Söz ola kese savaşı

Söz ola bitire başı

Söz ola ağılı aşı

Bal ile yağ ede bir söz…

Çağlar öncesinden böyle seslenmiş Koca Yunus. Seslenişi o kadar güçlü ki çağlar sonrası kulaklarımızda yankılanıp gönüllerimize akmakta.

Peki, Yunus’tan başka kimse söz söylememiş mi?

Bu mümkün mü? Elbette çok kimse pek çok söz söylemiştir. Ancak onların sözleri su üstüne yazılmış gibi silinmiş, kaybolup, unutulmuştur. Oysa Yunus’un sözü anıt taşlara yazılmışçasına hiçbir şekilde silinip bozulmamış, dilden dile söylenir olmuştur. Bunun nedeni, özünden çıktığı insanlara onların diliyle hitap etmesi, söyleyeceğini gizlemeden açık ve net olarak söylemesi, herkesin yaşayıp gördüğü gerçekleri dile getirmesindendir.

Naçizane şiirlerimi yazarken bu duygularla yazmaya çalışırım. Yazdıklarımın taşlara yazılmış gibi gönüllere kazınmasını, dilden dile söylenmesini arzu ederim hep. Bu işler nasip meselesidir, bazen erkenden değerleri bilinir, bazen de çok zaman sonra… Yunus’un şiirleri de öyle olmamış mıydı?

Yunus Emre yazdıkları şiirleri bir deftere yazmış, öldükten sonra bu defter medrese ulemasından Molla Kasım adında bir kişinin eline geçer. Molla Kasım, bir dere kenarına oturup Yunus’un şiirlerini okumaya başlar. Beğenmediği şiirleri sayfa sayfa koparıp kenarında oturduğu dereye atar. Derken bir şiirle karşılaşır. Şiiri dikkatlice okur, son dizelerinde şöyle demektedir Yunus:

Derviş Yunus bu sözü eğri büğrü söyleme

Seni sigaya çeker bir Molla Kasım gelir.

Molla Kasım, bu şiiri okuyunca “Aman Allah’ım! Ben ne yaptım?” diye dövünmeye başlar.

***

Şimdi nerden çıktı bu konu diyeceksiniz. Hani demiştim ya “. Bu işler nasip meselesidir, bazen erkenden değerleri bilinir, bazen de çok zaman sonra…” diye.

Yine duygu yoğunluğu yaşadığım bir anda şöyle başlayan bir şiir yazmıştım:

Dünya denen süslü peri

Bundan sonra size kalsın

Gidiyorum dönmem geri

Bundan sonra size kalsın

Çalış, didin hepsi boşa

Ecel gelir bakmaz yaşa

Benden artık pes yarışa

Bundan sonra size kalsın

Bu şiir değerli bir bestekâr dostum tarafından bestelendi. Çok duygulu bir beste oldu, bende zevkle dinliyorum.

Geçenlerde akşama yakın bir zamanda telefonum çaldı. Arayan yukardaki şiirimi besteleyen bestekâr dostumdu. Hoş beşten sonra bana teşekkür etmek için aradığını söyledi. Hayrola neden teşekkür ediyorsun deyince en içten gelen duygularla şunları dedi:

“-Hocam, bir özelimi paylaşmak istiyorum, benim özelim ama sizin katkınız çok büyük onun için sizinle paylaşmak istiyorum. Bu aralar eşimle aramız limoni idi, artık sözün bittiği yere yaklaşmıştık, sizin söze yaptığım besteyi mesaj olarak eşime attım, hiç tahmin etmediğim halde eşim şöyle cevap yazdı:

-Seni çok seviyorum

-Biz çok kez seni seviyorumlar dedik ya da yazdık ama bu tam anlamıyla duyguyla kalpten geldiği için çok değerli”

Şimdi nerden çıktı bu konu diyeceksiniz demiştim ya işte bunun için yazdım. Ne demişti Bizim Yunus “Söz ola ağılı aşı Bal ile yağ ede bir söz…” Vesselam…