NEVÜ’den yapılan açıklamaya göre, NEVÜ Vali Şinasi Kuş Kültür ve Kongre Merkezi Karavezir Salonu’nda düzenlenen panele Nevşehir Vali Yardımcısı Ramazan Yıldırım, NEVÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Adem Çatak ve Prof. Dr. Bayram Deviren, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Güllü, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ensar Çetin, Nevşehir il ve ilçe protokolü, sivil toplum ve siyasi parti temsilcileri, üniversitenin akademik ve idari personeli, öğrenciler ile davetliler katıldı.
Panelin açılışında konuşan NEVÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adem Çatak, sözde insan hakları koyucuları ve savunucularının özellikle Filistin, Suriye, Lübnan gibi mazlum coğrafyalarda ayaklar altına alınan insan haklarını görmemezlikten geldiklerini ve sessiz kalmaya devam ettiklerini söyledi.
Çatak, “İnsan hakları kavramı sadece Batı’nın bir kavramı değil, bizim de kavramımızdır. Fakat modern çağda insanlar, herhangi bir eşya kadar değer görmediği gibi gözlerimizin önünde ve de güçlü devletlerin modern kavramları altında çağ dışı katliamlara maruz kalmakta. Şimdi biz neyi kutlayıp, neyi anacağız. 10 Aralık 1948’de ‘İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni yazanlar, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nda milyonlarca insanları katledenlerdir. İnsan hakları kavramı 1948’den önce bizim medeniyetimizde vardı ve Kur’an’ın temel kavramıdır. Kur’an’da her şeyin önünde gelen ise ‘Can emniyetidir.’ Hepinizin canı, malı ve namusu kutsaldır.
Bugün insan hakları beyannamesini savunanlar kendi canlarını savunuyorlar ve bu beyanname bugün Gazze için, Suriye için ve hatta Türk insanı için geçerli değildir. Zannediyor musunuz bu beyanname Gazze’yi ve Suriye’yi koruyamadığı gibi yarın bir gün ihtiyaç olduğunda bizi koruyacak? Hiç zannetmiyorum. Öyle ise gelin İnsan Hakları Beyannamesi’nde yer alan bu kavramları insanlık adına, hak adına ve doğruluk adına bizler tekrar dolduralım” diye konuştu.
“BUNCA DRAMA TÜRKİYE’DEN BAŞKA ÜLKENİN İTİRAZ ETMEMESİ ÜZÜCÜ”
Nevşehir Vali Yardımcısı Ramazan Yıldırım ise “İnsan Hakları Beyannamesi, tüm insanların eşit, özgür ve onurlu bir şekilde yaşamaya hakkı olduğunu vurgular. İnsan hakları, bütün insanların yalnızca insan olmalarından kaynaklanan doğuştan sahip oldukları temel hak ve özgürleri ifade eder. Bugün insan hakları konusunda farkındalık yaratmak, geçmişte yaşanan ihmalleri hatırlatarak bu tür hataların tekrarlanmaması amacıyla bugünü kutluyoruz. Fakat ve de maalesef tüm dünyada başta mazlumlar olmak üzere insanlığa ve beyannamede yer alan ilkelere yönelik tehditlerin gün ve gün artmakta olduğunu görüyoruz. Günümüzde insanları etnik kökenine ve inancına göre ayıran, temel hak ve özgürlüklerini ellerinden alan eylem ve uygulamalar sıradan hale geldi. Özellikle de İsrail son yıllarda kadın-erkek, çoluk-çocuk demeden Gazze başta olmak üzere mazlum coğrafyalara yönelik saldırılarıyla insanların insan haklarını ve yaşam halklarını ellerinden alarak, günümüzdeki en büyük insan hakları ihlalini işlemekte. Diğer taraftan insan haklarına dem vuran birçok ülke de bunca yaşanan insanlık suçuna rağmen ve de gözler önünde yaşananları görmelerine rağmen tek eleştirel cümle dahi kurmamakta. Daha da üzücü olan şey ise yaşanan bunca drama Türkiye’den başka ülkenin itiraz etmemesi ve kulak tıkaması.
Bizler geçmişimizde de ‘İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın’ felsefesine sahip bir kültürün ve inancın mirasçılarıyız. Sahip olduğumuz değerlerin ışığında da dünyanın her yerinde güçlü ve zalimlerin değil, mazlumların yanında yer alan bir milletiz. Bizlere düşen bundan sonra da kadın hakları, çocuk hakları, çevre hakları, sosyal ve kültürel haklar gibi pek çok konuda gereken tüm hassasiyeti göstermek, insan hakları konusunda ülkemizin sahip olduğu kazanımları korumak ve arttırmaktır.” dedi.
Yapılan açılış konuşmalarının ardından panele geçildi.
Panelin moderatörlüğünü de yürüten NEVÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Leyla Kahraman Yüce “İnsan Hakları Bağlamında Kadın Hakları” üzerine konuştu.
Kadınların insan kavramının dışında tutulması ve yüzlerce yıldır insan haklarından mahrum bırakılmasından bahseden Kahraman Yüce, kadınların kendilerinden mahrum bırakılan bu hakları kazanmak için çok uzun ve zorlu bir mücadeleye girdiğini ve birçok kazanım elde etmekle birlikte bu hak mücadelesine hala devam ettiğini söyledi.
“İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi” üzerine konuşan NEVÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Görkem Birinci ise insan hakları kavramının ortaya çıkışından, tarihsel gelişim sürecinden, bu kavramın kurumsallaşma çabalarına değindi. Birinci, konuşmasında ayrıca BM’nin artık tüm devletlerin katılımıyla yeni bir İnsan Hakları bildirgesi hazırlaması gerektiğine dikkat çekti.
Türklerde insan hakları kavramının tarihçesini kavramsal ve kurumsal olarak anlatarak, insan hakları kavramının Türkiye Cumhuriyeti anayasalarında hukuksal karşılığından bahseden NEVÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğr. Üyesi Doç. Dr. Mustafa Arslan “Kolluk ve İnsan Hakları” üzerinde durdu. Kolluk kuvvetlerinin insan haklarının temininde çok önemli bir rol üstlendiğini ifade eden Arslan, kolluk kuvvetlerinin hukuk kuralları çerçevesinde kendilerine tanınan yetki ve sorumlulukları büyük bir özenle kullanması gerektiğini belirtti.
Panel, panelistlerin katılımcıların sorularının cevaplandırmaları ve kendilerine plaket ile teşekkür belgelerinin verilmesiyle sona erdi.