Düşündüm, güldüm...
"İki insan arasındaki en kısa mesafe kahkahadır",Viktor Borge öyle demiştir.
Mizahı tanımlarken, düşündürmek sanatıdır, diyebiliriz.
Kahkaha, korkunun ve şeytanın tek düşmanıdır.
Güler yüzlü olmak, hoşgörülü davranmak, insanlar tarafından bana göre unutulan, eksik davranışlarımızdan birisidir.
Ne dersiniz?
Hayat şartlarının ağırlaşması, stres insanın gerilmesine de neden olabilir...
Ancak elinizde olmayan sebeplerle farkında olmadan küçük bir olayda hemencecik güldüğünüz olmuyor mu?
Yanından geçen bir minik çocuk tuhaf davranışı, kedinin zıplaması, farenin kaçışı vb. gibi...
Elbette yanından geçen bir insanın size tebessümle bakışı sizi etkilemez mi?
Tanınmış bir yazar;
İlhan Selçuk "Uygar toplum hayatta mizaha en çok önem verendir, yer ayırandır” demişti.
İnsanda bazen ufuk açar.
İstihdam alanındaki durgunluklar, savaş çılgınlıkları, geri kalmışlıkla mücadele, toplumsal sorunlara çözüm getirmeyi zaman zaman bazı yöneticilerin bunalımlara düşmelerine sebep olmaktadır.
Kızmadan tartışmayı, kavga etmeden uzlaşmayı öğrenmemiz şarttır...
Bunun nedeninin araştırılmasını tavsiye ederiz.
Neden iki günlük dünyada birbirinizin kalbini kırıyorsunuz!
Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmaların artışını ulusal ve yerel medyadan, TV, radyodan işitiyor, okuyoruz...
Çareleri bulmak için hekimlere giymiyor muyuz!
Okumak ve düşünmek, gülmek lazımdır.
Fıkra.
Öğretmen Temel ’e sordu;
“Su buz olunca en büyük değişiklik nedir?”
“Fiyatidur daaa.” demiş.
Nasrettin Hoca’nın güldürü ustası olmasının yanında düşündürücü eğitici bir insan olduğunu hepimiz biliyoruz.
Buna benzer büyüklerimizi arada bir de olsa hafta sonlarında ailecek, çocuklarımıza okuyor muyuz?
Eline cep telefonu, tabletler verilip susturmaya çalışmıyor muyuz...
Peygamber efendimiz Hz Muhammed (SAV) “Güler yüzlü olmak da bir sadakadır.” demiştir.
Güldürü ustaları sanatçılar, birçok isimler yazabiliriz.
TV ve radyolarda eskiden çok yer verilir idi.
Toplum rehberliğinde sosyoloji branşında olanların incelemelerde bulunmasında yarar görüyoruz...
İlimizde Hacı Bektaş Veli ve Kapadokya üniversitemizin;
Güldürü ve düşündürücü tarzda ilgili bölümlerde kaç tiyatro sahnelendi bilemiyoruz...
İhtiyaç olduğumuz zamanlardan geçiyoruz.
Siyaset ve gerginlikler toplumda ciddi travmalar da oluşturuyor...
Haksız mıyız?
Bağımlılar artmadı mı?
Devletimizin ilgili birimleri YEDAM ve diğer STK’lar daha çok çalışmalıyız diye düşündüm.
Trafik kazalarının artışı, genç yaşlarda ölümcül olaylar Nevşehir’de arttı.
Bizlerden hatırlatmak...
Rehberlik servisleri ve halk sağlığı uzmanlarımız, özel hastaneler bayağı muayenesi ücretleri de artmadı mı?
Stres ve boşanma nedenleri üzerinde, halkımızla, bu konudaki araştırmaları var mıdır?
Düşündüm, güldüm...
Ne yapabilirim dedim sizler için yazdım...
Umarım beğenirsiniz!
Yerel belediyeler kaç kez tiyatroları getirmiş, bu konuda farkındalık yapmışlar mıdır?
Festival, şarkıcıların olmasına karşı değiliz ama bu alanda eksiklik gözlemledim...
Olacak o kadar TV dizisi vardı bir ara...
Ya şimdi yerini Kemal Sunal filmleri mi aldı...
Her şey gönlünüzce olsun.