Dr. Erkal Yandı, yeni yönetmeliğin iş gücünün artışı gibi görülse de, sağlık sisteminin birinci basamağının daha aktif ve randımanlı bir uygulama olarak dikkati çektiğini söyledi.
Kronik hastalık takibinin birinci basamak sağlık kuruluşlarında koruyucu hekimlik açısından olması gerektiğini söyleyen Dr. Yandı, “Avrupa başta olmak üzere sosyo-kültürel seviyesi yüksek birçok toplumda koruyucu hekimlik, birinci basamak sağlık kuruluşlarında olmaktadır. Ülkemizde Prof. Dr. Nusret Fişek önderliğinde 1962’de yasallaşan ve 1963’te Muş Bulanık’ta sağlıkta sosyalizasyon çalışması ile ilk sağlık ocakları kurularak birinci basamak önem kazanmıştır. Daha sonra, 2005 yılında Düzce’de pilot bölge olarak aile hekimliği sistemi kurularak tüm yurda yayıldı ve ülkemizde koruyucu hekimlik ve birinci basamak revize edildi.” dedi.
Akılcı ilaç konusunda Sağlık Bakanlığının politikalarını değerlendirerek, bu konu kendi yaptığı çalışmalardan bahseden Dr. Erkal Yandı, “Akılcı ilaç konusunda, endikasyon dışı gereksiz ilaç kullanımının önüne geçilmesi hedeflenmiştir. Biz de hastalarımıza gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınmaları gerektiğini anlatıyor ve onlara en doğru tedavi seçeneklerini sunmaya çalışıyoruz.” diye konuştu.
Maaş düzenlemesi hakkında da konuşan Aile Hekimi Yandı şöyle konuştu: “Birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında motivasyon artırıcı en büyük etken, aile hekimlerinin ve sağlık çalışanlarının motivasyonunu ve performansını artırıcı bir çalışma olmuştur.”
Dr. Yandı son olarak yeni yönetmeliğin kasım ayından itibaren etkilerini şu şekilde değerlendirdi: “Yeni yönetmelik, kamuoyu oluşturulması ve halka duyurulması, aile hekimlerinin ve sağlık çalışanlarının iştirak etmesinin sağlanması, zaman içerisinde eksiklerin giderilmesi ile aileden biri olan aile hekimi ve sağlık çalışanlarının, haliyle de vatandaşın yararına olacaktır.”