“Ne olmuyor?” dediğinizi duyar gibiyim ama nereden başlayayım onu bilemedim.
Mesela katıla katıla gülmeyi unuttuk, gülemiyoruz. Zorlamaya çalışsak da olmuyor. Bizi karnımızı tuta tuta güldürecek şeyler yok mu, ben mi rastlamıyorum bilmiyorum ama ne bileyim yok işte. Mesela komedi programları yok, karikatürler yok, mizah dergileri yok olanlar da güldürmekten ziyade gülümsetseler yeterli diyorlar herhalde. Televizyonların dönüp dönüp aynı Kemal Sunal filmlerini göstermelerinin nedeni bu mu acaba? Niye aklımızdan çıkmıyor Lorel ve Hardy, Charlie Chaplin? gerek dünya gerekse Türk sinemasında yeni komik yüzler yok mu var elbette ama bize mi hitap etmiyor anlamadım gülemiyoruz. Gençler bayılıyorlar belki bazılarına ama bize uymuyor.
Ben hala deve kuşu kabarenin You Tube’den yasaklar, aşk olsun, boncuklu deli İbrahim, alkol kontrol skeçlerini izliyorum gülmek için. Ya da bir demet tiyatro tadında ve kalitesinde bir komedi dizisi niye yapılamadı bilemiyorum.
Müzik de farklı değil, resim de, yontu da, mimari de.
Mesela kaç yıldır nihavent makamında bir eser bestelenmiyor? Ya da hicaz yada buselik. Mesela bir Münir Nurettin veya Safiye Ayla veya Zeki Müren yeniden neden yetişmiyor? Haksızlık ediyorsunuz demeden ben söyleyeyim harika sesler yok mu? Var. Harika şarkılar yok mu? Var. Var da işte sayılı.
Resim sanatının bakış açısı mı değişti yoksa ben mi takip edemiyorum yardımcı olursanız sevinirim mesela bir Osman Hamdi’nin kaplumbağa terbiyecisi ve saray detaylı tabloları, bir Şeker Ahmet Paşa’nın natürmortları, daha yakında bir İsmail Çallı eserlerini hafızalarımızda dipdiri tutan şey nedir? Yine haksızlık ettiğimi sanmayın Fikret Muallaları, Nuri İyemleri, Feyhaman Duranları, Neşet Günalları unutmuş ya da es geçmiş değilim. Bu değerlerden binlerce değilse de yüzlerce olması gerekmez miydi?
Sanatın ve sanatçının özgür ruhu yok mu artık? İlhamlar mı kesildi? Maddi olarak değer bulmadığı için midir yönelimin olmaması?
Hala eski yapılara hayran hayran bakmamızın nedeni ustaların yetişmemesi mi? Sor birine bildiğin bir mimar ismi söyle de yüzde sekseni belki daha fazlası Mimar Sinan der. Dolmabahçe sarayının, Selçuklu taş işçiliklerinin, roma mermer yontularının zarafeti niye şimdi yok ki? Adamların eliyle yaptığını biz şimdi elektrikli aletlerle yapamıyoruz.
Gümüşe hayat veren telkâri eserler, ağaca hayat veren künde kariler, sedefi konuşturan sedefkarlar ve daha niceleri…
Sanata ve sanatçıya duyulan saygı mı azaldı, sanata ve sanatçıya verilen değer mi?
Taktir sizin artık ama gündelik yaşamın zorlukları, hastalıklar, savaşlar, ekonomik sebepler vs.vs… Velhasıl bazı şeyler artık eskisi gibi olmuyor be dostlar…