Bir öğrencinin hayatı gerçekten üniversite sınavına mı bağlı yoksa yalnızca gideceği okul mu sınava bağlı?
Üniversite sınavı ya dünyanın sonu ya başlangıcı gibi algılanıyor. "Üniversiteyi kazan da, sen bir oku da sonra başarılı da olursun mutlu da olursun." Tanıdık geldi mi?
Başarıyı geçiyorum ama mutluluk gibi muazzam duyguyu bir koşula bağlamak veya ötelemek, ertelemek ne kadar sağlıklı?
Yaklaşık 3 yıldır üniversite sınavına girecek öğrencilerle çalışıyorum uzun sürelerde gözlemleme fırsatım oldu. Hayatı en yüksek coşkuyla kucaklayacakları yıllarda tükenmişlik ve çaresizlik duygularının içinde debeleniyorlar.
Ne kadar çalışsalar da sanki çalışmaları yetmeyecekmiş gibi düşünüyorlar. Hayatlarından sevdikleri aktiviteleri neredeyse tamamen çıkarmışlar. Neden? "Çünkü böyle olması gerekiyor." Kime göre? Kim demiş öyle olması gerektiğini? "Ya aslında bilmiyorum, öyle diyorlar işte…´´
Tüm enerjilerini akademik gelişimlerine ayırmışlar, psikolojik ve duygusal ihtiyaçlarını ise önemsemiyorlar. Sanıyorlar ki varımı yoğumu bu yola dökersem kesin kazanırım (anne babalar da dahil bu düşünceye.). Ama o işler öyle olmuyor işte.
Konuya biraz da felsefi açıdan bakalım. Her ebeveyn temelde çocuğunun sağlıklı, mutlu olmasını ister değil mi? Bu noktada hem fikir olduğumuzu varsayıyorum. Çocuk açısından baktığımızda da o da temelde mutluluğa ulaşmak ister. Ama işin ilginç yanı; mutlu olmak HEDEFLENİYOR, yani mutluluk öteleniyor, erteleniyor. İleride mutlu olmak için şu anı mutsuz, tükenmiş, strese bağlı gelişen hastalıklarla geçiriyor. Biraz da dini açıdan bakalım; hiçbir dinde insanın ölüm tarihini veren bir detay yok. Yani ne kadar yaşayacağımızı bilmiyoruz. Yarına sağ kalacağımızı bilmezken ne diye şu anımızı hiçe sayıp geleceğe odaklanıyoruz?
Öğrencilere dönüyorum tekrar, kendilerine dayatılan sistemde, hedeflerin içerisinde (çoğunlukla istemedikleri meslekler) kendilerini hırpalamaktan başka bir şey yapmıyorlar.
Ebeveynlerde durum nasıl? Çocuğunuzun mutlu mu olmasını istiyorsunuz, doktor mu olmasını istiyorsunuz? Acaba çocuğunuzun doktor olmasını istemenizin nedeni; ‘´doktor annesi/babası´´ sıfatına sahip olmak olabilir mi? İçinize dönün ve biraz düşünün.
Bir diğer detay ise; ya para kazanmak nasıl olacak diyebilirsiniz, hayatın gerçekleri var Melek Hanım, ordan konuşması kolay diyebilirsiniz. Ben de yıllardır şunu savunurum; herkes üniversite okumak zorunda değildir. Sevdiği işi yapan insan her zaman mutludur, coşkuyla çalışır, severek üretir. Dolayısıyla para kazanması da kaçınılmaz olur.
Bırakın çocuğunuz ne olmak istiyorsa o yolda ilerlesin. Terzi olmak istiyorsa, bırakın olsun. Tutkuyla yapacağı işi sayesinde yaşadığı şehrin, ülkenin en iyisi olacağına hiç şüphe yok.
Çocuklarınız gelecekte mutlu olacak diye şu anlarını mutsuz geçirmelerine izin vermeyin. Bırakın şimdi mutlu olsunlar, geleceği geldiğinde düşünürsünüz.
MELEK YORGANCI
SOSYOLOG - KİŞİSEL GELİŞİM UZMANI
05462283242