İnsanın doğumu ile birlikte hayatın içinde Evren´in akışında yerini alması varlık göstermesi bir realite. Gökyüzüne bakıp yıldızları seyrederek varlığa bir vücut verip kimlik kazandırması anlamlandırması insanın  düşünen, akıl sahibi yaratık olduğunun kanıtıdır. Kutsal terim bu durumu şöyle açıklar “ biz İbrahim´e  katımızda İhsan´da bulunarak ilham ettik - O yıldızlara baktı, bu Tanrı olabilir dedi sonra onların Güneşle kaybolduğunu gördü .. ve nihayetinde ben batanları sevmem benim rabbim bunlara da hükmeden olmalıdır dedi. “

İnsan ruhsal evirimini gerçekleştirerek istenilen anlamda insanıkamilh sıfatını edinmeli, gerçek manada insanın yaratılış anacına uygun kabiliyet kazanmış olsun.

Öğrenim gören talip, talebe dinlediği ve anladıklarına anlam kazandırdığı süreçte aslında dinlerken Rahlede bir çivi gibi; Öğrencide asıl gelişen refleks hitap etme yeteneğini de kazanmış olmasıdır. Dinlerken hitap etmesini,  iteat ederken de yönetmesini kavramış öğrenmiş olacaktır.

Bilmek öğrenmekle birlikte, anlamak ve anlam kazandırmak bilineni bir karektere dönüştürmek gerçek manada kişiliğimizde de ruhsal gelişmemize katkı sağlalayacaktır. Aksi durumda karektere dönüşmeyen bilmekliğin bir yararı olmayacağı gibi  insani gelişime katkı da sağlamayacaktır.

Çevre  bilinci, çevre temizliği her alanda dile getirilip ifade edilmesine rağmen, toplumda gerektiği ölçüde analaşılamamış olmalı ki bu gün parklarda, sokakta karşılaştığımız çevre kirliliği konunun öneminin anlaşılmadığı,  bilginin toplumda bir karektere dönüşmediğini göstermektedir.

Öğrenmek, Rahlede bir çivi gibi sabır ve sükunetle dinlemek, anlamak, özümsemek ve bildiklerimizi karektere dönüştürmektir anlamak, öğrenmek.

Rahledeki çivi Mevlana´yı temsil eder. Şems O civiyi kelam aleminden çıkartıp mana alemine kavuşturmuştur ve Alem Mevlana ile kavuşmuş buluşmuştur.

ERTUĞRUL ÖZKÖK VE MAGAZİN YORUMU

Hürriyet Gazetesinin yaklaşık 20 yıl boyunca Genel Yayın Yönetmenliğini yapmaktadır. Sayın Özkök  yazım ve Gazeteçilik alanında büyük deneyim ve kazanımları olan entelektüel birikim.  Kendisinden büyük ölçüde istifade etmekte, yazı ve yorumları etkili ve aydınlatıcı.

Absürt bir şeyle karşılaşıp yazım konusu yaparsa eğer Hocam diye başlayıp; ezer de ezer. Ancak son yazı ve paylaşımları geleneksel siyasi, politik sosyal paylaşımın dışında daha çok magazin içerikli yorum ve paylaşımlarda bulunmakta.

Herhalde Sn. Özkök artık magazin yazıyor, yazacak diye düşünürken 17 Nisan tarihli yazısında kendisi konuya açıklık getirerek; yanlış anlamadıysam artık siyasi yazı ve yorumlarda jübilesini yaptığını. - yapacağını - bundan sonra magazin ağırlıklı yorumlar yapacağını ifade edip yazmış. Ne diyelim hayırlı olsun. Yine takip eder magazin kültürümüzü geliştiririz, Sn. E. Özkök´te malzeme çok ne yazsa ne neyi ifade etse zevkle okunulup takip edileceğine inanıyorum.


BAHÇELİ VE DEVLET

Normalde isimler bir,iki ve üç adlardan oluştuğu olur, hatta Arab yarım adasında isim geleneği daha uzun, bir Arab´ın adını telefuz etsek bir satır yazarız. İsimler iki, üç beş addan oluşsada kişinin karakteri tektir. İsim kişinin hepten varlığını ifade etmez.


Yalnız bu durum Sn Bahçeli için farklı, Bahçeli ve Devlet farklı karekterler. Bahçeli üzerini rakamlarla örtmekte kendini derin birikimini gizlemekte.

Devlet ise kararlı kuralcı ve belirleyici unsurları barındırmaktadır. Meclis´te çoğu zaman ikincil küçük muhalefet olmasına rağmen, MHP nin Gn. Başkanlığına seçildiği günden bu yana Türk siyasetinin belirleyiçi ve tanımlayıcı unsuru olmaya devam ediyor.

Yine aynı refleksi göstererek 17 Nisan yani dün yine Türk siyaset güncelinin beklemediği bir anda Seçim istiyoruz deyip çıktı. Siyaset cephesinde beklenmeyen bu talep gündeme bomba gibi düştü, bakıp göreceğiz etkileri ne olacak, zaman gösterecek biz de tanıklık edip yazıp çizeceğiz.