Hepimizin malumu seçim çalışmaları son sürat devam ediyor. Siyasi parti liderleri yâda hükümette geçen seçim halkın bizzat seçtiği ve şu anda görev yapan birileri –TEŞRİF- etmeden önce bir hazırlık bir telaş. Siyasi partilerin yerel temsilcileri; geliş takvimi belli olan kişiler ile alakalı hummalı bir çalışmaya girip günler öncesinden hazırlıklara başlıyorlar.

Eğer gelecek kişi hükümettense of sokaklar temizleniyor, banketler boyanıyor, cadde aydınlatmalarının yanmayan kısımları acilen! Tamir ediliyor, hatta gelecek liderin daha önceden belli olan güzergâhına göre yollardaki çukurlar tamir ediliyor, peyzaj çalışmaları çiçekler böcekler. Hatta daha da ilginci bütün trafiği, park etmiş araçları bile yerinden kaldırıp trafiği kesmeden durdurmaya çalışıp daha da acısı şehir içi minibüsün durağa gidip insanları indirmesine bile engel oluyor arkadan gelen anons sesi : “dolmuş durma devam et”

Seçimler için hazırlanan ve üzerlerinde neredeyse konsere yetecek bir ses sistemi barındıran işkence aletlerine ne demeli? Yanınızdan geçtiğinde yaşadığınız geçici sağırlık durumu da cabası. İşe olması gereken pencerenden bakıldığında görünen siyasi parti liderleri yada hükümetteki insanlar “ben sizi yönetmeye talibim” yada “ben görevime devam etmeye talibim” demek için gelmiyorlar mı buraya? Hatta daha basit bakılınca talepkar olan oy isteyen taraf orası.

Görünen de tam tersi. Halk olarak devletin veya birilerinin finansıyla yapılan eziyete rağmen biz onlara ne olur bizi yönetin diye yalvarıyor hoş görünmeye çalışıyoruz. Normalde o büyüklerimiz gelmese banketlerin boyanmasına layık değiliz zaten yada yolların çukurları tam bizlik. Bir nedenden bozulmuş aydınlatmaların da ışıtması gereken insanlar biz değiliz.

Peyzaj mı çiçekler mi? oda ne? Oradan bakan geçecek sen kim oluyorsun da dolmuştan kucağında çocuğunla inmeye çalışıyorsun abla? Git beş durak ötede in ve yürü çünkü senin seçtiğin yada seçeceğin adam gelecek! Gelecek de nasıl gelecek? Ya özel korumalı (sanki hedef tahtası gibi ortada kocaman siyah bir araba ile önünde arkasında beyaz bir sürü emniyet arabası) arabalarla o yoldan hızlıca geçip gidecek senin yaşadığın her gün çukurunu hissettiğin yolu 15 saniyeliğine işgal edecek yada toplasan bir saat sürecek bir yönetime talip olma konuşması yapacak bir meydanda. Konuşma yapacaksa saatler öncesinden bir sürü hazırlık ve dahası bir sürü gürültü dinlenir birisi gelip konuşma yapar sonrasında saatler süren temizlik.

Sanırım bir konuda yanılıyoruz. Bunların hiçbirine biz halk olarak layık değiliz. Yolların çukur olmaması bizim için lüks, çiçek görmek bize göre zaten değil, biz kimiz ki parasını ödediğimiz dolmuştan istediğimiz durakta ineceğiz? Hasta olmak yada hasta sahibi olmak çok büyük ayıp ne olursa olsun o seçim arabalarının sağır edici ve çoğu olması gerekenden yüksek desibeldeki müziklerini dinlemek en büyük vatandaşlık görevimiz.

Durum böyle olunca bence biz onları seçmiyoruz bizi temsil etsinler diye. Onlar bizi yönetilmeye layık görürlerse yönetiyorlar. Şimdi soruyorum KİM KİMİ SEÇİYOR? 

Levent Ahmet MENEKŞE