Esasen yaklaşan ve temposu her geçen gün artacak yerel seçimlerle alakalı doğru soruları sormak ve yerinde cevaplar beklemek en temel hakkımız.
Belediyecilikten anladığımız tam olarak şehrin emin adamı, başkan diye hitap edeceğimiz adam veya kadın tam olarak kim?
Kim sorusu, öz geçmişinden ve arkasındaki lobi kuvvetinden öte neyi hangi metotlarla vadediyor.
Mesela; özelde Nevşehir merkez, genelde ilçeler ve esasen tüm ülke için hangi cümlelere sahip adaylar?
Belli siyasi makamlara sadakat terennümleri dışında hangi ideallere hizmet edeceklerine dair fikir verebiliyorlar?
Yolculukları ve hedefleriyle alakalı fikirleri, planlarından önce siyasi kişi ve makamlara methi sena ile uzun uzun girizgâh yapan kişiler seçimden sonra kime hangi şart ve kriterlerle hizmet üretecek?
Kimse kızmayacak, darılmayacak, gücenmeyecek!
Başkan olacak kişinin ve hatta siyasi partinin çok bir önemi yok. Seçilecek kişinin adının ali olmasıyla ayşe olması arasında omurga ve ufuk farkı yoksa amblem- siyasi levha ve lider sadakati gibi başlıklar aynı çözümsüzlüğe götürecektir bizi.
Neticede her geçen gün daha da artan trafik sorununa çözüm üretemeyen ve on yıllardır makamlarda bulunan kişi ve ekiplere nasıl itibar edeceğiz?
Her dönemi bir sonraki dönem yapacaklarının vaadiyle geçirenlere şehrimizi şehirlerimizi nasıl emanet edeceğiz?
Hiçbir soruna çözüm mantığı ve sakinliğiyle yaklaşamayanlarla geri dönüşü imkansız bir dönemi nasıl geçireceğiz?
En önemlisi de özel kalem denilen ilahi duvarları aşıp da derdimizi paylaşamadığımız ve paylaşamayacağımız başkanlar dinlemediği, gözüne bakmadığı, bakmaya tenezzül etmediği, sadece seçim zamanları ve salon programlarında hatırladığı seçmene nasıl güven telkin edecek?
Kimin başkan olacağı umurumda değil!
Böyle gelmiş ve böyle gidecekse kimin hangi koltuğa oturduğu umurumuzda değil.
Siyasi ikbaline vatandaştan daha fazla yatırım yapacak adamlar hakkında konuşmayı dahi vakit zayiatı kabul ederiz.
Gözlerinin içine baka baka dertleşebileceğimiz ve uyarabileceğimiz bir başkan olsun kim olacaksa!
Güneşimizi de (Nevşehir tabiriyle)araya vermesin, rüzgarımızı da!
Hakikaten kültür sanat şehri olsun artık Nevşehir!
Kendi iç dinamiklerinden sanatçı yetiştirebilen bir il istemek en tabi hakkımız değil mi?
Yakın on yılların en büyük kriz ve savaş başlıkları arasında su yer alırken, hem tüketim, hem tasarruf hem de arıtma konularında hem sözü hem de tabiri caizse gavuru kıskandıracak projeleri olsun kim olacaksa başkan!
Ulaşılabilir olsun evvela. Seçim zamanları günde elli defa tokalaşabildiğimiz muhteremlere seçim sonrası da ulaşabilelim.
Bu coğrafya kanlı ve karmaşık bir hal almaya devam edecek belli. Madem öyle kuru sloganik cümleleri değil, içi dolu, çözüme götüren eylemleri olsun. İnsani krize çatı çözümler getirsin.
Birilerini mutlu etmek için on binlerin her gün günaha girdiği rezil kere rezil trafik lafla değil, sakin ve sağlıklı çözümlerle sorun olmaktan çıksın.
Tek kum tanesi hiç kimseye peşkeş çekilmesin. Hiçbir yol arkadaşı da bu peşkeşe rıza göstermesin.
Şimdi sakince acele etmeden herkes kendine sorsun: kim başkan olsun?