Nevşehir'de 9 kişilik ailenin geçimini sağlayan babasına destek olmak amacıyla çocuk yaşta çanak atölyesinde çıraklık yapmaya başlayan Zekeriya Orman, ürettiği ürünleri yurt içi ve dışına gönderiyor.
Avanos’ta inşaat işçiliği yapan babasına yardımcı olmak için henüz 11 yaşındayken okuldan arta kalan vakitlerde çanak atölyesinde çalışmaya başlayan Orman, önce kalfa, ardından ustalığa terfi ettiği mesleğini 35 yıldır özveriyle sürdürüyor.
Geleneksel çanak üretimine yenilik katmak için 1995 yılında, hızlı şekilde teknik ve sanatsal çizimler yapılmasına yarayan rapido kalemle çizim ve boyama dersi alan 46 yaşındaki Orman, çeşitli motiflerle nakış nakış işlediği seramik ürünleri yurt içindeki mağazaların yanı sıra Avrupa ülkelerine pazarlıyor.
İlçedeki atölye ve tesislerde üretilen seramik ürünleri ham olarak alan Orman, Hitit amforası başta olmak üzere birbirinden farklı ürünleri çizim ve boyamalarla sanatsal görünüme kavuşturuyor.
“BECERİ VE SEVGİYLE GÜZEL ÜRÜNLER ÇIKTI”
Orman, uzun yıllardır uğraş verdiği mesleğine sevdalı olduğunu, beceri ve sevginin bir araya gelmesiyle de ortaya güzel ürünler çıktığını söyledi.
Mesleğe başladığı yıllarda tezgahta çamura şekil vererek çanak yaptığını, zamanla turistlerin talebine göre farklı ürünlere yöneldiğini anlatan Orman, "Kalabalık aileyiz ve babam tek başına yetişemiyordu. Okuldan çıkınca öğleden sonraları atölyede çalıştım. Sonra da bu alanı seçerek ilerledim. Rapidoyu da o yıllar ilçeye karı koca aile gelmişti. Onlar çizim yapıyor, ben de boyama yapıyordum. Onlardan rapidoyu öğendim ve 1995'ten beri de yapıyorum. Buraya ürün geldikten sonra çizim ve boyamalarını yapıyorum, vernikledikten sonra hazır hale geliyor." diye konuştu.
"TURİZM SAYESİNDE KENDİMİZİ GELİŞTİRDİK"
Orman, ürünleri büyük mağazalara ve yurt dışına gönderdiğini dile getirerek şunları kaydetti:
"Ürünlerimiz Avusturya, Almanya, Hollanda, Fransa'ya gidiyor. Avustralya ve ABD'den de talep var ama nakliye maliyetli olduğu için genelde yakın Avrupa ülkelerine gönderiyorum. Geçmişte Avanos'ta çömlek yapmasını bilmeyene kız vermezler, halı dokumasını bilmeyen kızları da istemezlermiş. 1980'li yılarda plastik ürünler yaygınlaşınca bu sanat öldü. Kimse çocuğuna öğretmez oldu. Sonra turizmle tekrar canlandı. Eskiden kullanım eşyaları yapılırdı. Şimdi ise biraz daha farklı ürünler yapılıyor. Rapido işlemeler ve rölyef kabartmalar çıktı, turizm sayesinde kendimizi geliştirdik."