Okumak her halükarda bir ihtiyaçtır. Okumanın kıymetini okumayanlardan sormalı. Okumayanlar okumanın kıymetine ne ölçüde olumlu bakarlar burası da ayrı mesele tabi ki? Fakat bazı insanlarda okumak ilk cümlemize binaen fuzuli bir iştir. Okumanın lüzumuna inanan bu insanlar için okumayı fuzuli görmenin çeşitli saikleri vardır. Bu nedenlerden biri bu fikir sahiplerinin konumları itibariyledir. Düşününüz ki bu adamlar tarım işiyle iştigal ediyorlar ve işleri de oldukça iyi gidiyor. İşler yolunda gittiği sürece bir yarış atı gibi eğitim gören öğrenciler öncelikle mali açıdan aileye bir yüktür. Tarımdan çıkar bir yol bulamayanlar ise ?oku da adam ol? yerine ?sırtını devlete daya da? gibi bir cümle kuracaklardır. Tarım dışında ister kırsal kesimde ister kent hayatında olsun çocuğunu çırak olarak bir ustaya teslim eden bir baba geçmiş zaman insanları gibi, ?eti senin kemiği benim? mantığıyla hareket eder. Çünkü oğlunun ustanın şefkatli kollarına teslim eden bir baba nihayetinde bir ustalık görecektir. Okumanın lüzumsuzluğuna inanan başka bir saik de ?okuyup da ne olacak?? düşüncesidir. Bir zamanlar siyasal olaylar nedeniyle okula öğrenci göndermek okumanın ateşten bir gömlek olmuşluğundan sakat bir düşünce gibi algılanırdı. Ancak şehirlere gidip de tahsil görenler zamanla ideolojik durumlara, siyasi düşüncelere kapılmaları nedeniyle pek de hoş karşılanmasalar da sonuç itibariyle iş hayatında mutlu sona ulaşmanın hazzı da unutulmazdı. Yine de her halükarda o yıllarda okumak isteyip de okula kapağı atanlar için ?okudu da ne oldu? veya ?vatan kurtaran Şaban? takıntısı, algılanmaları veya fikirleri nedeniyle tehlikeli insan görülmeleri de bir realite idi. Okumak da okumamak da insanoğlunun bir sorunudur. Kimi insan okuyamamaktan kimisi de okumaktan muzdariptir. Okuyup da toplumun sorununu kendine dert edinen insan için okumak o insan için büyük bir yüktür. Toplumun her kesiminde problemler, arızi haller vardır. Dolayısıyla haksızlıklara tahammül edemeyenler o durumun düzelmesi için mücadele yolunu seçenler için hayat pek müşkülatlıdır. Her şeye rağmen okumanın bir oksijen, bir vitamin gibi insan hayatının olmaz ise olmazları arasında yer alması gerektiğidir. Her şeyi anlamak o her şeyi bilmekten geçer. Her şeyi olmasa da okumakla gelişen insanoğlu birçok şeyi algılayacak, anlayacak ve ona göre hareket edecektir. Okumak insan için hem külfetli hem de külliyatlı, keyfiyetine binaen elzemli bir hal olduğunu bilmek gerekir diyoruz.