Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ve Nevşehir Valiliği desteği ile Kapadokya Üniversitesi ev sahipliği, NEVÜ iş birliği ile Kapadokya Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, Müzeler Genel Müdürlüğü, Nevşehir Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvar Müdürlüğü tarafından düzenlenen Kültürel Emanetlerin Korunması, Keşlik Manastırı Duvar Resimleri Onarım Projesi konulu uluslararası konferans KÜN’de yapıldı.
Kapadokya Üniversitesi Medrese Binası A1 Salonu’nda yapılan konferansa Nevşehir Vali Yardımcısı Kübra Karaalioğlu, KÜN Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar, Nevşehir İl Kültür ve Turizm Müdürü Arda Heb, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bayram Deviren, Kapadokya Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Kapadokya Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Şükran Ünser, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Tolga Uyar ve alanda uzman Türk, İtalyan ve Japon davetliler katıldı.
Nevşehir Valiliği, Ahiler Kalkınma Ajansı ve Kapadokya Turizm Altyapı Hizmet Birliğince yapısal restorasyon ve konservasyon çalışmaları ile çevre düzenlemesi 2023 yılında tamamlanan Keştik Manastırı Baş Mikail Kilisesi özelinde ele alınan ‘Kültürel Emanetlerin Korunması’ projesi kapsamında, Keşlik Manastırı’ndaki uzman ekipler, Baş Mikail Kilisesi’nin eşsiz duvar resimlerinin korunması adına aslına uygun malzemeler ve yöntemler kullanarak konservasyon yapacak.
“KORUMA VE ONARIM ÇALIŞMALARIMIZIN TEMEL HEDEFİ”
Burada konuşan Vali Yardımcısı Karaalioğlu, Kapadokya’nın kültürel mirasını koruma yolunda atılan ilk ilk adımlardan olan duvar resimlerinin korunmasına yönelik ilk konservasyon çalışmalarının 1972 yılında Nevşehir’de başladığını ve günümüzde devam ettiğini vurguladı.
Karaalioğlu,“Bu çalışmalar Kapadokya bölgesinin eşsiz tarihi ve sanatsal dokusunun korunması ve gelecek nesillere aktarılması amacıyla büyük bir titizlikle sürdürülmektedir. Nevşehir ili Ürgüp ilçesi Cemil köyünde bulunan Keşlik Manastırı çevre düzenlemesi 2023 yılında tamamlanmıştır. Konservasyon uygulamalarının ise 2024-2030 yılları arasında gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Uzman ekiplerimiz, Keşlik Manastırı’ndaki eşsiz duvar resimlerinin korunması adına en modern teknikleri kullanarak konservasyon işlemlerini gerçekleştireceklerdir. Koruma ve onarım çalışmalarımızın temel hedefi. Valiliğimiz, ilgili kurumlar ve uzman ekiplerle iş birliği içerisinde bu projelerin başarıya ulaşması için gereken her türlü desteği sağlamaya devam edecektir.” dedi.
“KEŞLİK MANASTIRI BİZİM YILLARDIR ÜZERİNE TİTREDİĞİMİZ BİR MÜCEVHER”
Kültürel emanetlerin korunması, aslına uygun yaşatılması için birçok paydaşın bir araya gelmesinin önemini vurgulayan KÜN Rektörü Karasar da, “Keşlik Manastırı bizim yıllardır üzerine titrediğimiz bir mücevher. Keşlik Manastırı’nın durumunun geçmişe göre iyi olmasının sebepleri, bunun için emek veren Cabir Bey ve şimdi oranın korunmasına yardımcı olan Levent Ak Başkanımızdır. Turizm rotalarının dışında görülmesine rağmen Keşlik’i korumak için ellerinden geleni yaptılar. Türkiye’de akademik anlamda bu işi en iyi düzeyde yapanlardan biri Prof. Dr. Tolga B. Uyar’ı da tebrik etmek istiyorum, kendisi bugün aramızda. Hem akademik bilgisiyle hem yönlendirmeleriyle hem duruşuyla bizler için her zaman örnek oldu oldu. Kapadokya’nın, özellikle bütün bu kültürel emanetlerinin korunması konusunda öncü bir aktivist olduğunun da altını çizmek isterim.” diye konuştu.
“KONFERANSLA KÜLTÜREL MİRASIN GELECEK NESİLLERE KAPSAYICI BİR ŞEKİLDE AKTARILMASI AMAÇLANIYOR”
Alanında uzman uluslararası ekipler, Keşlik Manastırı’nda, Baş Mikail Kilisesi’nin eşsiz duvar resimlerinin korunmasında aslına uygun malzemeler ve yöntemler kullanarak konservasyon işlemlerini yapacaklarını belirten İl Kültür ve Turizm Müdürü Heb ise, “Düzenlenen bu konferansta kültürel mirasın korunması bilincinin geliştirilmesi, konservasyon uygulamalarına yönelik uzmanlık çalışmalarının ve deneyimlerin aktarılması, bilgi değişimi yapmaya olanak verecek bölgelerarası iletişim ağlarının oluşturulması ve gelecek nesillere kapsayıcı bir şekilde aktarılması amaçlanıyor. Konferansın hem bilim dünyasına hem de kültürel mirasın korunmasına yönelik önemli katkılar sağlaması ve başarıyla devam etmesini temenni ediyorum.” dedi.
“TEMAMIZDA ÖZELLİKLE ‘KÜLTÜREL EMANET’ İFADESİNİ TERCİH ETTİK”
‘Kültürel emanet’ ifadesinin konferans özelinde önemle seçildiğini belirten Ünser de, “Biz temamızda özellikle ‘kültürel emanet’ ifadesini tercih ettik. Bu kelimenin altındaki sorumluluğu hep birlikte yeniden hatırlayalım istiyoruz. Kıymetli hocamız, kent ve çevre bilimcisi Prof. Dr. Ruşen Keleş’in aslında bizlere armağan ettiği ve dikkat çektiği bir ifadeydi bu. Tarih, kültür ve doğa varlıkları geleceğin kuşaklarına geçmiş kuşaklardan devralınmış olduğundan, daha kötü ve daha bozulmuş olarak değil, en azından aynı niteliklerde devredilmesi gereken değerlerdir. Keleş Hocamız, bu değerlerin yalnızca geçmişten gelen bir miras değil, geleceğin kuşaklarından ödünç aldığımız değerler olduğunun altını çizmişti. Bu anlayış esasında bizim tarihimizde de önceden yer bulmuş bir bakış açısını yansıtmakta.” dedi.
Kültürel varlıkları yalnızca geçmişimizin değil, geleceğin de bir emaneti olarak görmenin sorumluluğunu üstlenmenin önemine değinen Ünser, konferansta henüz yabancı literatüre bile girmemiş olan kültürel emanet kavramının uluslararası düzeyde geleceğe aktarma sorumluluğunun altını çizmek istediklerini söyledi.
Uzman katılımcıların sunumlar yaptığı oldukça verimli geçen konferansta kültürel emanetlerin korunması hususunda çok kıymetli bilgiler paylaşıldı.