İl Sağlık Müdürlüğünden 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle yapılan açıklamada, kanserin hem dünya hem de Türkiye’de ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer aldığı, ölüm nedenlerine bakıldığında dünya genelinde yaklaşık her 6 ölümden birinin, Türkiye’de ise her 5 ölümden birinin kanser nedeniyle gerçekleştiği kaydedildi.

Kanserde erken teşhisin çok önemli olduğunun vurgulandığı açıklamada, kalın bağırsak, rahim ağzı ve meme kanseri vakalarının erken evrelerde yakalanmasına yönelik toplum tabanlı tarama programları yaptıklarını ve bu sayede kanser vakalarının erken evrelerde yakalanmasıyla birçok hastanın şifaya kavuştuğu ifade edildi.

KANSER ÖLÜM NEDENLERİ ARASINDA İKİNCİ SIRADA YER ALMAKTADIR

İl Sağlık Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “4 Şubat Dünya Kanser Günü, gerek kanser konusunda farkındalığı ve eğitimi artırarak gerekse dünyanın her yerindeki hükümetler ile bireyleri hastalığa karşı harekete geçmeye zorlayarak her yıl milyonlarca önlenebilir ölümün önüne geçmeyi amaçlamaktadır. İlk olarak 2005 yılında ülkemizin de yakın işbirliği içerisinde olduğu Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü (UICC) tarafından düzenlenen Dünya Kanser Günü etkinlikleri,  izleyen yıllarda her yılın 4 Şubat günü UICC ve işbirliğindeki kuruluşlarla birlikte küresel düzeyde yürütülen kampanyalarla geleneksel hale getirilmiştir.

Kanser hem dünya hem ülkemiz için ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer almaktadır. Ölüm nedenlerine bakıldığında dünya geneli için yaklaşık her 6 ölümden birinin, ülkemiz için ise her 5 ölümden birinin kanser nedeniyle gerçekleştiği görülmektedir. Dünyada her yıl yaklaşık 19 milyon kişi kansere yakalanmakta, 9.9 milyon kişi ise kanser nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Benzer seyir devam ettiği takdirde, 2040 yılında 30 milyon yeni vaka ortaya çıkması beklenmektedir. En sık görülen kanser türleri sırası ile meme, akciğer, kalınbağırsak, prostat, mide olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kanser türleri ülkemizde de ilk sıralarda yer almaktadır. Türkiye Kanser İstatistikleri Raporuna göre, bir yıl içerisinde 211.273 kişiye kanser tanısı konulmuştur. Erkeklerde görülme sıklığı kadınlara göre daha fazladır (Erkeklerde yüz binde 262,4, kadınlarda yüz binde 188,0). Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artmaktadır.”

TANI VE TARAMA STRATEJİLERİ DE KANSER TİPLERİNE GÖRE DEĞİŞMEKTEDİR

Bal arısı zehri üretim kursu düzenlendi Bal arısı zehri üretim kursu düzenlendi

Açıklamanın devamında, “Sonuç itibarıyla kansere yol açabileceği kanıtlanmış risk faktörlerinin farkına vararak, bunlardan korunmada bireysel ve toplumsal temelde yapılacaklar konusunda bilgilenerek, önleme çabalarını kararlılıkla sürdürerek, ileri dönemlerde daha büyük bir toplumsal yük haline gelmesi beklenen kanserle savaşımda önemli kazanımlar elde edileceğine şüphe yoktur.

Kanser hastalıklarının her bir tipinin kendine göre etyolojisi, risk faktörleri, tanı ve tedavi yöntemleri vardır. Bu yüzden erken tanı ve tarama stratejileri de kanser tiplerine göre değişmektedir. Bazı kanser tipleri için tarama önerilirken bazı kanser tipleri için önerilmemektedir.

Dünya Sağlık Örgütü; meme, rahim ağzı ve kalın bağırsak kanserlerinde vakaların erken evrelerde yakalanmasına yönelik toplum tabanlı tarama programları önermekte ve bu çalışmaların bütüncül bir kanser kontrol programının parçası olması gerektiğini belirtmektedir.

Ülke genelinde kanser taramaları; birinci basamak ve 2.-3. basamak sağlık kuruluşlarında, toplum tabanlı ve fırsatçı taramalar şeklinde yapılmaktadır. Kırsal ve dezavantajlı gruplarımıza illerimizdeki mobil tarama araçları ile de tarama hizmeti verilmektedir.

Ülkemizde yürütülen Ulusal Kanser Tarama programında, meme kanseri taraması 40-69 yaş arasındaki kadınlara yılda bir kez klinik meme muayenesi yapılmakta, 2 yılda bir mamografi çekilmektedir. Rahim ağzı kanseri taraması 30- 65 yaş arası kadınlara 5 yılda bir HPV-DNA testi ile yapılmaktadır. Kalın bağırsak kanseri taraması 50-70 yaş arasındaki kadın ve erkeklere 2 yılda bir Gaitada Gizli Kan Testi (GGK) yapılmakta, 10 yıl da birde kolonoskopi önerilmektedir.

Tarama sonrasında pozitif ya da şüpheli bulunan kişiler ikinci, üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirilmekte ve ileri tetkikler yapılmaktadır. Teşhis ve tedavi hizmetleri ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşları tarafından yapılmaktadır.” İfadelerine yer verildi.

Kaynak: HABER MERKEZİ