Değerli okurlar bugün sizlere aslında sizlerin de çok zorlandığınız bir konu hakkında açıklama yapmak istiyorum. Geçenlerde kaybettiğimiz bir yakınımızın çocukları, kendi çocuklarına yaşadıkları kaybı nasıl açıklayacakları hakkında bana danıştılar. Bende bir çok anne babanın bu konuda çok zorlandığını düşündüğüm için bu yazıyı yazmak istedim.
Öncelikle bir kaybı çocuklara açıklamak için çocuğunuzun gelişim dönemi hakkında bilgi sahibi olmalısınız. Ben sizler için belli yaş gruplarını ve bu grupların ölüm algısını kısaca anlatacağım.
0-2 yaş: Bu yaşlarda çocuklar ölümü algılayamazlar. Tek fark ettikleri ölen kişinin yanlarında olmamasıdır.
2-6 yaş: Bu yaşlarda çocuklar ölünün geri döneceğine inanabilirler. Yani tam anlamıyla ölümün geri döndürülemez bir şey olduğunu kavrayamazlar.
6-9 yaş: Bu yaşlarda çocuklar ölümün geri dönülemez olduğunu anlayabilirler. Fakat ölümle baş edeceklerini öngörürler. Onunla savaşılabileceğini ve ölümden korunulabileceğini düşünebilir.
9-12 yaş: Bu dönemde ölüm kavramı oturmaya başlamaktadır. Genelde yaşlıların öleceğini düşünürler fakat yavaş yavaş herkesin ölebileceğini de kavrayabilirler.
13-18 yaş: Artık gelişimsel olarak ergenlik çağındaki bu çocuklara bakıldığında ölüm algısı yetişkinlerin ki gibidir. Fakat ergenliğinde etkisiyle ölüm üzerine çok fazla düşünebilir. Kendini ve hayatın amacını sorgulamaya dönebilir.
Gelişim özelliklerine göre baktığımıza göre şimdi bir kaybın ve ölüm kavramının çocuğa nasıl açıklanması gerektiğini söyleyebiliriz.
1-Ailenizde yaşanan bu kaybı çocuğunuza bir başkası değil siz vermelisiniz. Onu oyalamayın. Kendinizi hazır hissettiğiniz en kısa zamanda çocuğunuza bu haberi verin.
2-Önden bir giriş cümlesi kullanabilirsiniz. Örneğin bugünün diğer günlerden farklı olduğunu ve ailenizin üzücü bir durumla karşı karşıya olduğunu söyleyebilirsiniz. Ardından kaybınızı söyleyin. Örneğin “Bugün ailemiz için gerçekten çok üzücü bir gün. Babaannen öldü.” Aynen böyle açık bir şekilde öldü kelimesini kullanın. Yalnız bazı gelişim düzeylerindeki çocuklar öldü kavramını anlayamayacakları için onlara “Babaannen artık nefes almıyor, yaşamıyor, kalbi durdu…” gibi türetmelerle ölüm kavramını açıklayabilirsiniz.
3-“Anneannen derin bir uykuya daldı.” yahut “Deden artık bizimle yaşamayacak.” gibi cümleler kurmayın. Çünkü kaybın uykuya dalması, onun bir gün uyanacağına ve sizinle yaşamayacak olması, onun başkasıyla yaşadığını anlatır. Ölüm kavramını iyi anlaması için yaşamanın ne demek olduğunu söyleyin. Yaşamak demek yemek yemek, nefes almak, koşmak, yürümek, uyumak demektir. Ve ölen kişinin bunları yapamayacak olması yok olması anlamına gelir.
4-Çocuğunuz karşısında çok güçlü bir görüntü ve sert bir yapı çizmek için çabalamayın. Ağlayacaksınız elbet, çünkü siz de annenizi yada babanızı kaybettiniz. İnsanlar üzüldükleri zaman ağlarlar. Bu çok normal ve bunu çocuğunuzun da bilmesi çok önemli. Ayrıca çocuğunuza da duygusunu yaşaması için fırsat verin. Unutmayın çocuğunuz da bir kayıp yaşadı ve yas tutacak.
5- Daha önceki yazılarımızda da söylemiştim. Çocuklar belirsizliği sevmez. O yüzden böyle günlerde neyle karşılaşacağını bilmesi önemli. Cenaze merasimi, ziyaretler ve kültürünüzün, inancınızın getirmiş olduğu ritüellerden bahsedebilirsiniz.
6- Her şey son bulduktan sonra eskiye döneceğinizi ona söyleyin. Eskisi gibi pikniğe gideceğinizi, alışveriş yapacağınızı, okula geri dönüp arkadaşlarına kavuşacağını...
Değerli okurlar, elimden geldiğince bu zor süreci sizler için kolaylaştırmak için tavsiyelerde bulundum. Eğer işlerin rast gitmediği ve çocuğunuzun tuttuğu yas sürecinde bir uzama hissettiğiniz anda alanında uzman bir çocuk ve ergen psikoterapistine başvurmayı ihmal etmeyin. Esen kalın…
Email:[email protected]