Askeriye halkın gözünde farklı bir yerdedir. Korkulur, uzak durulur çünkü orası size uzaktır. Dışardan insanı pek kabul etmez, kendi içinde, kendi doğru ve yanlışlarıyla haşır neşirdir. Sadece törenlerde ve resmi durumlarda kendini gösterir ve kabuğuna çekilir.
Kapısından geçerken bile tedirgin olur insan, çok sevdiğimiz, bağrımıza bastığımız peygamber ocakları, hepimizin birer parçasının görev yaptığı bu kışlalar nedense her zaman soğuk ve uzaktır bize.
Asker bir milletin torunları olmamıza rağmen hiç iç içe olamamışız. Katı kurallarıyla, sert mizacıyla, otoriter kimliğiyle uzağımızda durdular hep.
15 Temmuz asker için de bir milat oldu.
Dışardan gelecek her türlü tehlikeye karşı son derce duyarlı olan, tetikte bekleyen asker, asıl tehlikenin kendi içinden çıkacağını hiç hesaba katmadı ve bu nedenledir ki halkın üzerinde hakim olan o ağırlık birden bire yerçekimsiz bir ortama giriverdi.
Çok ama çok üzücü bir dönem yaşandı hem bizler için hem göz bebeğimiz askeriye için.
Temizliğine toz kondurmaya dahi cesaret edemediğimiz kışlalarımızdan ne yazık ki çöp torbaları çıktı.
Şimdi 2016 yılından 15 Temmuz kara sayfasını takvim yapraklarından yırtıp atma zamanıdır.
Bunu da sağlayacak olan yine o aslan parçalarının barınağı olan kışlalar yapacak.
Tabii en büyük görev de o aslan parçalarının babaları olan komutanlara düşüyor.
işte biz dün o komutla beraberdik.
Bir saatlik izleminim ardından samimi ve içten duygumdur ki; şu an ilimiz Jandarma Alay komutanlığına atanan J.Kd. Albay Sn Ramazan Akça komutan bu kontağı kuracak en doğru kişidir.
Bir kurumun müdürü, amiri, yetkili şahsı, idarecisi olabilirsiniz ama her şeyden önce samimi duygularınızı karşınızdakine geçiremezseniz o kurumda başarılı olma şansınız yok gibi bir şeydir.
Ben dün işte o elektriği aldım.
Biz askeriye yeşilinden her zaman tırsmışızdır ama bu kez yeşilin en güzel ve güleç tonu ile karşılaştık ki bu bizim için bir şans.