Günde ortalama 50 - 60 kilogram üzüm (asma) yaprağı toplayıp, bunu da toptancıya kilosu 1, 5 - 2 TL´ den satarak, kimi bayramlık almak, kimi çoluk çocuğunun ekmek parasını kazanmak, kimi de okul harçlığını çıkarmak için sabahın sahurundan sonra çıktıkları yolda, ihmal ve kusurun kurbanı oldular.
Karayolları yetkililerinden alınan bilgilere göre “İstanbul - İzmir ve Ankara - İzmir karayollarını kestirmeden bağladığı, yol genişliğinin 12 metre, görüş açısının çok yüksek ve net, üzerinde uyarıcı levhalar mevcut ve çok işlek bir yol” olduğu, meydana gelen kazada ise tankerin tamamen şerit ihlali yaparak kamyoneti altına almasıyla gerçekleştiği şeklinde. Yıllardır yazılıyor söylenip duruluyor fakat bir arpa boyu yol alınmadığı görülüyor. Bu memlekette kırk yılı bulan terörde ölen insanlarımızın sayısını, bir karayollarımızdaki adına “Kaza´´ denilen “Trafik Katliamları”nda ve ortalama her iki buçuk - üç yılda bir o sayı tutarını, kan gölüne dönen karayollarımızda kaybediyoruz.
Çok uzağa gitmeye gerek yok. Daha geçen sene Mayıs 2014 “SOMA FACİASI´´ nda kaybettiğimiz insan sayısını, şu anda ortalama her on günde trafik katliamı kazalarda kaybediyoruz. Sonuca yönelik en ufak bir girişim var mı? Ne gezer, ölen ölür kalan sağlar bizim!
21 inci yüzyılın ilk çeyreğinin yarısını geçtiğimiz şu dönemde, her gün yüzlerce trafik kazasının, daha doğrusu katliam demenin doğru olacağı, onlarca canların kan gölüne dönen yollarda telef olduğu ülkemizde, maalesef ve ne yazık ki bu konu üzerine bir ilim - bilim kuruluşumuzun olmamasının da ayıbını taşıyoruz.
Günümüzden otuz üç sene önce (1982) de hem de bir Afrika ülkesi olan “Tanzanya´´ gibi bir memlekette bile bu işin enstitüsü (Trafik Enstitüsü) kurulup, sektörün çeşitli dallarına hizmet vermek üzere faaliyete geçiyor. Aynı tarih itibariyle bizim memlekette (YÖK) gibi bir kuruluş, bu tür eğitim hizmetlerine yönelik faaliyete başlamışken, ne hikmetse bu güne kadar bu konulara yönelik somut bir sonuç çıkmıyor!
Bildiğim kadar 115 tane Devlet ve 75 tane de Vakıf olmak üzere 190 Üniversitesi olan bu ülkenin, üstelik trafikle ilgili olayların dünya rekorunu kıran ülkemizin, bu üniversitelerinden her hangi birisinde, bu zamana kadar böyle bir bölümün açılmasına neden ihtiyaç duyulmadı?
Avrupa ülkelerinde Anaokulundan itibaren “Trafik´´ dersi hem de uygulamalı olarak verilirken, trafik kazalarında dünya rekoru kıran ülkemizin Milli Eğitimini yöneten zatı muhterem efendiler, sizler bu ülkenin evlatlarının İlköğretim Okulunda ‘´Trafik´´ dersini önce seçmeli ders olarak koyup, ders verdirecek öğretmen yok diye sonra da bu seçmeli dersi kaldırırsanız, bizler daha çook trafik katliamlara şahit oluruz! Bu sorumluluğun vebalinin de kimlerin boynuna olduğu aşikârdır. Yine Avrupa ülkelerinde trafikle ilgili – yetkili sadece ve yalnız 2 (evet iki) kurum varken, bizde maşallah 18 (evet - evet on sekiz) birim yetkili kılınmıştır! Buyrun kırk yamalıklı bohça gibi!
Son dönemde “MTSK – Motorlu Taşıt Sürücü Kursu´´ ve “İmtihan Yönetmeliği´´ için bir takım revizyon yapılmış olsa da, temelde olması gerekenler yapılmadığı müddetçe, yapılan bu değişiklikler makyajdan öte gidemez! Mevcut durum doğrultusunda Türkiye´ deki yollarda her kilometre taşı başına bir polis veya jandarma dikseniz bile, o iki taşın arasında dahi yine kaza olur. Çünkü Trafik Dersini seçmeli yapıp sonra da kaldıran bir eğitim zihniyetinden yetişen nesilden ne beklenebilir?
Gerçi eskiden dersi mi vardı denebilir ama o zamanlarda da bu kadar araç ve yoğunluk yoktu. Ramazan Bayramı için 81 il arasında ve yaklaşık 20 milyon insanımızın bir noktadan diğerine erişmek üzere, kendi hususi araçları ile veya toplu taşıma araçları ile hareketleri söz konusu oldu.
Dolayısıyla yolların yoğunluk oranı diğer zamanlara göre en az üç kat arttı. Bu bağlamda gerek bayram münasebetiyle ve gerekse yaz tatili seyahati amacıyla yola çıkan sürücülerimizin, sağlıklı ve güvenli bir şekilde seyahatlerini tamamlamalarına yönelik, uygulamaları gerekenler bulunuyor. Bu manada;
1 - ) Yola çıkan araçlarda mutlaka kendimiz ve aracımızdakilerin emniyet kemerini takmaları sağlanmalı ve hız yapılmamalıdır.
2 - ) Çok sıcak ve uzun geçen yaz günlerine tekabül eden bu ayda çıkılan trafiğin stresini de nazarı itibara alarak, daha sakin – daha saygılı ve daha dikkatli bir şekilde araç kullanarak, muhtemel bir olumsuzluk önlenmiş olacaktır.
3 – ) Araç sürücülerinin hız kurallarına ve takip mesafelerine kesinlikle uymaları, kabak lastiklerle yola çıkmamaları, aşırı sıcaklarda asfalt yolun kayganlaşacağını düşünmeli ve mıcırlı yollarda daha dikkatli hareket edilmelidir.
4 – ) Yola çıkacak olan sürücünün mutlaka sabah kahvaltısını yapması, rahat ve geniş bir elbise giymesi, bayan sürücülerin kısa topuklu ayakkabı giymesi, aracına ait tüm belgeleri ve aracın teknik kontrollerini denetlemelidir.
5 – ) Mümkünse sabah dinç vaziyette yola çıkılmalı. Zorunlu olmadıkça gece yola çıkılmamalı. Gece yolculuğu için ve uzun yola gidilecekse, sürücünün mutlaka yol tecrübesinin olması, aksi halde gerek kendi ve gerekse yolcuların hayatını riske atması söz konusudur.
6 - ) Aracın istiap haddinden fazla yolcu ve yük alınmamalı, ön koltuğa çocuk veya bebekleri kesinlikle oturtmamalıdır. Keza tüm koltuklardaki emniyet kemerleri bağlanmalıdır.
7 - ) Havaların sıcak olmasından dolayı, yanlarında mutlaka sıvı içecek bulundurmaları, yolda yaklaşık her 200 – 250 km. de, yani 2 – 3 saatte bir, ortalama 20 – 30 dakikalık mola verilip, araçtan inerek el – yüz soğuk suyla yıkanmalı ve ihtiyaçlarını karşılamalıdır.
8 – ) Seyahat esnasında sürücünün cep telefonu ile konuşmaması, bunu mola verdiği yerde yapması, yolcuların araç içerisinde stresli ve üzücü konuşmalar yapmaması, sürücünün dikkatini dağıtacak hareketlerden kaçınılması, sohbet edilerek veya neşe içerisinde hafif müzik dinleyerek yola devam edilmelidir.
a. ) Yaz tatili yolculuğuna, toplu ulaşım araçlarıyla şehirlerarası otobüslerle gideceklerin, mutlaka Ulaştırma Bakanlığının D1 ve / veya D2 belgeli firmalarından, bu mümkün değilse B1 ve / veya B2 belgeli otobüslerle seyahatlerini yapmalıdırlar.
b. ) Kesinlikle korsan firmalarla biletsiz veya yer numarasız biletle seyahat edilmemesi, can ve mal güvenliğiniz açısından hayati öneme haiz uyulması gereken bir kuraldır.
c. ) Belgeli ve güvenilir firmaların da mutlaka uykusunu almış yorgun olmayan, dinlenmiş ve kesinlikle çift şoförlü şekilde sefere çıkarmaları gerekmektedir.
d. ) Firmalar çalışan şoförlerin bünyesinde kayıtlı personel olduğunu, çıkış ve varış terminallerinde Trafik Zabıtasına belgeleriyle denetletip tasdik ettirmelidirler.
Yaz tatili sezonunu tüm halkımızın kazasız – belasız bir şekilde, sağlık ve mutluluk içerisinde geçirmesi, tekrar nicelerine esenliklerle eriştirmesini Cenabı Allahtan dilerim. Allaha emanet olun.
ŞAHİN GÜNEŞ
KTYG Nevşehir İl Temsilcisi