Bu hafta havalar yurt genelinde sağanak yağışlı, kimi bölgeler de kar yağışı var. Çok şiddetli soğuklar olmasa da yine de kış illa soğuk yüzünü gösteriyor. Diğer yan da siyasi hava oldukça gergin, gerilimli. Ana muhalefet partisi hükümeti beraberinde AK Partiyi anti demokratik icraatlara yönelik eylemlerde bulunduğuna yönelik sürekli suçluyor. Özellikle yargı da yaşanılan akıl bulanıklığı, muhalefet cephesini zıvanadan çıkartıyor.

İlgili, anti demokratik suçlamaya yönelik derin tepki Halk Tvnin Arena Programın da Uğur Dündar’ın moderatörlüğünde geldi.

Sanatçı Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in konuk/konuşmacı olduğu programda iki vesayetçi kalıntısı, vesayet demokrasi çağrışımında bulundu aslında ileri sürdükleri sav demokrasi kabındaki bağnaz ruh, düşünce yapısı olarak algılanmalı.

AKP’nin elbette yanlış, eksik, kusurlu politikaları var, olmalı da; aksi düşünülemez çünkü başka şekilde yanlış yapmadan doğrusunu geliştirmezsiniz.

Demokrasimizin tarihi geçmişi çok derin, etkileyici değil, kısaca

  • Tek parti demokrasisi
  • Vesayet demokrasisi
  • Son olarak ta güncel AKP demokrasisi

Kabul edilemeyecek karşı olduğumuz hükümet politikaları var her zaman da olacak.

AKP’nin yaklaşık on altı yıllık tek parti iktidarı sürecinde geçmişte olduğu gibi, barışık olmayan “küs” iktidar/muhalefet olan bir demokrasi işleyişi makul karşılana bilir mi? Elbette hayır. Muhalefeti yok sayan bir iktidar var ve daha birçok beraberinde yanlış geri tepen hükümet politikaları var;

Bunlar kısaca: ekonomi, sağlık, eğitim ve hiç bir zaman hoş karşılanmayacak yargı politikaları.

Ve tarım/hayvancılık gibi küçük süspansiyon gerektiren ilgili politikaları dahi eleştir oklarından kendini koruyamamakta. Tarım/hayvancılık gibi halkın temel besin kaynaklarına yapılması gereken süspansiyon/destek, köprü/tünel gibi betona yapılmakta.

Nerden baksanız hükümetin eleştirilecek çok, onlarca çarpık politikaları var. İktidar, hiç bir yanlışını düzeltmek gibi bir kaygı gütmeksizin karşı, muhalefete yönelik baskın eleştiri, öteleme söylemleriyle kendini aklamaya “düzeltmek yerine” siyasi algı oluşturularak, kendini kabul ettirme eğrisi mantığına sıkı sıkıya sarılmakta.

O zaman muhalefet, eğer demokrasinin gelişmesi adına siyaset yapacaksa; doğru politikaları usanmak, yorulmak, üşenmek sizin inanç ve hırsla toplumdaki, siyasi ayrışımı daha da derinleştirmeden etkin politikalarını anlatacak, seçmeni yanına çekecek.

Yukarda ki, M. Akpınar’ın marjinal, kabul edilmez şiddet çağrıştıran demokrasi kabında ki eyleminin üzerine atlamayacak.

Eğer iktidar da demokrasiye inanıyor, milletine güveniyorsa; yüksek, içerikli kabul edilebilir eleştirileri hazmedecek ve muhalefetle barışacak. Ve daha bir çok şey..

Unutulmamalı ki saltanat, iktidar kimseye baki değil. Önem arz eden davranış sağduyu, hikmetli bir akıl ve inançla milletine aça bildiğin bir yol varsa ve insanın senden sonra o yolu takip edebilecek se; bütün iş bu..

Bu arada AKP’ye de muhalefet etmek adına hepten de haksızlık etmeyelim. Elbette, doğru politikaları da az değil. Şimdi yapılan güzel işleri de sayalım yazalım istesek o da yazmakla bitmez.

Şu var ki, insanın mükemmellik arayışı ve doyumsuz beklentisi çoğu zaman da insanın, gözünü kör edip, nankörleştirir.

•••

Şiddet çağrıştıran

İçerisinde kontrolsüz öfke, şiddet çağrıştıran hiç bir fikir kabul edilemez. Şiddet içeren düşünce ister, vatanseverlik, milliyetçilik kabında ve/veya demokrasi özgürlük, eşitlik; hak, hukuk adalet kabında sunulsun. Olmazsa, o surette kamufle olarak kendini sunsun, kabul edilemez ve asla kendine alan açamaz.

Problemlerimiz var, bir çok alan da kusurlarımız da eksiklerimiz de var ve de yaşam sürdürülebilir olduğu sürece olacak ancak biz sorunlarımızı kutuplaşarak, kavga ederek, şiddet eylemleriyle değil, fikirlerimizi ısrarla ifade ederek ve demokratik yolları kullanmakta inatçı davranarak çözebiliriz.