Sunumu yapan uzman yapılan ve yapılmakta olan değişimi ifade ederken herkesin neyi nasıl ve ne için yaptığını bilmesi gerektiği üzerinde duruyordu. Ağzından “FARKINDALIK” kelimesi çıktı.
Peki neydi farkındalık denen sihir, nasıl kullanılırdı.
Çok defa ve tekrar tekrar üstünde durmak değil tabi ki niyet ancak herkesin kendi adına bir farkındalık kavramı olması konusunda bazı paylaşımlarda bulunmak niyetindeyim.
Yarınımız, geleceğimiz, her şeyimiz çocuklarımız
Spor salonu tıklım tıklım dolu
Bir spor müsabakası var ve orta okul öğrencileri var
Tabi aileler, hocalar, federasyon temsilcileri, hakemler vs.
Saha içerisine iki minder kurulmuş. Her minder başında bir hakem, iki sporcu ve müsabakaya katılan sporcuların hocaları var. Zaten herkes müsabakaları izliyor. Hakemler gayet şık giyimli, öğrenciler sporla alakalı kıyafetlerini giyinmiş, hocalar eşofmanlı… görüntü muazzam, herkes görevini biliyor ve tam konsantre…
iki öğrenci minderin başına geliyor, ortalarında hakem
gayet nizami şekilde seyirci selamlanıyor
minderin ortasına gelince sporcular birbirine dönüyor ve birbirlerini selamlıyor
müsabaka başlamadan önce birbirlerine yaklaşıp bir selam da orda veriliyor ve tüm bu selamlama hakemin talimatlarıyla hiç hatasız yapılıyor.
Müsabaka sonrası kazanan kaybeden var tabi, maç bitiminde selamlamalar aynı şekilde devam ediyor. Öyle ki, müsabakada kıyafet düzeni bozulmuş öğrenci önce kıyafetini düzeltiyor selamlama ondan sonra yapılıyor.
Hayran kaldım
Elbette izleyiciler, sırasını bekleyen diğer öğrenciler ve ailelerle beraber tribünden izliyorum ben de.
Farkındalık bunun neresinde? Tam da burada aslında, trübinlerde, yanıbaşımızda…
Sıra bekleyen, müsabakası bitmiş arkadaşlarına destek olmaya çalışan, bir şeyler yiyen veya bir şeyler içen öğrenciler var trübinlerde… Aileleri var… Alakalı alakasız (ben mesela) seyirciler de var tabi
Sürekli bir hareket var, aşağıya iniyorlar, yukarı çıkıyorlar, ailelerine bir şeyler anlatıp, paylaşıyorlar…
O hareketliliği yaşayan çocukların %70´i koltukların üzerine basarak yürüyorlardı. Koltukların arasında daha rahat yürüyebilecekleri boşluklar olmasına rağmen koltukların üzerindeler…
Salonda minderde harikalar sergileyen, saygı, düzen gösterisi yapan bizim her şeyimiz çocuklarımız halka karşı saygının farkına varamadan, toplu yaşanan yerlerde nasıl davranılması gerek anlayamadan, sergiledikleri sporun sadece sergi kısmını alıp içlerine sindirmeden müsabakaya sıkıştırılmış tamamen gösteriş yaparak günü tamamladılar.
Farkındalık neyi neden nasıl yaptığımızı içimize sindirmekti madem, o çocukların da bunu öğrenmelerini sağlamak bizlerin çabaları ve gayretleriyle mümkün olacaktır.
Hepimizin ilk aklına gelmesi gereken şey İNSANIN TOPLU HALDE YAŞADIĞININ FARKINDA OLMAK…
Bir Kelime: hemdem
Samimi dost. En yakın arkadaş. Canciğer arkadaş.
Dilimize Farsçadan geçmiştir.
Birlikte manasındaki “hem” kelimesiyle, nefes manasındaki “dem”kelimesinin birleşmesinden oluşmuştur.
Bir Kitap: Direniş Karatay
Yazar : Selman Kayabaşı
KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI
Konu: 1243…
Asya´dan yola çıkan ve Batı´ya doğru yayılan bir ordu: Moğollar.
Buhara ve Horasan´dan sonra Anadolu´yu istila etmek için Selçuklu topraklarına girdiler. Şehirleri, kervansarayları, kütüphaneleri yakıp yıkıyorlardı. Türk ve İslam medeniyeti tehdit altındaydı. Selçuklu Hakanı ve Abbasi Halifesi kollarını Konya´ya ve Bağdat´a uzatan akına karşı ortak bir karar aldı. Halife´nin Başdanışmanı Ömer Sühreverdi, gizli bir pusulayla Bağdat´tan Konya´ya gönderildi. Pusula, tarihin akışını değiştirecek büyük bir planın ilk adımıydı.
Halife´nin mesajı Sultan Alaaddin Keykubad´ın sırdaşı Emir Celaleddin Karatay´a ulaştığında Ahi Teşkilatının, Fütüvvet Teşkilatının ve Bacıyan´ın içinde olduğu yeni bir dönem başladı. Konya, canı pahasına Moğollara direnecek, başarılı olamazsa Ahiyan ve Bacıyan yeni bir devlet kurmak için harekete geçecekti.
Sultan Alaaddin Keykubad´ın sarayında, Ahi Evren´in Ahi ocağında, SadreddinKonevi´nin dergâhında ve Fatma Bacı´nın zaviyesinde bir devletin yıkılmasını, yeni bir devletin kurulmasını anlatan Direniş: Karatay, devlet-i ebed müddetinancının Karatay Medresesi etrafında nasıl şekillendiğini anlatıyor.
Payitaht Abdülhamid ve Kurtlar Vadisi Pusu dizilerinin danışmanı, Selman Kayabaşı´nın kaleminden...