Güleç, Yukarı Mahalle'de çanak ustası dedesinden kalma 2 katlı evdeki atölyede, 6 yıl önce vefat eden babasının miras bıraktığı sanatı icra ediyor.
El sanatlarıyla geçim sağlayan ailenin üçüncü kuşak temsilcisi olan Güleç, çalışmalarından etkilendiği babasının izinden yürüyerek önce Güzel Sanatlar Lisesi ardından Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümünde lisans ve yüksek lisans eğitimi tamamladı.
Aynı üniversitede doktora eğitimine devam eden Güleç'in ortaya çıkardığı eserler yurt içi ve yurt dışındaki mağazalarda alıcı buluyor.
Gamze Güleç, babasının atölye olarak kullandığı dedesinden kalma tarihi evde yeni eserler üretmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Küçük yaşlardan beri seramik sanatıyla iç içe olduğunu ve bu alanda kendini geliştirmek için çaba gösterdiğini anlatan Güleç, "Geleneksel yöntemler yapım aşamamızda en iyi argümanlardan biri. Onu biraz daha günümüz sanatına uyarlayarak çalışmalarımıza uyguluyoruz. Hititlerden faydalanarak bugüne nasıl yansıtılabileceği konusunda kafa yorup, form ve şekilleri dönüştürüyorum. Turistler gezerken burada ürünlerimizi görebiliyor. Bazı ülkelere ve özellikle Portekiz'e ürün gönderiyorum. Türkiye'de farklı kentlerde ürün gönderdiğim çeşitli mağazalar da var." diye konuştu.
"BU GELENEĞİ DEVAM ETTİRMEK ÇOK DEĞERLİ"
Güleç, dedesinin daha çok geleneksel yöntemlerle çömlek yaptığını belirterek, şunları kaydetti:
"Babam da öyle başladı ama sonrasında sanatsal eğilimi oldu. Çanağa yeni bir form getirmeye başladı. Ben de aldığım eğitim ve babamdan gördüğüm yöntemlerle sanatımı devam ettirmeye çalışıyorum. Avanos'ta genelde bu sanat nesilden nesle aktarılıyor ama günümüzdeki kuşak devam etmek istemiyor. El sanatları çok fazla değer görmüyor. Ekonomik anlamda devam ettirme yönünde kaygıları oluyor. Sevdiğin işi yapmak ve bu geleneği devam ettirmek çok değerli, ben de bunu yapmaya çalışıyorum."