah içmek için? Evet bu konunun biraz derinlemesine girilmiş halidir. Benim tamamıyla kendi düşüncelerim. Beden eğitimi ve spor hemen hemen aynı şeylerdir amma ve lakin,beden eğitiminde pedagojik eğitimin amacı "rekor kırma veya şampiyon olma" değil, kişiliğin oluşumu ve bunların bütünlük içerisinde düzenlenmesi için eğitimin bir aracı olarak çalışma ve dinlenme biçiminde yaşam içine alınmasıdır.
Spor ise fiziksel yeteneklerin limitine yaklaşmak ve maksimal verimi elde etmek için insanı çekinmeden eziyet ve zorlamaya sokarak şampiyon olma, rekor kırma gibi kesin rekabete dönüştüren bir kavram olarak ortaya çıkmaktadır. Sorun şu ki nerede sporun başlayıp nerede beden eğitimin başladığı tam anlamıyla muamma. Sonuç olarak bize çıkan her kapı halk dilinde de ´´ SPOR´´ olacaktır.
Elbette bedendir bizi geleceğe götüren,elbette beden sağlığıdır bizi daimi kılan,spor ise hayallere sürükler bizi,200 m de dünya rekoru kırmayı hedefleyen kardeşlerimiz gibi,ya da jimnastik alanın da milli takım olarak kupayı almaktır sporun asıl öz geçmişi beden yardım eder sporu bu evreye getirmeye. Şey gibi işte evlat gibidir büyütüp bir yaşa kadar bakarsın,ve sonradan hayallerine koşar o evlat.
Maneviyattır birazda,hırstır,sabırdır beden. Ödül kısmı kesinlikle spordur bu işin. İşte bundan ibarettir ya insanoğlu aslında verilen bu güzel bedeni bu iki kavram altında devam ettirmektir verilen süreçte bize düşen. Bana sorarsanız hayatınız da spor ve beden eğitimi süregelen bir alışkanlık olmalı ; yemek yemek,konuşmak,uyumak gibi.
Bunu hayatınız da yerleştirdiğiniz de çok daha aşina olursunuz bu iki güzel kavrama. Hepinize Sağlıklı ve Sporlu ömürler diliyorum. Spor daima içiniz de olsun!