Bakan Bayraktar, Bakanlıkta gazetecilerle bir araya gelerek enerji gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.

İran-İsrail geriliminin arz güvenliğine etkilerine değinen Bayraktar, Türkiye'nin İran'la petrol ve petrol ürünü ticaretinin olmadığını ancak bu ülkeden yıllık 7-8 milyar metreküp doğal gaz tedarik ettiğini belirtti.

Bayraktar, bu rakamın Türkiye'nin yıllık ihtiyacının yüzde 13-15'ine tekabül ettiğini dile getirerek, "Eğer doğal gaz boru hatlarına, doğal gaz altyapısına bir sıkıntı gelirse burada arzla alakalı bizi etkileyebilecek bir durum olabilir. Bizim özellikle temel stratejimiz, burada tedariki çeşitlendirmek. Biz, kaynaklarımızı bir tek ülkeye, birkaç ülkeye bağlı değil de daha farklı kaynaklara yayabilmek adına önemli bir altyapı yatırımı yaptık." ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE, GAZ İHTİYACININ YARISINI LNG OLARAK KARŞILAYABİLİR

Türkiye'nin doğal gazı, boru hattı dışında sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) şeklinde temin etmek için son yıllarda LNG terminalleri ve yüzer LNG depolama ve yeniden gazlaştırma ünitelerini (FSRU) hayata geçirdiğine dikkati çeken Bayraktar, son dönemde yaptıkları uzun vadeli LNG tedariki anlaşmalarının da tedarik çeşitliliği stratejisinin parçası olduğunu vurguladı.

Trump, "Suriye'nin anahtarı Türkiye'nin elinde olacak" (video) Trump, "Suriye'nin anahtarı Türkiye'nin elinde olacak" (video)

Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye, gaz ihtiyacının rahatlıkla yarısını sıvılaştırılmış doğal gaz olarak gemilerle tedarik edilebilir. Dolayısıyla çeşitlendirmenin bir bacağı budur. Bir diğeri, depoların kabiliyetini, hacimlerini artırmak. Şu anda 5,8 milyar metreküplük bir depo kabiliyetimiz var. Kışa girerken bunları hızlı bir şekilde dolduruyoruz. Kışa dolu depolarla girmek istiyoruz. Hedefimiz, her yıl olduğu gibi bu sene de budur. Bir diğeri de yapacağımız diğer anlaşmalarla, belki bu hafta sonuna doğru, perşembe günü Rusya'ya gideceğim. Orada bir uluslararası gaz konferansı var. Dolayısıyla mevcut tedarikçilerimizle de farklı anlaşmalar yapabiliriz."

Körfez bölgesinde oluşacak bir gerilimin küresel petrol ve gaz piyasasına doğrudan etkilerinin olabileceğine dikkati çeken Bayraktar, Türkiye'nin bu tür etkileri aşmak için Irak ile geliştirilen Kalkınma Yolu Projesi'nin güzergahına petrol ve doğal gaz boru hatları inşa edilmesini önerdiğini, bu hatların Körfez'de bir gerilim çıkması durumunda mevcut güzergahlara alternatif olabileceğini Iraklı makamlara ilettiklerini söyledi.

"ELEKTRİK VE GAZA YILSONUNA KADAR ZAM YOK"

Bayraktar, Türkiye'de arz güvenliğini sağlamak için tedbir aldıklarının altını çizerek, "Fiyatlarla alakalı zaten ciddi bir desteğimiz var. Özellikle doğal gaz fiyatlarından bahsediyorum. Elektrik ve doğal gaza bu yılsonuna kadar zam yok." açıklamasında bulundu.

Doğal gaz ve elektrik konusunda destek gruplarını belirlemek için çalışmalar yürüttüklerini anlatan Bayraktar, şu bilgileri paylaştı:

"Gerçekten ihtiyaç sahibi olacak grupların desteklenmesi, bu anlamda yüksek tüketimi olan grupların bu destek mekanizmalarından daha az istifade etmesi ya da istifade ettirilmemesi gibi bir stratejinin içerisindeyiz. Yılsonuna kadar fiyat artışı öngörmüyoruz. Bunları yaparken enflasyonu dikkate alarak hareket ediyoruz. 2025 yılı için özellikle evinde 400-500 kilovatsaat aylık tüketimi olan birisinin tüketiminin sebebi büyük oranda ya daha büyük evi olduğu için, belki elektrikli araç kullandığı için vesaire gibi şeylerdir. Bu tüketim gruplarının yüksek gelir grubunda olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla kim ne kadar para kazanıyor ona bakmıyoruz ama tüketimine bakacağız ve o tüketim grubunda Türkiye ortalamasının 2 katı üzerinde tüketimi olan tüketicilere diyeceğiz ki: 'Siz, bu işin bedelini ödeyin ki biz doğru kesimleri destekleyelim ve onlara yeterince bütçe ayıralım'. Böyle bir çalışmayı yapıyoruz. Bunu kamuoyumuzla kısmen paylaştık ama önümüzdeki günlerde de daha detaylı inşallah paylaşırız."

Elektrikte Türkiye'nin ortalama tüketiminin 200 kilovatsaat civarı olduğuna dikkati çeken Bayraktar, doğal gaza ilişkin, "Doğal gazda da biraz daha hassas bir çalışmaya ihtiyaç var çünkü doğal gazda Erzurum'daki bin metreküple Antalya'daki bin metreküp aynı değil. Erzurum'da normal vatandaş bin metreküp kullanır. İşte 100 metrekare, 120 metrekare evi olan bir insan ama Antalya'da belki evi 500 metrekare de olsa yılda 500 metreküp tüketir. Dolayısıyla il bazlı ve iklim bazlı orada özel bir değerlendirmeye ihtiyaç var diye düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA