Tarım Danışmanı Yeşil, yıllık ortalama sıcaklığın 11-16 santigrat olduğu yöreler bağcılık için uygun yerler olduğunu belirtti.
Yeşil, “Asma gelişme devresi oldukça uzun olan bir bitkidir. İlkbaharda, günlük sıcaklık ortalaması +11 derecenin üstüne ulaştığında asma gelişmeye başlar, sonbaharda sıcaklık ortalaması bu değerin altına düşünceye kadar gelişmesini sürdürür. Üzümün olgunlaşma devresinde sıcaklık ortalaması 18 santigrat olmalıdır.” dedi
Yeşil bilgilendirmeye şöyle devam etti, “İlkbaharın son donları ile sonbaharın ilk donları arasındaki gün sayısı, vejetasyon süresi ve asmaların bu dönem içindeki sıcaklık toplamı istekleri, asma yetiştiriciliği sınırlayan önemli bir faktördür.
Bir üzümün olgunlaşabilmesi için belirli bir sıcaklık ve güneşlenme süresine ihtiyaç vardır. Bu sıcaklık ve güneşlenmenin yeterli olmadığı durumlarda üzümün kalitesi ve kantitesi düşmektedir. Vejetasyon süresinin kısa sürdüğü bölgelerde, istenen ışık ve sıcaklık toplamı yeterli değilse, asmalar zamanında çiçek açmadıkları gibi, üzümlerde zamanında olgunlaşamazlar. Sıcaklık toplamının yetersiz oluşu, yeteri kadar karbonhidratların teşekkül edememesi yüzünden, üzümlerin ekşi kalmasına sebep olur.
Tat, hoş koku ve renk maddeleri olgunluğun gidişi üzerinde doğrudan doğruya etkilidir. Tadı ve aroması istenen düzeyde olmayan, renkten yoksun üzümler iyi bir değer bulamazlar.
Enlem ve yükselti arttıkça vejetasyon süresi kısalır. Yine bu yörelerde sıcaklıklar daha düşüktür. Aynı zamanda ilkbahar donları hâkimdir ve sonbahar donları da erken meydana gelmektedir. Geç olgunlaşan çeşitler böyle bölgelerde ekonomik olarak yetiştirilemezler.
Asmalarda, ortalama sıcaklığı 11 santigrat üzerinde olan günlerin toplamı olarak ifade edilen vejetasyon süresinin 180 günden fazla olması gerekmektedir. Bir yerde asmanın normal gelişip mahsul verebilmesi ve meyvelerini tam olarak olgunlaştırabilmesi için, bir vejetasyon dönemi içinde 11 derecenin üzerinde; Erkenci çeşitlerde 1600-2 bin santigrat, geççi çeşitlerde ise 3 bin santigrat derece ve daha fazla yıllık ısı toplamına ihtiyaç vardır.
İLKBAHAR GEÇ, SONBAHAR ERKEN DONLARI (AKDONLAR- KIRAĞILAR)
Bağcılığı sınırlayan ekolojik faktörlerden en önemlisi geç ilkbahar ile erken sonbahar donlarıdır. Bu donlar kırağı şeklinde, ısının sıfırın altında -3,- 5 santigrat derece’lere düşmesiyle sabaha karşı suyun çiçek, yaprak, meyveler üzerinde donması suretiyle meydana gelir.
İlkbahar geç donlarından, çiçekler, körpe filiz ve yeni oluşan küçük meyveler zarar görür. Gözlerin patladığı ve tomurcukların sürmeye başladığı dönemde oluşan ve sık sık tekrarlayan geç ilkbahar donları belirli yerlerde bağcılığı kısıtlayabilmekte, ancak bazı önlemlerle bağcılık yapılabilmektedir. Sonbaharda erken gelen donlar, üzüm, sürgün ve bazen yapraklara zarar verir. Genç omcalar da odunlaşmaya mani olarak kurumalara neden olur. Sonbahar erken donları özellikle geç olgunlaşan üzümlerde zararlı olur.
Özellikle vejetasyon süresi uzun anaç veya çeşitler ile çalışırken o yörenin don faktörü iyi incelenmelidir.
İLKBAHAR GEÇ DONLARI; ASMALARDA
Eksi 3,5° santigrat derecede açılmak üzere olan kış gözleri, eksi 2,5 santigrat derecede taze sürgünler (3 dakika dayanır.), eksi 2 santigrat derece de çiçek salkımları ve yapraklar zarar görü, ilkbahar geç donlarından bağı korumak için bağlar, don tabanı oluşturan vadiler ve çukur alanlar yerine meyilli arazilerde kurulmalı, bağlar, don tabanı oluşturan vadiler ve çukur alanlar yerine meyilli arazilerde kurulmalı, soğuk havanın akıp gitmesi için sıraların düzgün oluşturulmalı, yüksek gövdeli terbiye sistemleri uygulanmalı
BUDAMA MÜMKÜN OLDUĞU KADAR GECİKTİRİLMELİ
Kış budaması ne kadar geç yapılırsa, gözlerde o kadar geç uyanır ve sürer. Bu nedenle budamanın gözlerin kabarmaya başladığı dönemde budama ne kadar geciktirilirse geç donlardan korunabilir. Yine, ilkinde dalların kısaltılması, ikincisinde ise budamanın tamamlanması şeklinde çift budama yapılarak bağlarda gözlerin sürmesi geciktirilebilir. Asmanın bir yaşındaki dalında uyanma önce uçtan başlayarak dibe doğru iner. Yani budanmayan bir yıllık dalların altlarındaki gözler daha sonra uyanır. Erken budandığı zaman alt gözler erken sürmeye başlar
Bağlarda toprak yüzeyi otlu bulundurulmalı, geç süren çeşitler tercih edilmeli, bağ etrafında ve içinde sap, saman, lastikler sabaha karşı yakılarak bağ duman altında tutulmalıdır, plastik örtüler kullanılarak donlardan korunmalı.
EN DÜŞÜK ISI (KARA DONLAR)
Asma için 11°C’nin altında ve 35 santigrat derecenin üstündeki sıcaklıklar elverişsiz sıcaklıklardır. Kültür asmaları bitki olarak -20 santigrat dereceye kadar dayanabilirler. Düz, hava sirkülâsyonu olmayan, nemli arazilerde -20 santigrat derece'de 4-5 saat devam eden donlarda asmanın toprak üstü kısımları tamamen donar ve ölür. Kış donlarından asmaların korunması amacı ile Orta Anadolu’nun bir kısım yerleri ile Doğu Anadolu’da asmalara alçak boy verilir ve bağlar yaprak dökümünden sonra 15-20 santimetre kalınlıkta toprakla örtülür. Asmanın - 12 santigrat derece’de kış gözleri ve - 16 santigrat derece'de dalları ve - 20 santigrat derece de yaşlı kısmı zarar görür. Kış Donlarından Bağı Korumak İçin Zayıf anaçlarda alçak gövdeli taç oluşturmak, Fazla azotlu gübreden kaçınmak, Fosforlu ve potasyumlu gübrelerle dengeli beslemek, Fazla ve özellikle son zamanlarda sulama yapmaktan kaçınmak, Soğuğa dayanıklı anaçlar seçmek (Vitis riperia, Vitis labrusca, Vitisamurensis) gibi eksi 40 santigrat dereceye dayanan anaçlar yoluyla kış donlarından bağımızı koruyabiliriz.
YÜKSEK SICAKLIKLAR
Sıcaklığın 35-40°C’ye ulaşmasıyla birlikte sürgün, yaprak ve taneler üzerinde yanıklıklar oluşur. Bitki ve toprak yüzeyinden aşırı su kaybı olduğundan kıraç alanlarda su dengesi bozulan omcalarda yeterli gölgelenmeyen taneler tümüyle buruşur. Doğrudan güneşe maruz kalan kısımlarda koyu kahverengi-siyah yanık lekeleri oluşur.
Üzümler 1500-1600 saat minumum güneşlenme süresine ihtiyaç duyar."