Vergi; ekonomik birimlerden siyasi cebir altında ve karşılıksız olarak devlete kaynak aktarılmasıdır. (vikipedi). Benim de aşağı yukarı vergiden anladığım bunun aynısı ekonomik birim yerine kazanç sahibinden diye değiştiriyorum sadece. Fakat sanırım ya ben ve günümüz sözlüğü olarak kabul edilen vikipedi yada siyasi erkler bunu yanlış biliyoruz. Tabiri caizse vurun abalıya mantığı ile her yanımız ?vergi - algı??.

Şimdi bir işletme sahibi yıl boyunca belli mal ve hizmetleri pazarlayarak belli bir kâr elde ediyor ve devlet bunun belli bir miktarını cebren kendisine istiyor. Buraya kadar mutabıkız fakat sonrasında işler karışıyor? İlkokul problemleri gibi bir soru soralım şimdi herkese. İşletmeci 1000 birim kârının 200 birimini devlete gelir vergisi olarak ödüyor. Kalan 800 birimini de yıllık kazancı sayıyor.

Bu işletmeci KDV olarak -işyerine harcadıkları hariç- %18, ?Özel? iletişim vergisi olarak cep telefonu faturalarına ayrıca %25 ( çok şükür ki artık net miktar üzerinden ayrı ayrı hesaplanıyor) petrolden % bilmem kaç sigara veya tütün mamüllerinden % bilmem kaç alkolünden % bilmem kaç, kârı ile yapacağı yatırımdan alım satım parası adı altında % bilmem kaç damga vergisi olarak % kaç daha saymak isteyipte sayamadığım bir bu kadar daha % bilmem kaç daha harcadıktan sonra eline kaç birim para kalmaktadır?

Cevabını bilebilene hediye vereceğim ?.
Madalyonun diğer yüzü aslında daha komik. Memurlara bakıyoruz devlet kendilerine belirli bir miktar maaş belirliyor daha sonra yıllık kazancın ?ÇOK? deyip onu gelir vergisi dilimine sokuyor ve tekrar kesinti yapıyor. Sokak jargonu ile memurunun cebinden de alıyor cebren ve resmen?

Dolaysız ve dolaylı bu kadar vergi toplanıyor ve devlet bütçesi ayağa kalkıyor. Daha sonra bazı zamanlar özellikle dikkatimi çekiyor ceza yazma yetkisine haiz olan memurlarda yılın belli zamanlarında ya siyasi erkten cebren yada performans usülü mü bilmiyorum aşırı derecede ceza yağıyor.

Devletin bütçesine onlar da? Gecikme zammı olarak alınan verginin de gecikme zammı alınıyor komediye bak. Bunların hepsi devletin giderleri ve hizmetleri ve klişe olarak yol su elektrik vs. olarak bize geri dönüyor.

Ama birde bakıyoruz ki bu kadar vergiye rağmen üstüne birde SGK primi toplanıyor. Sosyal devlet ilkesinin gereği olarak devlet sağlık ve emeklilik için prim topluyor. Sigortalı işçi hastaneye gidiyor muayene parası ödüyor ilaç alıyor katılım ücreti ödüyor herkesten 3 lira 5 lira derken onlar da toplanıyor. Yine devletin kasasına?.

Bu kadar vergi sayıyoruz da sonuç ne oluyor diye devletin tepesinden değil de halkın arasından bir bakış atınca da petrole vergi biniyor her şeylere zam geliyor. Bir şeyin vergisi artırılıyor büyük firmalar bunu hemen tüketiciye aynen yada bir üst kademeden yansıtıyor. Siyasi erkin kişisel hoşnutsuzluğu olan şeylerin de vergisini artırmak yoluyla benim sevmediğimi seversen senden daha fazla vergi alırım diye zamlanıyor. Zaten kazanırken vergisini ödeyen kişi harcarken de  fazlasını yatırım yaparken de  bir taşınmaz alırkende vs. kısacası yaşarken de vergisini ödüyor.

Şimdi bu paralar nereye gidiyor diye sormayacağım. Sadece Orhan VELİ? ye serzenişim. Hani Hava bedava su bedava?ydı hani? Suyun parası, vergisi, kullandığın suyun kanalizasyona gideninin vergisi ne olacak bunlar sayın Orhan VELİ ?!

İŞİN ASLI BURDA İŞTE

VERGİSİ VAAAR ALGISI VAR BAZI KİŞİLERİNDE DÜZEN BÖYLE DİYE BİR ALGISI VAR?.

Levent Ahmet MENEKŞE 13/05/2014